Saldırganlık üstünlük kurmak için kullanıldığında sorunlar yaratıyor…

Kadına karşı şiddetin önlenebilmesi için hukuki cezalar artırılmalı…

Saldırganlık üstünlük kurmak için kullanıldığında sorunlar yaratıyor…




Saldırganlık üstünlük kurmak için kullanıldığında sorunlar yaratıyor…

Kadına karşı şiddetin önlenebilmesi için hukuki cezalar artırılmalı…

Kadına karşı uygulanan şiddet eski Roma döneminden bu yana en önemli sorunları arasında yer alıyor. Temel sorunun saldırganlık içgüdüsünün korunma amaçlı değil üstünlük olarak kullanılması olduğunu vurgulayan uzmanlar, kadına karşı şiddetin önlenmesi için hukuki cezaların artırılması gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, ilişkilerin tek taraflı fedakarlıkla sağlıklı devam etmeyeceğini hatırlatarak sürekli öfkeli olan kişilerin psikolojik destek almalarını tavsiye ediyor.

 

Birleşmiş Milletler Kurulu’nun 1999’da aldığı karar ile her yıl 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ olarak anılıyor.

 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, ilişkilerdeki sorunların çözümüne ve kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik değerlendirmelerini paylaştı.

 

Temel sorun saldırganlığın üstünlük olarak kullanılması

 

Kadına şiddetin çok öncelerden başlayan bir tarihçesi olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, “Eski Roma’da erkeklerin eşlerini dövme ve öldürme haklarına sahip olduklarını biliyoruz. Psikolojik olarak ele aldığımızda bilinçdışı süreçlerimizde temel içgüdü olarak kabul edilen saldırganlık, korunmamızı sağlayan bir unsurdur. Toplumsal dayatmaları ve ataerkil bir anlayışı düşündüğümüzde maalesef saldırganlık, karşı tarafa yönelik üstünlük kurmaya evrilebiliyor. Ancak temel sorun, saldırganlık içgüdüsünün korunma amaçlı değil de üstünlük olarak kullanılmasıdır. Üstünlük olarak kullanan bireylerde benlik saygısına yönelik ciddi problemi olduğunu söylemek mümkün.” dedi.

 

Kadının toplumsal statüsü güçlendirilmeli

 

Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, şiddetin önlenmesi için tavsiyelerini şöyle sıraladı:

 

- Kadının güçlendirilmesi ve toplumdaki statüsünün eşitlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalı,

- Kadının eğitim düzeyi yükseltilmeli, 

- Her türlü şiddetin önlenmesine dair projeler yapılmalı ve kişiler bilgilendirilmeli, 

- Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği vurgulanmalı,

- Fiziksel şiddete karşı hukuki cezalar arttırılmalı, 

- Şiddete uğrayan bireylerin güvenliği sağlanmalı. Bu noktada en büyük önlemi devlet sağlayabilir. 

- Kadın dayanışma merkezlerinin sayısı arttırılmalı ve,

- Şiddet konusunda farkındalık eğitimleri yapılmalı.

 

Kadın dernekleri psikolojik ve hukuki destek sağlıyor

 

Şiddete uğrayan kadınların yaşadıkları durumu polise veya jandarmaya izah ederek destek almaları gerektiğini ifade eden Çetin, “Ayrıca şiddet gören kadınlar Cumhuriyet Savcılığı’na da başvuruda bulunabilirler. Buna ek olarak sosyal hizmetler, belediyeler, Mor Çatı gibi çeşitli kadın örgütlerinden de destek alabilirler. Bu örgütler psikolojik ve ekonomik desteğin yanı sıra hukuki destek de sağlıyorlar.” diye konuştu.

 

Sürekli öfke varsa psikolojik destek alınmalı

 

Öfkeli bir insanı anlamanın ve onu öfkelendiren noktaları tespit etmeye çalışmanın bir ilişkideki gerekli unsurlardan biri olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, “Ancak süregelen bir öfke varsa o ilişkide sınırların olması ya da öfkeli kişinin psikolojik desteğe ulaşmasını sağlamak daha doğru olacaktır. İlişkiler tek taraflı fedakarlıkla sağlıklı devam etmeyeceği için bu bağlamda söylenecek öneriler sadece günü kurtaracaktır. Esas sorunu tespit etmek önemlidir. Ayrıca her ilişkide olumlu çözümlere ulaşamama ihtimalinin de olabileceği unutulmamalı.” ifadelerini kullandı.