Sabah'tan bir çıkış daha... "Refik(*) darbesi olursa şaşırmam"
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın ardından Salih Tuna da darbe yazısı kaleme aldı.
Sabah'tan bir çıkış daha... "Refik(*) darbesi olursa şaşırmam"
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın ardından Salih Tuna da darbe yazısı kaleme aldı.
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın dünkü darbe hazırlığı var iddiasının ardından bugün bir Sabah yazarı daha darbe yazısı kaleme aldı. Sabah yazarı Salih Tuna "Parazit" başlıklı yazısında Sırada ne var? "Refik darbesi" mi? diye sorarak şunları kaleme aldı:
"Nasıl "değişik" zamanlara çattık ki, "Bu kadarı da olmaz!" dediğimiz ne varsa bir bir olmaya başladı.
Sırada ne var?
"Refik(*) darbesi" mi?
Olursa da artık şaşmam! Zira şaşırma özelliğimi çoktan kaybettim!..
"Gölge CIA" tesmiye edilen RAND Corporation'ın Pentagon için hazırladığı raporda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmek için "Askerden askere ilişki" önerildiğini sıklıkla dile getirmiştim.
Natotürkçüler bir süredir kıpır kıpır... FETÖ'cüler derseniz, her türlü işbirliğine hazır. Hatta, işbirliğinden de öte fiştekliyor, zemin hazırlıyorlar!..
Tek dertleri şu:
Sayın Erdoğan'ı ne şekilde olursa olsun iktidardan indirmek.
Malumunuz, PKK da aynı dertle muzdarip, muhalefet de!
Zaten Erdoğan'sız AK Parti'yle hiçbirinin sorunu yok...
***
Yangın çıkıyor, çok geçmeden "AKPdevletdeğildir" diye tag açıyorlar.
Nerden çıktı bu şimdi?..
"Vesayet tartışmaları" eskide kalmamış mıydı?
Tabii ki AK Parti devlet değil. Partiler gelir, partiler gider. Ve tabii ki devlet gelip gitmez.
Lakin muhalefet ve iktidardan yani milletten bağımsız bir "devlet aygıtı" da olmaz.
Devlet anayasa / hukuk doğrultusunda, milletin emrinde olmak zorundadır.
Millet iradesini demokratik seçimle ortaya koyar. Seçtikleri de devleti yönetir. Seçilmiş demokratik iktidar da yaptığı yanlışın hesabını sandıkta verir.
Her şey bu kadar yalın, bu kadar basittir.
***
Bundan 3 gün önceki "TSKyeVerinYetkiyi" etiketinin ardından, "AKPdevletdeğildir" demenin bir anlamı yok mu?
En azından bunların birbirinden bağımsız olduğu söylenemez. Şu yangınlar nedeniyle kötülük tastamam organize zaten.
Asla tesadüf değil.
Tamam, Twitter'ı çok da ciddiye almamak lazım... Vaktiyle fakir de bu mecrayı çizikçiler, buruncular, enteller, meyhaneciler, türkü barcılar ve pezoların fasılasız arzı endam ettiği Cadde-i Kebir sonrası dönemlerin İstiklal Caddesi'ne benzetmiştim.
Fakat İstiklal'de bunların bir kısmı sabaha doğru, bir kısmı gece yarısı, bir kısmı da gündüz gözüyle tebarüz eder. Twitter'da saat yok...
Haliyle tweet'i gelen sallıyor!..
Gelgelelim, "AKPdevletdeğildir" tagı son derece manidar!
Özellikle küresel kumpaslar hususunda dikkat çekici analizler yapan Abdullah Çiftçi kardeşimiz bile geçenlerde çektiği bir videoda, iktidar ve muhalefetin halkta hayal kırıklığı oluşturduğunu, bu sürecin böyle devam etmeyeceğini dile getirdikten sonra, "Devlet gereğini yapacaktır..." diyebiliyor.
Türkiye'de ahmaklık pandemisi var, şuracığa minik bir parantez açayım: Sayın Çiftçi paralel devlete/FETÖ'ye karşıdır, kimse yanlış anlamasın. Parantezi kapattım.
Lakin şuncağızı sosyal medya hesabımdan sormuştum, yineleyeyim: "Hangi devlet?.. Durumdan vazife çıkartan 'devlet' yapısının, o durumun oluşturucusu olduğunu 'yakın tarih' bize göstermedi mi?"
Kimler kimlerin önünü açıyor, bilmiyorum.
Bildiğim tek şey: Her yerde parazit var.
Agâh olmak şart."
KAPLAN NE DEMİŞTİ?
Hilal Kaplan’ın dünkü darbe iddiaları “peki kim yapacak” sorusunu akıllara getirdi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar, şu an da Milli Savunma Bakanı olarak görev yapıyor. Hilal Kaplan’ın yazısında imada bulunması “dilinin altında Hulusi Akar mı var” sorusunu akıllara getirdi.
Hulusi Akar'ın TSK'da hakimiyeti biliniyorken Kaplan'In böyle bir yazı yazılması gözleri Akar'a çevrildi. Yazının Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısının olduğu gün yayınlanması da dikkat çekti.
(*) Refik: Dost, arkadaş
Odatv.com