"Şangay'da restoranlar ve sokaklar boş"

Zehra Haliloğlu’nun yaşadığı Şangay, virüsün ortaya çıktığı Vuhan kentine 838 km (9 saat) uzaklıkta. Haliloğlu son birkaç güne kadar normal hayatlarına devam ettiklerini ancak Şangay’ın risk bölgesi ilan edilmesinin ardından herkesin tedirgin olmaya başladığını anlatıyor: 

Şangay risk bölgesi ilan edilince öncelikle bize okuldan ve etrafımızdaki arkadaşlarımızdan kesinlikle maskesiz dışarı çıkmamız gerektiği söylendi. Sonra maskeyi nasıl edineceğimizi sorduk. Eczaneden temin edebileceğimizi söylediler. Ama eczanelerde maske bitmişti. Yaklaşık 10’a yakın eczane gezdim ama maske bulmak imkansızdı. Kaldığım yurt uluslararası öğrencilerin kaldığı bir yurttu. Biz yurt yönetiminden bize maske bulmalarını istedik. Onlar bize maske buldu ancak yeterli değildi. Kimisi bu maskelerin dört saat sonra işe yaramadığını söylüyordu. O arada zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamamız gerektiği yönünde uyarıldık. Kalabalık yerlerden uzak durmamız, metro, tren gibi kalabalık alanları kullanmamamız söylendi. Şangay dışına çıkmamamız ve Çin içinde seyahat etmememiz konusunda da uyarıldık.

Fotoğraf: Independent Türkçe

“Markette insanlar birbirlerinin önüne geçmeye çalışıyordu” 

Okul tatil olduğu için okula gitmediğini ancak uluslararası öğrencilerle birlikte kaldığı yurtta son birkaç gündür tedirginlik yaşadıklarını anlatan Haliloğlu, temel ihtiyaçlarını karşılamak için markete gittiğinde insanların aceleyle alışveriş yapıp hemen evlerine dönme telaşı içinde olduklarını anlatıyor: 

Şangay normalde çok kalabalık bir şehir. Ama zorunlu ihtiyaçlarım için markete giderken restoranların, sokakların boş olduğuna şahit oldum. Bu kesinlikle alışık olduğum Şangay değildi. Markette insanlar aceleyle alışverişlerini yapıp birbirlerini geçmeye çalışıyordu. Tedirginliğe ilk orada şahit oldum. Okul dün akşam tatile girdi. Normalde tatilde şehrin sakin olduğunu söylenmişti ancak bu sakinlik tatilden önce Şangay risk bölgesi ilan edilince başladı. Fransız, Amerikalı, Özbek, İngiliz arkadaşlarım da tedirgin oldukları için ülkelerine döndüler.

Okulunun şubat sonunda açılacağını ifade eden Zehra Haliloğlu, o zamana kadar her şey normalleşirse Şangay’da dönmeyi düşündüğünü söylüyor. Ancak böyle devam ederse geri dönmeyeceğini ifade eden Haliloğu son birkaç günün kendisi için psikolojik olarak çok zor geçtiğini belirtiyor. Diğer ülkelerden gelen arkadaşlarının da kendisi gibi düşündüğünü anlatıyor. Zira Şangay’da virüs alarmı yapıldığında herkesin biraz panik durumunda olduğunu bir an önce ülke dışarı çıkmaya yönelik planlar yapmaya başladığını söylüyor. Şangay’daki arkadaşları ile hâlâ iletişim halinde olduğunu söyleyen Zehra Haliloğlu, bir arkadaşından metroya binmeden insanların ateşlerinin ölçüldüğü bilgisini aldığını anlatıyor. Okuldan da kendilerine mesaj geldiğini belirten Zehra Haliloğlu, okula da öğrenci ve çalışanlar dışında kimsenin alınmayacağı şeklinde önlem alındığını ifade ediyor. 

Fotoğraf: Independent Türkçe

Virüsten ölenlerin sayısı 41’e yükseldi 

Çin’i alarma geçiren Koronavirüs ilk olarak Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde 12 Aralık’ta tespit edildi. Ulusal Sağlık Komisyonu’ndan yapılan açıklamaya göre, ülke geneline yayılan yeni tip koronavirüsü (2019-nVoC) salgını sonrası virüsten etkilenenlerin sayısı, 237’sinin durumu ağır olmak üzere bin 287’ye yükseldi, ölü sayısı 41’e çıktı. 

Tibet Özerk Bölgesi dışında ülke genelinde az veya çok sayıda görülen salgında hayatını kaybedenlerin 39’u Hubey eyaletinden, diğer ikisi de Hıbey ve Heylongciang eyaletlerinden oldu.  

Virüsün yayılmasını önlemek amacıyla Vuhan’a girişler yasaklandı çıkışlar da çok özel gerekçelere bağlandı.

Independent Türkçe