Sahte isim ve imzalı bir ihbar mektubuyla FETÖ operasyonu yemiştik, 35 arkadaşla birlikte...

İşte itiraf ediyorum!

Sahte isim ve imzalı bir ihbar mektubuyla FETÖ operasyonu yemiştik, 35 arkadaşla birlikte...


Servet AVCI

İşte itiraf ediyorum!

Sahte isim ve imzalı bir ihbar mektubuyla FETÖ operasyonu yemiştik, 35 arkadaşla birlikte... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'At izi it izine karıştı' dediği gündü o gün... İhbar mektubunun sahte imzalı olduğu anlaşılınca birkaç saat sonra serbest bırakılmıştık... Bazı arkadaşlar da birkaç gün sonra...
Melih Gökçek, buradan sözde bizi yıpratacağını sanıyor ya... Aslında bu komik operasyonu hatırlatmasına gerek yoktu... Şimdi kendisine yardımcı olacağım ve sürekli kullanabilmesi için ne kadar büyük suçlu olduğumu itiraf edeceğim!..
***
Ben Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım... Başka bir tek Belediye Başkanı çıkıp, "Ben FETÖ'ye senin dönemindeki belediyeden daha çok para kazandırdım" diyemez... Varsa bu anlamda rakip, gelsin televizyonda tartışalım... Alnını karışlarım beni geçecek olanın, alnını... O imar değişiklikleriyle, o toprak oyunlarıyla, o tahsislerle örgütüme milyarlar aktı... 
Ben Genel Sekreterlik makamını, yani ikinci adamlığı FETÖ'ye teslim etmişim... O ve bir sürü bürokratım şimdi yurt dışında kaçak... Arkadaşlarım ve ben davamıza sadakâtin bedelini ödüyoruz... Davası ve örgütü uğruna bunu göze almış kaç belediye başkanı var? Herkes 17-25 Aralık'ı milat yapıp kurtulmaya çalıştı, ben örgütüm uğruna sonuna kadar bürokratlarımı korudum...
O kadar büyük hizmetlerde bulundum ki, örgütüm eşimin adına Ankara'da okul bile açmıştı... Açılışta "Eşimin isminin bu güzide okula verilmesi ailemiz için büyük bir onur ve gururdur. İki oğlum Samanyolu lisesinden yetişti, iki torunum da Burç Akademi'de... Allah sizlerden razı olsun. Sizlerin hakkını ödeyemeyiz" diye gururla konuşan bendim ben...
***
Her konuda konuşurum... Peki 7 Şubat 2012'de MİT'e ve Hakan Fidan'a yapılan operasyonda ağzımı açtım mı? Açmadım, çünkü örgütüme sadıktım...
17-25 Aralık, Erdoğan'la örgüt arasındaki savaşın zirve noktasıydı... O tarih 'kandırılanlar' için milat ilân edilmişti... Peki ben korktum mu, ben durdum mu? Hayır, örgütümün yayın organları belediye kasasından fonlanmaya devam etti...
Fethullah Gülen'e kimse benim yanında lâf edemedi... Defne J. Foster'e "Terbiyeni takın. Fetullah Gülen'e FETO diyemezsin. Ben sana lakap taksam hoşuna gider mi?" diye Twitter'da fırçayı basan benim... Gülen için Türkçe Olimpiyatları'nda "Hoşgörünün, diyaloğun, barışın simgesi, değerli büyüğümüz, bu işin değerli mimarı Fethullah Gülen Hocamıza da sonsuz teşekkürler ediyoruz" nutku atan da benim...
***
Şahsım ve belediyem adına açılmış 100'den fazla davada takipsizlik kararı veren Savcı Şadan Sakınan da FETÖ'den firari... Şadan kardeşimizin de mal varlığına el konuldu... Savcıydı ama kendisi ve çevresi imardan kalkınmıştı... Aldıkları topraklar bir anda nasıl kıymetlenmişti? He nasıl? Unutmadan söyleyeyim, Şadan Sakınan öyle yiğit bir örgütçüydü ki, 2010 KPSS skandalını sümen altı edip işi temizleyen savcıydı...
Örgütümün MHP'ye savaş açtığı dönemde "Ülkeye barış gelirse MHP'ye gerek kalmayacak. MHP, hayatiyetini doğrudan PKK ile olan çatışma üzerine kurmuş vaziyette. PKK bitince varlık sebebi ortadan kalkacak. Bahçeli, Apo'yu asmak için İmralı'ya gidecekmiş. Dün baştaydın. Sen affettin. Şimdi mi aklına geldi?" diye diklenen de bendim...
İtiraf etmek için daha ne yapayım yani? 2014 seçimleri öncesindeki gibi televizyonlara çıkıp ağlayayım mı?
***
Bakın, şu gurur yeryüzünde sadece bana ait: Kendi partilileri tarafından bile yönettiği şehri 'parsel parsel satmak'la suçlanan tek kişi benim... Bu başarının, bu fedakârlığın dünyada eşi yoktur... Yaptım, yaptım ama bir sorun hele niye yaptım?
Her şeyi itiraf ediyorum işte... Bana inanmıyorsanız, kendi partililerime inanın... Onlara da inanmıyorsanız, Sayın Cumhurbaşkanımıza sorun... Beni kaçak tombala oynatmaktan veya umreye gidecek olanları dolandırmaktan dolayı kapının önüne koymadığına göre, bir sorun bakalım ne yapmışım? Ben iyiysem, beni niye görevden etti? Bütün bilgiler kendisinde.. En iyi o bilecektir...
Şimdi kum saati işliyor... Artık bir savcının çıkıp ifademi almasını bekliyorum... Söz, ifademde "Yaptım ama bu işleri bana üç harfliler yaptırdı" demeyeceğim... "İnandım ve bilerek yaptım" diyeceğim...
Şimdi FETÖ'den firari Genel Sekreterim, Daire Başkanlarım, Genel Müdürlerim, o dönemde imar zengini olmuş kaçak örgüt üyeleri, irili ufaklı Ankara imamları ile 'son 11 yıllık' HTS kayıtlarımız bile çok şeyi anlatacak... Bilinenden çok daha fazlasını...

Kaynak Yeniçağ: İşte itiraf ediyorum! - Servet AVCI