Rusya basınında geçen hafta: 'Rus turistler Türkiye’de en çok nerede kazıklanıyor?'

'Rus turistler Türkiye’de en çok nerede kazıklanıyor?'

Rusya basınında geçen hafta: 'Rus turistler Türkiye’de en çok nerede kazıklanıyor?'


Rusya basınında geçen hafta: 'Rus turistler Türkiye’de en çok nerede kazıklanıyor?'

Türkiye'de tatil Rusya vatandaşlarının öncelikli tercihlerinden ancak Rusya basınına göre, artan fiyatlar ve otellerde ya da alışverişte 'kazıklanma' endişesi bu tercihi olumsuz etkiliyor.

Bu hafta üç haber var: İkisi Türkiye’deki Rusya vatandaşlarıyla ilgili. Gazeta.RU, Reuters’in geçen haftaki haberiyle tekrar gündem olan, Rusya vatandaşlarının Türkiye’de emlak alımlarının azalması üzerinde duruyor. Gazete bu durumu emlak fiyatlarındaki artış ve pahalılıkla ilişkilendiriyor. Tsargrad ise ilginç bir konuyu yazmış: Rusya vatandaşı turistlerin Türkiye’de daha çok hangi konularda “kazıklandığı” ve bu meyanda Batılı turistlerden farkı. İzvestiya ise İsviçre’de hazırlıkları süren Ukrayna konferansını inceliyor ve dikkat çekici sonuçlara ulaşıyor. Öncelikle, Kiev’in ve Batılı ortaklarının, Rusya’nın kapitülasyonu kabul etmesi anlamına gelecek maksimalist talepler yerine daha “makul” görünen talepler geçirdiğini ileri sürüyor ve üç grup talebin aslında üç grup ülkeyi cezbetme amacı taşıdığını yazıyor.

'Rus turistler Türkiye’de en çok nerede kazıklanıyor?'

Tatilciler genellikle tasarruf arzusuyla indirimli tekliflere kanıp tuzağa düşerler. Bunların en yaygınlarını bir Türk rehber anlatmış. Rus turistler Türkiye’ye “all inclusive” dinlenmek için gidiyor, ama tatilciler sık sık dolandırıcıların kurbanı oluyor.

Turprom’un bir Türk rehberden aktardığına göre: “Rus turistlerin yüzde 99’unun düştüğü birkaç numara var.” Rusya’dan giden turistler her zaman tasarruf arzusuna yenik düşüyor. Bu da onları başka ülkelerin tatilcilerinden ayırt eden yanı. Bazen otellerde turistleri cezbetmek için daha konforlu olduğunu söyleyerek oda değiştirmeyi öneriyorlar. Daha pahalı odalarda aynı paraya kalma teklifine hiç kimse karşı koyamıyor. Aslında bunlar, rezervasyonu yapılmış odalardan daha kötü bile çıkabiliyor, ama Ruslar genellikle buna kapılıyor. Avrupalılar ise asla bu tür teklifleri kabul etmiyor.

Ruslar ayrıca Türkiye’de ucuz altın teklifine de aldanıyor; oysa bunlar “düşük ayarlı veya sahte” çıkıyor. Aynı şey kürk ve deri ürünleri için de geçerli. Avrupa ülkelerinde yaşayanlar bu tür malları nadiren alıyor, zira çoğu bunlara sahip olmayı anlamsız sayıyor. Ayrıca bahşişi fiyatının üç katına çıkan ayakkabı boyatmalarla da karşılaşmak mümkün. Taksilerde fahiş fiyat ve hileler cabası. Newia’nın haberine göre de restoranlarda fatura gelince sipariş edilmemiş şeyler bulabilirsiniz. (Y. Kononova / Tsargrad, 24 Mayıs)

'Artan emlak fiyatları ve pahalılık Rusya vatandaşlarının Türkiye tercihini daraltıyor'

Mayalanya Group icra heyeti başkanı Mila Grebenşçikova’ya göre yabancıların Türkiye’deki gayrimenkul talebindeki düşüşte büyük ölçüde Türkiye hükümetinin siyaseti etkili oldu.

Grebenşçikova’ya göre Türkiye “ucuz ülke” etiketinden kurtulmaya karar verdi, bunun için de müktesebatta değişiklikler yapıldı. Yetkililer ilk olarak oturum izni almak için konutun kadastro değerini 75 bin dolardan 200 bin dolara yükseltti. Sonra da kısa vadeli konut kiralama kurallarını sertleştirdi.

Grebenşçikova şöyle dedi:

“Bütün bunların sonucu, Türkiye’nin deniz kıyısında 30-40 bin dolara yazlık alınabilecek ucuz ülke etiketini kaybetmekte oluşu.”

Öte yandan gıda ve restoranla birlikte ve diğer mal ve hizmetlerin fiyatları da yükseldi.

2024’ün ilk çeyreğinde Antalya’da yabancılar tarafından alınan gayrimenkullerin sayısı 2023’e göre yaklaşık 1,5 kat azaldı.

Bununla birlikte Rusya vatandaşları 2024 ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye, Tayvan, BAE, Fransa ve Kıbrıs’ta yüzde 15 daha fazla gayrimenkul aldılar. Gayrimenkul fiyatları da yıllık ortalama yüzde 15-20 artış gösterdi. (M. Strelnikova / Gazeta.RU, 23 Mayıs)

'İsviçre’de Ukrayna konferansının hedefi ne?'

Rusya Federasyonu’na baskı yapmak için İsviçre’de planlanan “prensipte yeni” formattaki toplantıya bir aydan az kaldı. Ancak konferansın hazırlığı (resmi olarak forum demiyorlar buna, zira katılacak ülkelerin büyük çoğunluğu devlet başkanları seviyesinde değil usulen katılacak) devamlı yeni güçlüklerle karşılaşıyor. Örgütleyenlerin genel, bütün katılımcıların mutabık kalacağı ve Zelenskiy’in barış formülünün bütün noktalarının yansıyacağı bir belge kabul edileceği umudu artık yok. Yeni anlatı, çatışmaya son verilmesi ve Rusya’nın söz konusu plana uygun şekilde bütün kapitülasyon taleplerini kabul etmesi olmaktan çıkıyor, bunun yerine seyrüsefer serbestliği, nükleer ve enerji güvenliği, keza esir değişimi ve çocukların geri verilmesi gibi tartışmalı üç konu var. Görünüşe göre her şey gene altüst olmuş, temel belgeler Ukrayna’nın ve onu destekleyen ülkelerin başlangıçtaki tutumundan tamamen uzak. Aslında her şey her zaman olduğu gibi olan bitenin bağlamını bilenler için gayet açık. …

Vladimir Zelenskiy… şöyle dedi: Ukrayna, üç noktada uzlaşmaya varılmasını bekliyor. İlki seyrüsefer serbestliğiyle ilgili. Zelenskiy’e göre bununla liman altyapılarının korunması, gıda güvenliği ve Ukrayna ekonomisinin gelişmesi kastediliyor. Derhal belirtmek gerek ki bu noktaların her biri, kolektif Batının ve Ukrayna’nın kendi kamplarına katmak istediği belli bir ülke veya ülke grubuna yönelik. Bunun aptalca ve bayağı görünmemesi için her başlığa Ukrayna’nın menfaati örtüsü geçirilmiş, ama esas amaç karşı tarafın (tarafların) tutumunu etkilemek. İlki Türkiye’yle ilgili. Bu ülke NATO üyesi olmasına rağmen Ankara sık sık milli menfaatlerine uygun siyaset izliyor. Özel askeri harekatın başlamasından sonra Türkiye, Rusya ile ilişkilerini koparmadı, bunun yerine mevcut durumdan azami avantaj çıkarmaya çalıştı. Mesela Donbass çatışması sırasında Türkiye’nin Lugansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerinden bir dizi emtia grubunda en büyük ihracatçı olduğunu hatırlamak gerek. Türkiye, bilhassa Karadeniz’de seyrüsefer serbestliği ve güvenliğinin sağlanmasıyla son derece ilgili. Bu bağlamda son aylarda bu meselede gayriresmi temasların Türkiye’de yürütüldüğü biliniyor. Zelenskiy küresel gıda güvenliği ve Ukrayna’nın menfaatleri arasındaki ilişkiden bahsederken düpedüz yalan söylüyor, zira bu ülkenin gıda ihracatının ancak yüzde 10’u deniz yoluyla yapılıyor.

İkinci nokta, nükleer ve enerji güvenliği. … Ama nükleerin ne alakası var? Rusya, Ukrayna’nın üç atom santraline saldırıda mı bulunuyor? Özel askeri harekat boyunca bu kadarını en gözüpek Kiev propagandistleri bile akıl edemedi. Gerçekte bütün mesele Çin’le ilgili. Kolektif Batı ve Ukrayna, günümüz dünyasında nükleer teknoloji ve bunun kullanılmasının sonuçları alanında güvenliğe azami önem gösterilmesinden yana en etkili devlet sayıldığını gayet iyi biliyor. “Zelenskiy barış formülü” etkinliklerini örgütleyenlerin bu problematiği, başlangıçta Çinli temsilcileri cezbetmişti. Şimdi de Rusya’nın en yakın stratejik ortaklarından birini, hiç şüphesiz en önemlisini bir kez daha aldatma, kapana düşürme amacı gözetiliyor.

Üçüncü nokta, esir takası ve çocukların ailelerine dönmesiyle ilgili. Bu da, özel askeri harekat boyunca insani nitelikteki süreçlere önemli katkıda bulunan İran Körfezi ülkelerini hedefliyor, ancak bunlardan herhangi birisini açık şekilde ima etmeyerek olası arabuluculukları koruyor.

Ukrayna başkanlık ofisinin, özellikle de onun başkanı Yermak'ın komplike olmayan tasarımları hayranlık uyandırıcı. Ancak görünen o ki, bu tür numaralar ortaya çıkar çıkmaz unutulacak. (D. Denisov / İzvestiya, 22 Mayıs)

DUVAR