Sabahattin Ali'yi kim öldürttü... Mehmet Barlas'ın babası neler söyledi

"Nazım Hikmet’i hapiste çürütenler, Sabahattin Ali’yi katledenler tek parti döneminin jakobenleridir.”

Sabahattin Ali'yi kim öldürttü... Mehmet Barlas'ın babası neler söyledi


Hürrem Elmasçı yazdı

Şu yaşama geldim, Sayın Erdoğan’ı anlayamadım. Her gün şehit haberleri alıyoruz, kenetlenmemiz lazım ama tutuyor eski defterleri açıyor. Diyor ki, "Nazım Hikmet’i hapiste çürütenler, Sabahattin Ali’yi katledenler tek parti döneminin jakobenleridir.”

Nazım Hikmet’i ben tanımam ama Sabahattin Ali’nin ailesini tanırdık. Öldürüldüğünde çocuktum ama evdeki üzüntüyü hiç unutmadım. Yıllarca Ankara’da konuşuldu büyük yazarımız Sabahattin Ali’yi kimim-kimlerin öldürttüğü. Her kafadan bir ses çıkardı.

Cemal Kutay’dan Nihal Atsız’a… Kimlerin Sabahattin Ali’yi ölüme sürüklediğinden herkes emindi. Ama herkesin merak ettiği ölüm emrini kimin verdiğiydi.

Doğru yanlış bilmem benim duyduğum şuydu:

CEMİL BARLAS'IN İTİRAFI

Doktor Rıfat Ali Ertüzün, Sabahattin Ali’nin dayısı idi. Sabahattin Ali dayısının yanında okudu, başı her sıkıştığında dayısının evinde kalırdı.

Benim duyduğum dayı tarafının söylediği ve zaten dayıoğlu Reşit. M. Ertüzün, “Sabahattin Ali Olayının Gerçeği” kitabında yazdığıydı.

Sabahattin Ali öldürüldüğünde Reşit Bey 30’lu yaşlardaydı. Arkadaşı Gazeteci İlhami Soysal’ın kendisine anlattığını kitaba koydu:

“Gece geç vakit, Cevat Dursunoğlu’nun Tandoğan alanı civarındaki evinden Cemil Sait Barlas’la birlikte çıkmış, soğuk ama pırıl pırıl yıldızlı bir Ankara ayazında yürüyerek Kızılay’a doğru gidiyorduk. Barlas, Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü yıllarda bakanlık yapmıştı. Sabahattin Ali, bir yazısında Bakan Barlas’a hakaret ettiği için hapse mâhkum olmuş ve üç ay hapis yatmıştı. Bunları bildiğim için, Cemil Sait Beye sormuştum:

-Bu kaçış ve öldürülüş hikâyesine ne diyorsunuz?

Hiç unutmam, Maltepe’yi geçmiş, tam Bomonti Havagazı fırınlarının önlerine gelmiştik. Barlas birden durdu, kolumu tuttu ve şöyle dedi:

-Hiç sorma bu hikayeyi… Şöyle ya da böyle bizim hepimizin elinde kanı vardır, bulaşmıştır bu cinayet hikayesine… Üstüne gitmemiz lazımdı, gidemedik, hata ettik…

Cemil Sait Barlas bunları öylesine söylemişti ki konunun üstüne bir daha dönemedim. Hep kafamı kurcalamıştır. Barlas, 1948-49-50 yıllarında Hasan Saka Hükümeti’nde Ticaret ve daha sonraki Şemseddin Günaltay Hükümeti’nde de Devlet bakanıydı. Hükümet olarak bir bildikleri mi vardı, yoksa eski Devlet Bakanı Barlas, özel olarak bu konuda bilgi sahibi mi idi? Bunu öğrenemedim. Ama bildiğim, gördüğüm tek şey, bir aydın olarak Barlas’ın Sabahattin Ali’nin ölümünden dolayı büyük bir üzüntü duyduğuydu. Bunu açıkça söylerdi:

-Türkiye’nin en büyük yazarlarından biriydi, ölümünden biz sorumluyuz.”

Tek bir olaya bakarak hüküm vermek büyük hata olur kanımca. Ayrıca Sabahattin Ali öldürüldüğü 2 Nisan 1948’de Cemil Barlas bakan değildi; sonra 10 Haziran 1948’de kurulan kabinede Ticaret Bakanı idi.

AZİZ NESİN’İN İDDİASI

Aziz Nesin ise yine kabineden başka ismi işaret etmişti.

İki kişi, birbirinden habersiz olarak, aşağı yukarı on altı yıl arayla bana Sabahattin Ali’nin ölümünden sorumlu olanın adını vermişlerdi. Bu kişi, sonradan Başbakanlık da yapmış olan, cinayet sırasındaki bir bakandı. Bana duygu tanığı olarak olayı ilk anlatan Çetin Altan’dır. Çetin Altan’a bu olayı niçin yazmadığını sorduğumda, o bakanın kendisine iyilik etmiş olduğunu söylemişti. Aynı adam, 12 Mart’ta Çetin Altan’a kötülük de etti. Ve Çetin’in bu olayı bana anlatmasından on altı yıl sonra, başka tanıklarla aynı olayı bana Faruk Erem anlattı. Gerek Çetin Altan’ın, gerek Faruk Erem’in yapacağı açıklamalar, gizi yıllardır süren bu cinayeti oldukça aydınlatacaktır. Kaldı ki, onların bana anlattığı, benim Sabahattin Ali’yi devletin öldürmediği düşünceme de uymuyor.”

Aziz Nesin’in “kişisel sebepler yüzünden öldürüldüğünü” iddia eden sözlerine çok tepki duyardık. Neydi bu kişisel sebepler? Sabahattin Ali ile yıllarca en yakın arkadaşlık, ortaklık yapmış aziz Nesin’in dilinin altında ne vardı.

İmdi aradan bu kadar sene geçti.

Sayın Erdoğan bir cumhurbaşkanı olarak bu konuyla yakından ilgili ise, devletin elindeki belgeleri açıklamalıdır.

Hürrem Elmasçı

Odatv.com