Rusya'nın "muhteşem" dönüşü Ortadoğu'yu nasıl etkiler
New York Times’da çıkmış “Rusya’nın geri dönüşü Suriye ile bitmeyecek”
Bizim açımızdan da şöyle denebilir: Eski Rusya ve eski Suriye’nin yok olmayıp, geri dönmeleri, bölgede diğer ülkelerdeki geri dönüşleri de tetikleyebilir...
Ortadoğu’yu ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren küresel gelişmeleri anlamak için iyi bilinmesi gereken konulardan biri de Rusya’nın dünya sahnesine geri dönüşüdür. Dünya medyası Rusya’nın dönüşünün birçok Batılı için sürpriz olduğunu yazıyor. Sovyetler Birliği’nden sonra basmakalıp önyargılara kapılmış bazı jeopolitik uzmanları Rusya’nın bağımsız bir aktör olarak dünya politikasında bir daha yer bulamayacağına, sosyalizm yüzünden tarihsel bir gücün yıkıldığına inanıyorlardı. Gelişmeler bu saptamanın ne kadar gerçekdışı olduğunu gösterdi.
BATI’NIN ANLAMSIZ KİBRİ
Batı, 1990’larda ve 2000’lerin başında Rusya’yı ezdikçe ezdi ve dönemin yöneticilerinin Batı güvenlik sistemine uyum sağlamak için gösterdikleri çabalar hiçe sayıldı. Moskova’nın endişeleri özellikle İngilizlerin girişimleriyle kulak arkası edildi. NATO, Doğu’ya doğru genişledikçe genişledi, Baltık ülkeleri konusunda verilen sözler tutulmadı, fakat sonunda Rus devleti direndi ve küresel politikaya dönüşü “muhteşem” oldu.
Bundan 5 yıl önce ABD ve İngiltere, Ukrayna konusunu kullanarak Rusya’yı Avrupa Birliği’nin üzerine sürmek ve bu yolla AB’yi kendilerine iyice bağlamak peşindelerdi. Bu da tutmadı, Almanya ve Fransa’nın çabalarıyla bir Alman planı çerçevesine Ruslarla Ukraynalılar barışıyor ve Rusya ile Avrupa arasındaki petrol ve doğal gaz hatları da yeniden devreye giriyor. NATO’nun genişlemesi de durmuş oldu ve bugün varlığı yeniden tartışılıyor. Bu gelişme Anglosaksonların pek sadık ve kopmaz müttefiki İslamcılarda hayal kırıklığı yaratsa da Avrupa ekonomisi ve dünya barışı için oldukça önemli.
YİNE, YENİ VE YENİDEN
Carnegie Moscow Center uzmanlarından Dmitri Trenin’in 12 Kasım’da New York Times’da çıkmış “Rusya’nın geri dönüşü Suriye ile bitmeyecek” başlıklı makalesinde Rusya’nın genel görünümü şöyle özetleniyor:
Rusya’nın Suriye’deki askeri başarısı da inkâr edilmez düzeyde. Bu başarı onun Ortadoğu’daki prestijini önemli ölçüde arttırdı. Moskova bir süper güç değilse de oldukça bağımsız bir aktör ve ilerde başka bölgelerde de rol oynaması beklenir.
Suriye zaten Soğuk Savaş döneminde de Rusya etkisi altında bir ülkeydi. Sovyetler yıkılınca doğan boşluğu başka ülkelerin dolduramamış olması onların yetersizliğidir. Rusya şimdi Suriye’yi yeniden nüfuzuna katmakla kalmadı, Türkiye ve İran ile “yarı esnek” ilişkiler geliştirdi, Suudi ile petrol konusunda ortak çizgide, Mısır’la çok önemli askeri bağları var, Libya’da önemli bir aktör, Lübnan’da birçok kesim ülkenin birliği için ona güveniyor. Rusya Körfez ülkeleri ve İran arasında bir köprüdür en önemlisi de İsrail’le çok yakın ve samimi ilişkileri vardır. Bu tablodan Rusya’nın ağırlık verdiği bölge ve bu bölgede en etkin devletin hangisi olduğu da ortaya çıkmaktadır. Kimin kazanıp, kimin kaybettiği ve bölgede tecrit olanlar da ortadadır.
Moskova, son dönemde Afganistan’da da oldukça aktiftir, Taliban’la Afgan hükümeti, Hindistan’la Pakistan, ABD ile Çin arasında aracılık da yapabilmektedir. Rusya yavaşça Afrika’da da güçlenmekte, 43 Afrika ülkesinin katıldığı konferanslar toplayabilmektedir.
HAYALCİLİK DEĞİL, GERÇEKÇİLİK
Rusya’nın dış politika manevraları gözlendiğinde bu ülkenin geçmişten ders çıkardığı, Sovyet döneminde olduğu gibi ideolojik ya da katı davranmadığı, fırsat gözettiği, ekonomik kazanç ile politik gücü birlikte götürmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Kimseye model sunmamakta, nostaljiden uzak durmaktadır.
Tarafsız gözlemciler, bu olumlu tabloya rağmen Rusya’nın küresel planda gücünün üstünde davrandığını, ekonomisinin zayıf, teknolojisinin eskimiş olduğunu kaydediyorlar. Bu arada bazı hatalar da yapılmakta, örneğin internet alanında kendisini Fransa ve Almanya’dan koparacak ulusal bir proje hayal etmek gibi. Başka ülkelerin içişlerine ve özellikle seçimlerine karıştığı kuşkusu yaratmak gibi…
Gözlemciler bugünkü ve gelecek dünyanın ABD ile Çin arasındaki rekabet etrafında şekilleneceğini, bu çerçevede Rusya gibi bağımsız aktörlerin bedeli çok büyük olacak boy ölçüşmeleri engelleyebilecekleri umudundalar.
Bizim açımızdan da şöyle denebilir: Eski Rusya ve eski Suriye’nin yok olmayıp, geri dönmeleri, bölgede diğer ülkelerdeki geri dönüşleri de tetikleyebilir.
Kayahan Uygur
Odatv.com