Rusya'nın Karabağ'da pasif tutumu

Dağlık Karabağ’da, çatışmaların başlamasından bu yana Rusya’nın geri planda kalması dikkat çekiyor.

Rusya'nın Karabağ'da pasif tutumu




Rusya'nın Karabağ'da pasif tutumu

Dağlık Karabağ’da, çatışmaların başlamasından bu yana Rusya’nın geri planda kalması dikkat çekiyor.

Dağlık Karabağ’da, çatışmaların başlamasından bu yana Rusya’nın geri planda kalması dikkat çekiyor. Evet, Rusya yönetimi, tarafları çatışmadan uzak durmaya çağırdı, fakat bunu bir ültimatom şeklinde yapmadı. Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı olan Duma, çatışmaları durdurma çağrısında bulundu, fakat bu çağrının lehinde oy kullanan tanınmış Rus siyasetçisi Vladimir Jirinovski’nin de söylediği üzere, bu metnin ne Azerbaycan’ı, ne de Ermenistan’ı ikna etmesini, hiçkimse beklemiyor.

‘ARKA BAHÇESİ’ GÖRÜYOR

Oysa ki, Rusya, hem Güney Kafkasya’yı, hem de bütün eski Sovyet coğrafyasını, kendi arka bahçesi olarak adlandırıyor ve buraya ne Türkiye’nin, ne de başka hiçbir dış gücün girmesini istemez. Güney Kafkasya (Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan), birkaç nedenden ötürü, büyük öneme sahip. Birincisi, Orta Asya ülkelerinin ve Çin’in Batı’ya çıkış yolu üzerinde yer alıyor ve Rusya’yı devre dışı bırakmak isteyen enerji hatları ve ticaret yolları, buradan geçiyor. O nedenle Rusya’nın burayı denetleyebilmesi demek, Orta Asya’yı denetleyebilmesi ve dünya enerji sektöründe ağırlığının artması demektir (Kazakistan’ın Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına bağlanmasının Rusya’yı nasıl rahatsız ettiğini hatırlayalım). İkincisi, Rusya’nın parçası olan Kuzey Kafkasya, çok sayıda etnik grubun yaşadığı ve federe cumhuriyetlerin olduğu, hassas bir bölge. O nedenle, Güney Kafkasya’da Rusya karşıtı bir gücün denetim kurması, Kuzey Kafkasya’nın da Rusya’dan kopmasına neden olabilir. Rusya, bu zamana kadar, bu bölgede herşeyi denetleyemediyse de, (2003’te ABD yanlısı Mihail Saakaşvili’nin ihtilal yapmasını ve 2018’de Batı yanlısı Nikol Paşinyan’ın Ermenistan’da yönetime gelmesini engelleyemedi), mesela Gürcistan’ın NATO’ya girmesine ve diğer bazı gelişmelere engel olmayı başardı. Peki, Rusya, buraya bu kadar önem vermesine ve Ermenistan’la aynı askeri ittifak içinde yer almasına ve Ermenistan’da askeri üssü olmasına rağmen, neden Azerbaycan’a engel olmadı?..

MUHALİF LİDER TUTUKLANMIŞTI

Bunun, birkaç nedeni var: İlki çatışmalar, Ermenistan’da değil, Ermeni işgalindeki topraklarda gerçekleşiyor (Ermeni istihbarat teşkilatı başkanı Armen Griyoryan, Rus meslektaşı ile görüşmesinde, Azerbaycan’ın çatışmayı Ermenistan’a yayma niyetinde olduğunu söyleyip Rusya’yı ısrarla çatışmaya çekmeye çalışıyor). İkincisi, Güney Kafkasya’da meydana gelen bir çatışma, burada Rusya’yı devre dışı bırakan her türlü enerji ve ulaşım projesinin sekteye uğraması anlamına gelir ve bu Moskova’nın nüfuzunu arttırır. Üçüncüsü, 2018de bir Batı yanlısı “renkli devrim”le iktidara gelen Paşinyan, her ne kadar Rusya’yı açıktan hedef almasa da, çevresindekiler çeşitli Soros vakıflarında çalışmış, Rusya karşıtı isimler (mesela istihbaratının başındaki Grigoryan, uzun yıllar Batılı sivil toplum kuruluşlarında çalışmıştı). Üstelik, Paşinyan yönetimi, iktidara gelir gelmez, diğer renkli devrim liderlerinin yolundan giderek, eski rejimle bağlantılı olan herkese baskı politikasına girişti ve bu, toplumsal kutuplaşmayı körükledi. 

Dahası, bu çatışmanın çıkmasından sadece iki gün önce 25 Eylül’de, Ermenistan’ın ana muhalefet partisinin lideri olan (ve Rusya yanlısı çizgisiyle bilinen) Gagik Tsarukyan, tutuklandı. Bu tek hamleyle Paşinyan yönetimi, hem Rusya’yla ilişkileri bozmayı, hem de büyük askeri çatışma öncesinde toplumdaki iç barışı bozmayı başardı. Paşinyan’ın bakanları, yakın zamanlarda, Ruslar’ın Gümrü’deki üssünün kaldırılmasını gündeme getiriyordu. Azerbaycan yönetimiyse, Rusya’yla bu dönemde iyi bir diyalog sürdürdü. 

Bütün bunlara ek, Rusya’nın Batılı ülkelerle büyük bir zıtlaşmaya girdiği ( Belarus’ta Rusya’yla Batı arasında yaşanan nüfuz mücadelesi ve Navalni meselesi), Rusya yönetimini, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı daha esnek hale getirdiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, Güney Kafkasya’da, Azerbaycan ve Türkiye’nin Rusya’yla çıkarlarının kısmen örtüşebileceği bir tablo ortaya çıkmıştır.

CUMHURİYET