Sadullah Ergin'in ifadesi ve Vesayet Engeli

Yargı’da en geniş FETÖ tasfiyesine öncülük eden Mehmet Yılmaz’ı HSYK’ya genel sekreter ve başmüfettiş öneren Okur, şimdi FETÖ’cü diye tutuklu yargılanıyor!

Sadullah Ergin'in ifadesi ve Vesayet Engeli




ADALET Eski Bakanı Sadullah Ergin, FETÖ suçlamasından yargılanan İbrahim Okur davasında Yargıtay’da ifade verdi. Ergin’in beyanları anayasa tarihimizin çok kritik bir dönemine ışık tutuyor.

Elif Çakır ve Yıldıray Oğur köşelerinde yazdılar.

Özetin özeti şöyle

AK Parti’nin 2007’de Ergun Özbudun ve Zühtü Arslan gibi saygın hukukçulara özgürlükçü ve parlamenter sisteme dayalı bir anayasa taslağı hazırlatmış, kamuoyunun tartışmasına açmıştı. Askerler bu geri çekilmezse AKP Parti hakkında kapatma davası açılacağına dair haber göndermişler, iktidar da mutabakat arıyoruz bahanesiyle taslağı rafa kaldırmıştı.

2010 yılına gelindiğinde iktidarın referanduma sunduğu taslakta HSYK üyelerinin bir bölümünü geniş hakim ve savcı camiası “bir kişiye oy” usulüyle seçecekti. Ne FETÖ ne başka gruplar “liste” seçtiremeyecekti. Fakat o zamanki “vesayetçi” Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti, “liste” usulünü zorunlu kıldı! FETÖ o zaman iktidarla anlaşarak, bu “liste usulü” ile HSYK’ya girdi!

AYM kendi düşüncesinde olanların kazanacağını sanmış ama FETÖ kazanmıştı!

Adalet Bakanlığı döneminde ciddi reformlara imza atmış olan Sayın Ergin’in ifadesi kitapçık olarak basılmalı, kendisi de anılarını yazmalıdır diye düşünüyorum

 

VESAYET VE SİYASET

Türkiye vesayeti aştı ama geniş mutabakatla sivil bir anayasa yapamadı. Bunun çeyitli sebepleri vardı ama 2000’lerde bunu başarmalıydı. 12 Eylül darbesinden sonra anayasada sivilleşme ve özgürlükler yönünde önemli değişikliler Meclis’te geniş mutabakatlarla başarılmıştı. Fakat…

Madde bir, Sadullah Ergin’in genişçe anlattığı gibi vesayet yeni anayasa girişimlerini engelledi; iktidar partisini kapatılmanın eşiğine getirdi! AK Parti o zaman ülke içinde demokratlardan, ülke dışında Avrupa hukukundan ve bilhassa Konsey’in hukuk organı olan Venedik Komisyonu’ndan güç alarak kendini savundu

Madde iki, 2017 yılında Ak Parti, MHP desteğiyle sistem değiştirme gücünü elde ettiğinde, Özbudun’un taslağındaki kuvvetler ayrılığını ve özgürlükçü ilkeleri hatırlamayacaktı! Özbudun’un hazırladığı taslakta yürütme yargıya müdahale edemezdi mesela...

AK Parti yeni sistemde HSYK’yi daraltacak, üyelerinin tamamını da partili cumhurbaşkanı ile Meclis’te nitelikli çoğunluğun seçmesi hükmünü getirecekti. Bugün HSK’da “yargının temsili” söz konusu değildir.

 

KURUNUN YANINDA YAŞ

Ergin’in belirttiği gibi, HSYK’daki FETÖ etkinliğine karşı Adalet Bakanlığı tarafından organize edilen Yargıda Birlik Platformu seçimleri kazandı ve bu sayede yargıda çok geniş FETÖ tasfiyesi yapıldı ama kurular yanında çok yaş da yakıldı.

Nitekim bunlardan birçoğu hakkında delil olmadığı için hiç soruşturma açılmadı veya beraat ettiler.

Yeni HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’la 2016’da bir telefon görüşmem olmuş, kendisinin izniyle yazmıştım. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasına büyük önem verdiğini anlatan sayın Yılmaz, “Beni İbrahim Okur’a sorabilirsiniz” demişti.

Sorduğumda İbrahim Okur da şunları söylemişti:

Mehmet Yılmaz yargı camiasında saygın bir isimdir. Bağımsızlık ve tarafsızlık konusunda çok kararlı davranacağına inanıyorum. Hatta HSYK’ya genel sekreter ve başmüfettiş seçimleri yapılırken kendisini ben aday göstermiştim. HSYK’da çoğulcu bir kompozisyon oluştu.” (Hürriyet, 16 Ekim 2014)

Yargı’da en geniş FETÖ tasfiyesine öncülük eden Mehmet Yılmaz’ı HSYK’ya genel sekreter ve başmüfettiş öneren Okur, şimdi FETÖ’cü diye tutuklu yargılanıyor!

Ergin ifadesinde, bu tasfiyede Okur’un nasıl etkin rol oynadığını da anlatmış.


YENİ ANAYASA

Türkiye’de her dönemde yargının taraflı davranışlarından mağdur olmamış kesim kalmamıştır! Artık tarihten gelen büyük yarılmaları siyasi kutuplaşma konusu yapmadan “hukuk devleti” felsefesinde milletçe uzlaşmak zorundayız.

Başbakan Binali Yıldırım, darbe girişiminden on gün sonra Bloomberg’te bu gerçeği ifade etmişti:

“Toplumun yüzde 100’ü değilse bile büyük bir kesimini, kahir ekseriyetini kapsaması lazım, onların kabul edebileceği bir metin olması lazım. Bunu da tek başına yapamayacağımız aşikâr; onun için bütün partilerle çalışmamız gerekiyor.” (25 Temmuz 2016)

Bu gerçekleşmedi. Bugün sistemle, kuvvetler ayrılığı ile, hukuk güvenliği ve yargı ile ilgili sorunların temelinde bu var.

Artık vesayet engeli de yok… Tunus başardı, biz niye başarmayalım?

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/vesayeti-astik-ama-11392

TAHA AKYOL / KARAR