Saadet Partisi, ‘yeni infaz düzenlemesi ve olası sonuçları’ raporuyla düzenlemeye yönelik endişelerini ortaya koydu.

İNFAZ SİSTEMİ İNTİKAM DEĞİL, ISLAH ETMELİ

Saadet Partisi, ‘yeni infaz düzenlemesi ve olası sonuçları’ raporuyla düzenlemeye yönelik endişelerini ortaya koydu.


Bünyamin Güler
Bünyamin Güler

Saadet Partisi, yürürlüğe giren ‘Yeni İnfaz Yasası’ ile ilgili talep ve endişelerin, hazırladığı bir raporla kamuoyuyla paylaştı. İktidarın düzenlemeyi bütün partilerin ortak kanaatini almadan ‘yaptım oldu’ mantığıyla hazırladığının hatırlatıldığı raporda, “Kamu düzeni ve güvenliğinin, AKP ve MHP arasındaki ittifaka kurban edildiği açıkça görülmektedir” denildi.

Saadet Partisi, ‘Yeni İnfaz Düzenlemesi ve Olası Sonuçları’ raporuyla yürürlüğe giren İnfaz Yasası ile ilgili endişelerini ortaya koydu. Saadet Partisi’nin İnsan Hakları ve Hukuk Politikaları Kurulu tarafından hazırlanan raporda, özelde ‘Yeni İnfaz Yasası’ genelde ise Türkiye’nin adalet ve infaz sistemi detaylıca irdelendi. Raporda, önemli sonuçlar doğurabilecek olan düzenleme ile ilgili bütün partilerin kanaatlerinin alınması yerine iktidarın ‘yaptım oldu’ mantığıyla hareket ettiğinin altı çizilirken,  kamu düzeni ve güvenliğinin AKP ve MHP arasındaki ittifaka kurban edildiğine vurgu yapıldı. 

İNFAZ SİSTEMİ İNTİKAM DEĞİL, ISLAH ETMELİ

Saadet Partisi, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve yaklaşık 90 bin mahkumun yararlandığı ‘Yeni İnfaz Yasası’nın doğurabileceği sonuçları bir raporla kamuoyuyla paylaştı. Saadet Partisi İnsan Hakları ve Hukuk Politikaları Kurulu tarafından hazırlanan  ‘Yeni İnfaz Düzenlemesi ve Olası Sonuçları’ raporunda sık sık yapılan mevzuat değişikliklerinin sorunları ötelemekten başka işe yaramayacağı belirtildi.  Bu değişikliğin sistematik problemlere kalıcı çözümler getirmeyeceğinin vurgulandığı raporda devletin cezalandırmayla umduğu faydaların gerçekleşebilmesinin sağlıklı bir infaz sistemine bağlı olduğu hatırlatıldı. Cezanın modern hukuktaki nihai amacının suçlunun ıslahını sağlamak olduğunun ifade edildiği raporda, infaz sisteminin suçludan intikam alma değil onu ıslah etme temelinde tasarlaması gerektiği kaydedildi.

YENİ CEZAEVLERİNE DEĞİL İNFAZ ÇEŞİTLİLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

Raporda, halihazırda Türkiye’de 366 ceza infaz kurumu bulunduğu hatırlatılırken, önümüzdeki 5 yıl içerisinde 125 bin 422 kişilik 191 yeni ceza infaz kurumu yapımının planlanmasının mevcut sorunları çözmeyeceği belirtildi. Türkiye’nin yeni ceza infaz kurumlarına ihtiyacı olmadığının belirtildiği raporda şu ifadelere yer verildi: “Hükümlü ve tutukluların infaz ve ıslahının yanı sıra, her türlü eğitim, iyileştirme, sportif ve iş faaliyetlerinde bulunabilecek ortamın sağlanması; tahliyelerinde yararlı bir insan olarak topluma yeniden kazandırılmasının önündeki engellerin kaldırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kapsamda infaz çeşitliliğinin arttırılması ve infaz sistemine 60 yaş üstü mahkûma evde infaz, hamile ve çocuklu bayanlara aile hayatını koruyan infaz, ekonomik suçlara ekonomik ceza, uyuşturucu bağımlılarına önce tedavi sonra infaz, elektronik kelepçenin kapsamının genişletilmesi, kamu hizmeti ile infaz sisteminin genişletilmesi, gece infaz, hafta sonu infaz, iş yurtlarında gündüz çalışarak infaz gibi infaz çeşitlerinin kanun kapsamına alınması toplum yararı açısından doğru olacaktır.”

KORONAVİRÜS BİR FIRSAT OLARAK GÖRÜLDÜ

Yürürlüğe giren ‘İnfaz Yasası’ ile kamu düzeni ve güvenliğinin AKP ve MHP arasındaki ittifaka kurban edildiğinin açıkça görüldüğünün ifade edildiği raporda, alınan tedbirlerin, suçluları koronadan korumayı amaçlamadığı, MHP’ye verilen sözlerin bir icabı olduğu belirtildi. AKP’nin MHP’ye verdiği sözü tutabilmek için koronavirüsü fırsat olarak gördüğü vurgulandı.

ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI

Raporun son bölümünde Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunurken, şu ifadelere dikkat çekildi: “Erken salınan suçlular ile ilgili bir gözlem evi oluşturulması ve bu kişilerin ilerleyen günlerdeki adli sicilleri ile ilgili düzenli olarak kamuoyunu bilgilendirmesi talep ediyoruz. İlgili bakanlıkları ve sivil toplum kuruluşları ile proje bazlı işbirliğine davet ediyoruz. Yapılan düzenleme ile hapishaneden çıkan kişilerin toplumsal hayata karışabilmesi için gerekli destek sağlanmalı ve ıslah süreçleri bu projeler sayesinde güçlendirilmelidir.  Bununla birlikte uzun tutukluluk sürelerinin cezaevlerindeki insanlar için bir statü sorunu yarattığı, bu durumun çözülebilmesi için tutukluluk halinin bir istisna olması gerektiği, özellikle siyasi içerikli davalarda yargılamaların hızlanmasının elzemdir. Tutuklu olarak içerde bulunan 110 bin kişi için mahkeme süreçlerinin hızlandırılarak adaletin tecelli etmesi sağlanmalı, suçlular cezasını çekmeli, masumlar ise acil olarak serbest bırakılmalıdır.”

MİLLİ GAZETE