Sandığa gitmeyen seçmen neden kararsız?

'Ekonomi ve adalete rağmen Cumhur İttifakı'

Sandığa gitmeyen seçmen neden kararsız?




Sandığa gitmeyen seçmen neden kararsız?

Özge Özdemir & Efe Öç | BBC Türkçe, İstanbul

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, önceki seçimde sandığa gitmeyen seçmeni ikna edebilmek iki aday için de mühim.

Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur söylemi sandığa gitmeyen seçmeni ikna etmek üzerine.

14 Mayıs’ta düzenlenen cumuhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda katılım oranı yüzde 89 olarak gerçekleşti.

Bu veri, demokratik katılım açısından yüksek olarak tanımlanan bir oran.

İstanbul’da ise katılım oranı yüzde 90,5.

Şehrin toplamında sandığa gitmeyen seçmenin sayısı 1 milyonun üzerinde.

İstanbul’da sandığa gitmeyenlerin oranının en yüksek olduğu ilçeler şöyle:

  • Fatih: %87,29
  • Şişli: %87,82
  • Beyoğlu: %88,26
  • Zeytinburnu: %88,44
  • Adalar: %87,58
  • Esenyurt: %88,71

İstanbul’da katılımın en düşük olduğu Fatih, Şişli, Beyoğlu ve Zeytinburnu ilçelerini sokak sokak dolaştık.

Genelde karşımıza hem ilk turda oyunu kullanmış hem de ikinci turda kararlı bir şekilde gidip oyunu kullanacak seçmen çıktı.

Hatta mahallelerde herkesin oyunu kullanması için baskı olduğunu söylemek bile mümkün.

Erdoğan’a da Kılıçdaroğlu’na da oy verecek olan mahalleliler, bu seçimin çok mühim olduğunu ve mutlaka oy kullanmak gerektiğini dile getiriyor.

Bir esnafın, “Vatanını seven gidip oyunu kullanır” serzenişi çoğu kişide karşılık bulan bir tavır.

İlk turda oyunu kullanamayan çoğu seçmen ise ikametgahının olduğu şehre gidemediğini ya da işini bırakamadığını ifade etti.

İkinci turda kime oy vereceği konusunda kararsız olan seçmenler ise en çok iki konuya dikkat çekiyor: Mülteciler ve ekonomi.

'AKP’ye oy veriyordum, ekonomiden dolayı vermeyeceğim'

Fatih’te bir büfenin kaldırım üstündeki ufak bir masasında çay içerken konuştuğumuz bir ilçe sakini, yükselen kiralardan dem vuruyor.

Birinci turda sandığa gitmediğini aktararak, “Bugüne kadar hep AK Parti’ye oy veriyordum, ancak şu an ekonomiden dolayı kesinlikle vermek istemiyorum. CHP’ye de elim gitmiyor. Kılıçdaroğlu’nun yerinde başkası olsa kesinlikle oy verirdim. Kılıçdaroğlu’nun kendine hayrı yok. Şu an sandığa gitmeye beni kimse ikna edemez” diyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 yılında yayımlanan İstanbul Göç Araştırması’nda da Fatih’teki kiraların Suriyeli göçmenlerin gelişiyle yükseldiği belirtiliyor.

Şehir değiştiremeyen seçmen

Siyaset bilimci Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun kimi seçmenlerde görülen umutsuzluğa ve siyasi kutuplaşmaya rağmen seçimlere katılımın yüksek olduğunu vurguluyor.

Tosun bunu seçmendeki değişim talebine bağlıyor.

Tosun, ülke genelinde sandığa gitmeyen yüzde 11’lik kesim arasında şehir değiştiremediği için oy kullanamayan çok sayıda seçmen olduğunu söylüyor.

Bu konu özellikle deprem bölgesinden başka şehirlere giden göçmenler özelinde çok tartışılmıştı.

Bu yüzden siyasi partiler ve kimi sivil toplum örgütleri, vatandaşların kayıtlı oldukları sandıklarda oy kullanabilmesi için otobüs bileti ayarlayan girişimlere öncülük ediyor.

'Yarım kilo kıyma alamıyoruz'

Fatih’teki bir başka kahvede yine çayını yudumlarken sandığa gitmeyi düşünmeyen bir seçmene denk geliyoruz.

“Meclisin içinde ya da dışında beni temsil eden hiçbir siyasi ideoloji olduğunu düşünmüyorum” diyor.

İlk turda sandığa gittiği halde ikinci turda gitmeyeceğini söyleyen Ali İşsever, ekonomiden şikayet ediyor:

“Erdoğan kazandığı ilk seçimin ardından yaptığı balkon konuşmasında ‘Bana üç sene verin’ demişti. 21 sene geçti, bugün en büyük liramız 200 TL, yarım kilo kıyma alamıyoruz. Artık inanmıyorum. Doğup büyüdüğümüz Fatih’te sığınmacılardan rahat yürüyemiyoruz.”

Kılıçdaroğlu’na, HDP ile işbirliği yaptığı için güvenemediğinden oy vermeyeceğini açıklıyor.

İlk turda oy Sinan Oğan’a, ikinci tur belirsiz

Fatih’te denk geldiğimiz iki arkadaşın ikisi de ilk turda Sinan Oğan’a oy vermiş.

Ancak Oğan’ın Erdoğan’a desteğini açıklamasının kendileri için yeterli olmadığını vurguluyorlar:

“Erdoğan’ın beni ikna etmesi lazım. Ekonomik durum, insanların yaşam şartları, alım güçleri, kira fiyatları… Bunlar benim ayağımı oy vermek için götürmüyor açıkçası. İkna olmadığım halde sandığa gitmeyi düşünmüyorum ikinci turda.”

Ahmet* ismindeki genç, Erdoğan’dan ekonomi ve sığınmacılar yüzünden, Kılıçdaroğlu’ndan ise HDP ile işbirliği yüzünden uzaklaştığını anlatıyor.

İki genç için de en önemli mesele sığınmacılar.

Ercan* ismindeki genç ise iki lidere de yaşlarından dolayı oy vermek istemediğini, artık değişim olması gerektiğini aktarıyor:

“Sığınmacı politikası ekonomiden daha önemli. Eğer buna sebep olan mevcut iktidar ise, Sinan Oğan’ın işbirliği kararı ilkelerine sadık kalmadığını gösteriyor. Bu da beni kararsızlığa itiyor. Ben hiçbir zaman Sinan Oğan’ı savunmadım, ilkelerini savundum, ve ben halen aynı ilkeleri savunuyorum.”

İki arkadaş da Ümit Özdağ’ın politikalarını desteklediklerini vurguluyor.

Sığınmacı politikasının ülke gündemine Özdağ sayesinde geldiğini belirten Ercan, “20 yıldır muhalefetin yapamadığını Ümit Özdağ bir senede çok başarılı bir şekilde yaptı” diyor.

'Milliyetçilik üzerinden yürüyen kampanya dili hırçındır'

Siyaset bilimci Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun, iktidarın seçim iletişimini milliyetçilik üzerinde kurguladığını belirtiyor.

Tosun’a göre Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’ın taraf seçmesinin önem kazanması, ikinci turun da milliyetçilik söylemi etrafında şekilleneceği anlamına geliyor.

Tosun, “Milliyetçilik kodları üzerinden yürütülen her kampanyanın dili aşırıdır, hırçındır ve kutuplaştırıcıdır. Ancak bu dilin direkt kurucusu da iktidar” diyor.

'Ekonomi ve adalete rağmen Cumhur İttifakı'

Konya’da yaşayan Veli* ise ailesinden çok sayıda kişinin ilk turda oy vermeye gitmediğini aktarıyor.

Veli’ye göre bunun en büyük sebebi ekonomi ve adalette yaşanan sıkıntılar yüzünden iktidardan şikayetçi olmaları, ancak bunun karşısında muhalefetin de kendilerini anlamaya çalışmaması.

Veli, “Birinci turdan sonraki süreçte Kılıçdaroğlu’nun HDP ile işbirliği ve bazı kişilerin sosyal medyada depremzedelere karşı tutumlarından dolayı yüzde 80 ihtimalle Cumhur İttifakı’na ikinci turda destek verecek gibi duruyoruz” diyor.

Veli, iktidar ile ekonomi ve adalet başta olmak üzere çok sayıda sıkıntı yaşamalarına rağmen Cumhur İttifakı’na oy vermekten başka bir çareleri olmadığını söylüyor:

“Karşı tarafın İslam düşmanlıklarını alenen sergilemesi, saldırgan olmaları ve en önemlisi güven vermemeleri, biz tarafsız olan seçmene başka çare bırakmıyor.”

*İsimleri değiştirilmiştir.

BBC TÜRKÇE