Ruslar Libya’da ne yapmaya çalışıyor?

Suriye üzerinden Ortadoğu’ya dönüş yapan Rusya için Libya aynı zamanda Afrika kapısı.

Ruslar Libya’da ne yapmaya çalışıyor?


Fehim Taştekin
Fehim Taştekin

[email protected]

Ruslar Libya’da ne yapmaya çalışıyor?

Şimdi Rusya “İlgim yok” dese de muhtemelen bölgeye jetleri göndererek Türkiye’nin önüne yeni bir ateşkes hattı koymayı, ikmal hattında önem arz eden Cufra gibi yerlerin düşmesini önlemeyi ve müzakere yolunu zorlamayı hedefliyor. Rusya tek başına süreci ilerletemeyeceği için başta Türkiye olmak üzere İtalya, Fransa ve Almanya gibi AB ülkeleriyle de çalışmak durumunda. Özellikle Türkiye ile olası koordinasyon Suriye’deki ortaklığı çağrıştırıyor: Bir nevi çatışma ve işbirliğinin tandemik beraberliği.

Türkiye son altı ayda artan müdahalelerle Libya’da dengeleri Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu aleyhine değiştirirken paradoksal olarak geriletilen tarafın destekçilerinden Rusya’nın önünü açıyor. Özel savaş şirketi Wagner’in sahada artık gizlenemeyen varlığı bir kenara, Rus rolünün ne denli arttığını Amerikan alarmından da anlıyoruz. ABD’nin Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nden yana tavrını belirginleştirmesinde Rus rolünden duyulan endişe yatıyor. Ve tabii ABD’nin, NATO’daki ortağı Türkiye’nin denklemdeki yerini kendi yeri sayması da doğal. Ayrıca Trablus’un düşmemesi mesafeli politikayı sürdürmeyi anlamsızlaştırıyor.

1987’de Çad’da esir düştükten sonra ABD’ye sığınıp CIA’le çalışmış olan Hafter, ABD’nin bölgedeki ortakları BAE, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın desteği ile Libya’nın geleceğine oynarken Washington çok kaygılı değildi. Zaten 2012’de Amerikan büyükelçisi müttefik İslamcılar tarafından Bingazi’de öldürülünce Libya dosyası lanetlenmişti. Ancak Moskova’nın, Wagner’le Hafter’in savaş kapasitesini artırması Amerikalıları endişeli bir çizgiye çekti. Foreign Policy’ye göre Pentagon ve Dışişleri, Rus tehdidini Başkan Donald Trump’ın gözüne sokarak belirsizlik politikasında bir kırılma yaratmaya çalışıyor.

***

Libya Ulusal Ordusu, 18 Mayıs’ta Vatiyye üssünü kaybedip Trablus’un güneyinden çekildikten sonra Amerikan tarafı Trablus’tan yana renk verir hale geldi. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen pazar Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz Serrac ile görüştü. Trablus Büyükelçisi Richard Norland da, Serrac ile buluştuktan sonra Washington’ın pozisyonunu iyice belli etti:

“Bugün Libya’da askeri araçlar ya da terörizm yoluyla yeni siyasi düzen dayatma arayışında olan güçler var. ABD, BM tarafından tanınan meşru hükümetle ortak olmaktan gurur duyuyor.”

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) ise Rusya’dan Suriye’nin Hmeymim Üssü’ne inen ve orada kamufle edilen 14 Rus jetinin Libya’ya gönderildiğine dikkat çekti. Rusların Suriye’de yaptığı gibi Libya’da da dengeyi kendi lehine çevirmeye ve Afrika’daki etkisini artırmaya çalıştığını belirten AFRICOM Komutanı Stephen Townsend’e göre Rusya’dan devlet desteği olmadan ne Hafter güçleri ne de Wagner bu uçakları kullanamaz; Hafter’in sözünü ettiği görülmemiş hava akını paralı Rus pilotlar eliyle gerçekleştirilecek. AFRICOM’dan önce Trablus hükümeti iki Su-24 ve altı MiG-29 jetinin Hafter’in kontrolündeki Cufra ve El Khadım üslerine indiğini duyurmuştu.

ABD Avrupa ve Afrika Hava Kuvvetleri Komutanı Jeff Harrigian da Rusya’nın Libya kıyılarına ‘geçişe kapatma ve alan hakimiyeti’ (A2AD) silahlarını yerleştirebileceğini ve böylece Avrupa’nın güney kanadını tehdit edeceğini savundu. Bu açıklamalar bir yanıyla Trump’ı harekete geçmeye, bir yanıyla da Avrupa’yı Libya gündemiyle hizalamaya matuf uyarılar. Hafter’in başarısına oynayan Fransa ve Yunanistan gibi ortakları üzecek bir dürtme.

***

Ruslar askeri bir rol üstlendikleri suçlamasını reddediyor. Wagner’in Kremlin’le koordineli hareket ettiği suçlamasını reddettikleri gibi. Yine de Rus jetleri Moskova’nın pozisyonunu güçlendirme çabası olarak görülüyor. Ancak bu arada Wagner’in adamlarını cephe hattından önce Beni Velid’e, oradan da Cufra’ya kaydırdığına dair haberler geliyor. Wagner ile ilgili iki ihtimal beliriyor: Ya anlaşmazlık yüzünden çekildiler ya da Rusya Hafter’i hizaya getirmek istiyor. Ne Wagner’in çekilmesi ne de Rus jetlerinin intikali Moskova’nın politikalarını tam olarak izah etmeye yetmiyor.
Hafter, Türk SİHA’ları karşısında hava üstünlüğünü yitirmekle kalmayıp karadan ikmal hatlarının vurulması nedeniyle de tıkandı. Halbuki Wagner’den Türk müdahalesini etkisiz kılacak katkılar bekliyordu. İddialara göre Trablus kuşatması sırasında Hafter deneyimsiz savaşçılar getirdi diye Wagner’e ödeme yapmadı.

Bu arada herkes Wagner’i tartışırken paralı askerlerle ilgili bir başka fiyasko medyaya sızdırıldı. BM’nin 80 sayfalık soruşturma raporuna göre, BAE geçen yaz 80 milyon dolara 20 paralı asker kiraladı. Güney Afrika, İngiltere, ABD, Avustralya, Fransa ve Malta vatandaşı olan bu askerler sekiz ülkede yürütülen hazırlık çalışmalarının ardından Haziran 2019’da Ürdün üzerinden Libya’ya gönderildi. Operasyon timi 6 helikopter ve iki botla Bingazi’ye ulaştı. Görevleri Türkiye’nin denizden gönderdiği silahların Trablus’a ulaşmasını önlemekti. Ancak Hafter’le anlaşamayan askerler 4 gün sonra Malta’ya döndü. Güya askerlerin külüstür helikopterlerle gelmesi Hafter’i çileden çıkarmıştı. Organizasyonu üstlenen kişi Blackwater’ın (Academi) kurucusu Eric Prince’in arkadaşı olan Avustralyalı eski pilot Christiaan Durrant idi. Kim bilir belki bu fiyaskodan sonra Wagner kıymete binmiştir.

***

Rusya’nın ayak izlerini anlamlandırmak için Wagner’in ötesine bakmak lazım. Diplomasi kanalı çok aktif. Rus tarafından gelen yorumlara bakılırsa Rusya askeri katkıların Hafter’i zafere götüremeyeceğinin farkındaydı. Özellikle de Türkiye’nin SİHA’lar, zırhlı araçlar, mühimmat, istihbarat ve askeri koordinasyon desteğiyle ağırlığını koymasından sonra Rusya ‘oyun kurucu’ pozisyonu elde edecek şekilde müdahale enstrümanlarını çeşitlendirdi.

Hafter’in 14 Ocak’ta anlaşma metnini imzalamadan Moskova’yı terk etmesi Rusya için tek bir adama oynamanın risklerini hatırlatmıştı. Nisandan beri Hafter’in yaşadığı yenilgiler üzerine Rusya, Tobruk’taki sivil kanadı yakın plana aldı. Rusların temasta olduğu Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, 23 Nisan’da çatışmalara son verilmesini, tarihi üç bölgeyi (Trablus, Fizan ve Berka) temsilen üç kişilik başkanlık konseyi belirlenmesini, yeni bir ulusal mutabakat hükümetinin kurulmasını ve askeri sorumluluğun Libya Ulusal Ordusu’na verilmesini öngören bir yol haritası açıkladı. Hafter bu öneriye kendisini yegâne lider ilan ederek yanıt verdi. Sivil kanada darbe niteliğindeki bu çıkış karşısında Salih geri adım attı. Vatiyye hezimetinden sonra yeniden eli güçlenen Salih, duyurduğu yol haritasının Rus danışmanlar tarafından hazırlandığını ifşa etti. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da önceki gün Salih’i arayarak müzakerelere dönülmesini salık verdi.

Rus araştırmacı Kirill Semenov’a göre Rusya, Hafter’in meseleyi askeri yoldan çözemeyeceği ve Berlin Konferansı’yla başlatılan barış sürecini engellediğini gördü. Bu nedenle Salih ile doğudaki hükümetin başbakanı Abdullah el Sani’nin muhatap alınması eğilimi başladı. Salih’e yardım eden Rus danışmanlar Sani’ye de hizmet veriyor olabilir.

Esasen ağırlık doğu güçlerinden yana olsa da Rusya başından beri yumurtalarını tek sepete koymadı. Libya İş Danışma Konseyi üzerinden Tobruk hükümetiyle temaslar sürerken Trablus kanadıyla ilişkilerde Duma’ya bağlı Rus Temas Grubu devredeydi. Alternatifleri çeşitlendirme bağlamında Wagner’in patronu Yevgeni Prigojin’le bağlantılı Ulusal Değerleri Koruma Vakfı da Seyfülislam Kaddafi’nin nabzını tutuyordu.

Rusya’nın Hafter’i işbirliğine zorlamak için Wagner’i cepheden çekmesinin şaşırtıcı olmadığına değinen Semenov “Her halükârda Moskova’nın gündeminde Hafter’in galip gelmesi diye bir şey yok. Moskova sadece Libya Ulusal Ordusu’nun açtığı cephenin çökmesini istemiyor. Çünkü bu sayede Libya’da arabulucu olarak hareket edebilecek” diyor.

Yani Rusya, Trablus cephesinin çökmeyeceği öngörüsünden hareketle müzakere masasında söz sahibi olabileceği değişken politikalar izliyor. Vatiyye sonrası Türkiye batıda ayağına yer açarken Rusya da doğudaki pozisyonunu güçlendirmenin yollarına bakıyor. Enerji sektöründeki eski yatırımlarını güvenceye almak, arabuluculuk rolünü sağlamlaştırmak ve NATO’nun oyun sahalarını daraltmak istiyor. Suriye üzerinden Ortadoğu’ya dönüş yapan Rusya için Libya aynı zamanda Afrika kapısı.

***

Şimdi Rusya “İlgim yok” dese de muhtemelen bölgeye jetleri göndererek Türkiye’nin önüne yeni bir ateşkes hattı koymayı, ikmal hattında önem arz eden Cufra gibi yerlerin düşmesini önlemeyi ve müzakere yolunu zorlamayı hedefliyor. Rusya tek başına süreci ilerletemeyeceği için başta Türkiye olmak üzere İtalya, Fransa ve Almanya gibi AB ülkeleriyle de çalışmak durumunda. Özellikle Türkiye ile olası koordinasyon Suriye’deki ortaklığı çağrıştırıyor: Bir nevi çatışma ve işbirliğinin tandemik beraberliği.

Eğer Türkiye ile Rusya arasında bir uzlaşma noktası yakalanamazsa Libya, Rusya ile NATO’nun hesaplaşma alanına dönebilir. Nükseden Amerikan hassasiyeti Rusların önünü kesen bir Türk müdahalesini alkışlasa da Türk-Rus paslaşmasından hoşlanmayabilir. Türkler ve Rusların Libya’yı nüfuz alanlarına bölmesi Avrupalı aktörlerin de işine gelmeyebilir. Nitekim Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves le Drian dün Suriye senaryosunun Libya’da tekrarlanmasını tehlikeli bulduklarını belirtti: “Libya’nın Suriyeleşmesi ile karşı karşıyayız.”

Yine şaşırtıcı çapraz kavgaların arifesindeyiz vesselam.


Fehim Taştekin kimdir?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1994’te muhabir olarak başladı. Yeni Şafak, Son Çağrı, Yeni Ufuk, Tercüman, Radikal ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Bir dönem Ajans Kafkas’ın kurucu editörü olarak Kafkasya üzerine çalışmalar yürüttü. Kapatılıncaya dek İMC TV’de dış politika programları yaptı. Gazete Duvar ve Al Monitor’da köşe yazılarına devam ediyor. “Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal”, “Rojava: Kürtlerin Zamanı” ve “Karanlık Çöktüğünde” adlı kitaplara imza attı.

DUVAR