Rus toplumunun şiddet anatomisi

Ukrayna’da savaşan Rus askerlerinin çoğu da ayını bölgelerden geliyor.

Rus toplumunun şiddet anatomisi


Rus toplumunun şiddet anatomisi

Şarkılardan okullara, hastanelerden, kimsesizler yurtlarına, hapishaneye, aileye kadar şiddetle bezenmiş ilişkiler Rus toplumsal yaşamının dinamiklerini belirliyor.

MİKDAT KARAALİOĞLU

Rus şansonları (Russkij šanson) toplum içindeki normalleşen şiddetin kökenleri hakkında ipuçları veren bir şarkı türü. Çarlık döneminde suçlular ve hakları olmayan tarım işçileri arasında bir protesto müziği olarak ortaya çıkan ve Gulak kamplarında tüm topluma mal olan şansonlar kriminal bir davranış etiği ve bayağı sözler içeriyor. Rusya’da en çok dinlenilen müzik türü olan şansonlar toplumsal şiddetin müzikal yansıması olarak nitelendiriliyor.

Rusya yaklaşık yarım milyon mahkumla Avrupa’daki en yüksek mahkum sayısına ve tutuklama oranına sahip. Rus hukuk sistemi ufak suçları bile sert cezalandırıyor. Mahkumların yeniden suç işleme oranı ise yüzde 63. Rusya’da 1992-2007 yılları arasında toplam15 milyon kişi hapse girmiş. Bu mahkumların çoğu en fakir bölgelerden geliyor. Ukrayna’da savaşan Rus askerlerinin çoğu da ayını bölgelerden geliyor.

Yılda 300 bin kişi Rus hapishanelerinden tahliye ediliyor. Bu tahliyeler hapishanelerde edinilen suç kültürünün dışarıya da yayılması anlamına geliyor. Eski mahkumların kullandığı dil, uyguladığı şiddet yöntemleri ve ahlak anlayışı toplumu da değiştiriyor. Bu kültür şansonlarla mental olarak destekleniyor.

Aile içi şiddet bir suç olarak kabul edilmiyor. Son yapılan anketlere göre Rusların yüzde 70’I aile içi şiddete maruz kaldığını söylüyor. Şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin yüzde 80’i ise kadınlar.

Bu kişilerin dili ve dünya görüşleri aşağılayıcı, muhteris, yasalara ve kurallara saygısı olmayan, fiziksel şiddeti kutsayan özellikler taşıyordu. Yeni elitlerin en dikkat çekici özelliği ise herkesin ve her şeyin yeterli para ödendikten sonra alınıp satılabileceğine dair kesin inançları.

Rusçada dilde yaşanan yozlaşmayla üst düzey diplomatların bile rahatça kullandığı ‘’üzerine etmek’’ deyimi de aslında gerçek anlamda bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor. Ukrayna’da Rus askerlerinin işgal ettiği Butsha ve İrpin gibi kentlerde tecavüz ve öldürmenin yanında defi hacet vakalarına da sık rastlandı. Ruslar işgal ettikleri evlerin oturma odaları, yatak odaları ve mutfaklarına bir ceza yöntemi olarak büyük abdestlerini yaptı.

Bu yöntem Rusların tarihten beri kullandığı bir cezalandırma yöntemi. Polonyalı filozof ve yazar Sanislaw Lem bir Alman doktorun anılarına dayandırarak verdiği bilgilere göre, Ruslar Almanya’yı işgal ettiklerinde girdikleri evleri, hastaneleri, kiliseleri, kütüphaneleri yağmaladıktan sonra büyük abdestlerini de bırakmışlar. Yani üzerine etmeyi bir cezalandırma yöntemi olarak kullanmışlar.

Bilinçli kirletme eylemi aslında medeniyete karşı arkaik bir başkaldırı. Kriminal mantık Aşağılama ve insanlık onurunu yok saymayı normal sayıyor. Kültürel, hukuki yada etik kural ve normları yapay, yanlış ve tabii olmayan şeyler olarak görüyor. Kendi yöntemlerini böylece meşrulaştırıyor.

Şansonlarda sıkça kullanılan konular kriminal ruhlar hakkında başka ipuçları da veriyor. Suçlular işlediği suçların kurallarını romantikleştiriyor. Yoğun duygular, ya da tutkuyla suç işlemeye zorlanma gibi temalar bu şarkılarda yer alıyor. Kendilerini sürekli başkaları suç işlemeye itiyor. Şiddeti ruhlarında baskılamak için uydurdukları bu büyük yalana kendileri de zamanla inanıyor.

Not: Bu yazı Frankfurter Allgemeine Sonntagzeitung’da 31 Temmuz 2022 tarihinde Ksenia Krimer’in İngilizce‘den Almanca‘ya “die Gesellschaf der Gewalt (Şiddet toplumu) “ başlığı ile tercüme edilen makalesinden derlenmiştir.

KARAR