Rusya-Çin zirvesi, Şi Cinping'in Vladimir Putin ile görüşmesinden neler beklenebilir?

Ukrayna'nın işgali sonrası ilk kez Moskova'da...

Rusya-Çin zirvesi, Şi Cinping'in Vladimir Putin ile görüşmesinden neler beklenebilir?


Rusya-Çin zirvesi: Ukrayna'nın işgali sonrası ilk kez Moskova'ya giden Şi Cinping'in Vladimir Putin ile görüşmesinden neler beklenebilir?

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Ukrayna işgalinin başlamasından sonra ilk kez Rusya’yı ziyaret ediyor. Şi Cinping'in bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme, diğer tüm konulardan çok Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline nasıl yansıyabileceği üzerinden değerlendiriliyor.

Şi'nin Rusya gezisi 3 gün sürecek.

BBC Rusya Muhabiri Steve Rosenberg ve Çin Muhabiri Stephen McDonell, Pekin ve Moskova’nın bu ziyaretten beklentilerini analiz etti.

Putin arkadaşından destek bekliyor - Steve Rosenberg

Vladimir Putin olduğunuzu hayal edin.

Planladığınız gibi gitmeyen bir savaş başlattınız; boğazınıza kadar yaptırımlara bulanmış durumdasınız ve şimdi bir de Uluslararası Ceza Mahkemesi, üzerinde adınızın olduğu bir tutuklama emri çıkardı.

İnsan böyle zamanlarda bir arkadaşa ihtiyaç duyar.

Burada devreye Şi Cinping giriyor.

Şi bir keresinde Putin'i "en iyi arkadaşı" olarak adlandırmıştı. İkisinin pek çok ortak noktası var: ikisi de otoriter liderler ve her ikisi de ABD hakimiyetinin olmadığı "çok kutuplu bir dünya" fikrini benimsiyor.

İki liderin Moskova’daki buluşmalarında "kapsamlı ortaklığı derinleştirme" konulu bir anlaşma imzalamaları bekleniyor.

Çin liderinin resmi ziyareti, Kremlin'in büyük uluslararası baskı altında olduğu bir dönemde Rusya'ya - ve onun liderine - açık bir destek gösterisi.

Rusya’nın bu baskıya karşı durabilme noktasında Çin ile ilişkisi büyük önem teşkil ediyor.

Nobel Barış Ödülü sahibi gazeteci Dimitri Muratov, "Putin kendi bloğunu kuruyor. Artık Batı'ya güvenmiyor ve bir daha asla güvenmeyecek" diyor ve devam ediyor:

“Dolayısıyla Putin müttefik arıyor ve Rusya'yı, Çin'in yanı sıra Hindistan, bazı Latin Amerika ülkeleri ve Afrika ile ortak bir kalenin parçası haline getirmeye çalışıyor. Putin kendi Batı karşıtı dünyasını inşa ediyor."

Bu "Batı karşıtı dünyada" Moskova, Ukrayna'daki savaş şiddetlenirken, Pekin'e şimdi her zamankinden daha fazla bağımlı durumda.

Carnegie Endowment for International Peace'in üst düzey isimlerinden Alexander Gabuev, "Savaş, Rusya'nın iç politikasının, dış politikasının ve ekonomi politikasının temel belirleyicisi haline geldi. Ukrayna'yı yok etme saplantısı oluştu” diyor.

Gabuev devam ediyor:

"Bunun için silahlara, paraya ve ekonomik cankurtaran simidine ihtiyacınız var. Çin, Rusya'ya en azından silah bileşenleri ve askeri amaçlar için kullanılabilecek sivil teknoloji veriyor. Kesinlikle para da sağlıyor."

Batı yaptırımlarına karşı koymak ve ekonomisini işler durumda tutmak için Kremlin, başta enerji sektörü olmak üzere Çin ile ticaretini artırıyor.

Putin-Şi görüşmelerinde petrol, gaz ve enerji boru hatlarının gündemde olması beklenebilir.

Ama bir kez daha Putin olduğunuzu hayal edin.

Bir yıl önce siz ve Şi, ortaklığınızın "sınırsız" olduğunu ilan etmişsiniz. Ancak ilişki gerçekten bu seviyedeyse, Çin'in Rusya'ya sonuç alıcı askeri yardım sağlayarak, askeri zaferi Kremlin’e sunması beklenmez mi?

ABD, Çin'in tam da bunu yapmayı düşündüğünü iddia ediyor. Ancak Pekin bunu reddediyor.

Rusya'da dedikleri gibi, "bir şeyi dilemekten zarar gelmez" ama bu gerçekleşeceği anlamına da gelmez.

Geçen yılın gösterdiği bir şey varsa, o da "sınırsız ortaklığın" sınırları olduğudur.

Görünüşe göre Pekin, Çinli şirketlere karşı ikincil yaptırımları tetikleme çekincesiyle, bu zamana kadar Moskova'ya doğrudan askeri yardım sağlama konusunda isteksizdi. Pekin önce Çin’i düşünüyor.

Bu nokta, kısa süre önce, Rus devlet televizyonundaki bir talk şovda da açıklıkla dile getirildi.

Askeri uzman Mihail Khodarenok, "Başkan Şi'nin ziyareti öncesi, buradaki bazı uzmanlar aşırı heyecanlandı, hatta sevindi" dedi ve cümlesini şöyle sürdürdü:

"Ancak Çin'in yalnızca bir müttefiki olabilir: Çin'in kendisi. Çin'in yalnızca bir dizi çıkarı olabilir: Çin’in yararına olan çıkarlar.”

Şi'nin Putin'e verebileceği 3 sinyal var - Stephen McDonell

Resmi açıklamalarda Şi Cinping'in Rusya ziyareti, iki komşu arasındaki ikili ilişkileri geliştirmek için yapılıyor görünüyor. İki ülke hükümetlerinin hiç olmadığı kadar yakınlaştıkları da açık.

Ziyarette anlaşmalar imzalanacak, yemekler yenecek yani bol bol fotoğraf verilecek.

Ülkeler arası bu tür ziyaretler olur, peki bu gezi neden böylesi dikkat çekiyor?

Birincisi, dünyanın iki büyük süper gücünden birinin lideri, 2023’te Avrupa'da başka bir ülkeye kanlı bir istila başlatmış olan “müttefikini” ziyaret ediyor.

Pek çok analist, Rusya'nın savaş alanında açık ve küçük düşürücü bir yenilgiyle karşı karşıya olduğu netleşirse Çin'in ne yapabileceğini değerlendiriyor.

Tarafsız olduğunu savunan Çin hükümeti, geri adım atıp bunun olmasına izin verir mi? Yoksa Rus ordusuna avantaj sağlayacak silahları pompalamaya mı başlar?

Şi ve Rus mevkidaşı Moskova’da başka şeyler konuşabilir ama tüm dikkatler Ukrayna krizinde olacak.

Şi’nin Putin'e verebileceği 3 farklı sinyal var:

  • Artık durumu kurtaracak bazı uzlaşmalarla geri çekilmeyi düşünmek,
  • Devam etmek ve hatta daha sert bir işgal için yeşil ışık,
  • Ya da bunların hiçbiri

Çin bugün İran ve Suudi Arabistan'ın diplomatik ilişkileri yeniden tesis ettiği bir anlaşmaya arabuluculuk yapan bir ülke.

Bölgesinin çok uzağındaki meselelerde aktör olmaya da her zamankinden daha hazır görünüyor. Bu durum, üçüncü seçeneği olası kılmıyor gibi görünüyor.

Eğer birinci seçenek öne çıkar, İran-Suudi anlaşması sonrası küresel barışı sağlama yolunda bir daha tavır görülürse, bu Şi’ye büyük kredi kazandıracaktır.

Birinci seçenekle ilgili temel sorunsa, bunun Çin'e ne ölçüde fayda sağlayacağı.

Seçeneklerin en kasvetli olanı iki numara. Ve Rusya'nın Ukrayna ile savaşının Pekin'in jeopolitik stratejisine etki edebileceği bir yönü var.

Kremlin Batı'yla mücadele ediyor ve NATO kaynaklarını tüketiyor. Savaşın uzun sürmesi ise, Çin ordusunun Tayvan'ı zorla almak için harekete geçmesi durumunda, Batı kamuoyunun daha fazla çatışmayı kaldırabilme gücünün de test edilmesi anlamına gelebilir.

Pekin’in hesabı, savaş ne kadar uzun sürerse, o kadar az insanın başka bir savaşa taraf olmak isteyeceği şeklinde olabilir.

Çin hükümetinin tarafsızlık iddiası da buradaki devlet kontrolündeki haberlerle uyuşmuyor.

Çin’deki televizyon haberleri, Rusya’dakilerden farklı bir tonda değil. Yaşananlar için çoğunlukla Batı’yı suçlayan bir dil kullanılıyor.

İşgal asla denmediği gibi bir "savaş”tan da bahsedilmiyor.

Çin dünya kamuoyuna mesaj verirken, tüm ulusların (yani Ukrayna'nın) egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini, ancak diğer ülkelerin (yani Rusya'nın) "meşru güvenlik kaygılarına" da saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak Şi Cinping'in ziyaret ettiği yer Kiev değil. Moskova.

Dolayısıyla, Şi birkaç gün sonra Moskova'dan ayrıldığında, Putin ya Çin desteğinin sarsılmasından endişe eden biri olacak ya da gezegendeki en güçlü iki kişiden birinin desteğiyle rahatlayacak.

Birçok bahisçi ikinci seçeNeğe para yatıracaktır.

BBC TÜRKÇE