Sanırım yeni bir PKK açılımı başlıyor

Türkiye’nin meselesi Kürt değil, PKK meselesidir.

Sanırım yeni bir PKK açılımı başlıyor


Türkiye’nin meselesi Kürt değil, PKK meselesidir. PKK, Türkiye’de yaşayan bir çok Kürt’ün de meselesidir...

"Devlet Katil Olur mu?" başlıklı yazımda, devletin sınırları belli bir coğrafyayı, yani kutsal vatanı, bu coğrafyada yaşayan insanları, yani milleti ve bu insanların siyasi olarak kurumsallaşmasını ifade eden tüzel kişilik anlamına geldiğini ve bu nedenle dedevletin, eğer varsa hatadan ve suçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hatanın ve suçun devletten değil,  devleti yönetenlerden kaynaklanabileceğini ve hesabın da onlardan sorulmasının gerektiğini ifade etmiştim.

Devleti yönetenlerin hatalarını ve suçlarını devlete yükleyerek, devleti aşağılamaya ve yıpratmaya çalışanların birçoğunun, Ortadoğu’da kurulması için çaba gösterilen PKK devleti gayretlerini her şartta desteklemeleri, hem yaman bir çelişki oluşturmakta, hem de bu kişilerinin sorununun, devlet kavramı ile değil, Türk devleti ile olduğunu kanıtlamaktadır.

ABD ORTADOĞU’DA DEVLETLERİ ÇÖKERTEREK SİYASİ AMACINA ULAŞMAYI AMAÇLADI

Her fırsatta devleti yıpratma gayreti içine girenlerin, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da olduğu gibi devletin, çökertilmesi durumunda o ülke insanlarının nasıl acı çektiklerini unutmamaları gerekir.

Aslında, ABD’nin önderliğini yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve onu takip eden Arap Baharının amacı, bedeli insanların acı çekmesi olsa da, bu geniş coğrafyadaki devletleri çökertmek, parçalamak ve kendi çıkarlarına göre yeni bir Ortadoğu oluştururken,bu coğrafyada PKK devleti kurmaktır.

ABD, Irak’ta 1991 ve 2003 yıllarında kendi ordusunu kullanarak Irak devletini çökertti, bu ülkeyi parçaladı ve ülkenin kuzeyinde bir Kürt devleti kurdu. Ancak, bu girişim ABD ordusu masraflı olduğu için pahalıya mal oldu.

 

ABD, Suriye’de kendi ordusunu kullanmak yerine farklı bir yöntem uyguladı. Önce isyanlar başlatarak Suriye devletini sarstı. Trump’ın da ifade ettiği gibi Obama Suriye’de sentetik terör örgütü İşidi kurdu, Müslümanı Müslümana kırdırdı, Suriye’yi parçaladı ve Fırat’ın doğusunda PKK-YPG devletinin temellerini attı.

KCK Sözleşmesi, bizim terör örgütü olarak tanımladığımız PKK devletinin anayasasıdır. Bu sözleşme, dört ülkeden koparılacak topraklarda kurulacak KCK devletinin nasıl çalıştırılacağını anlatır. PKK, KCK’nın Türkiye’deki silahlı, HDP ise siyasi koludur. Bu nedenle de HDP, kendisini PKK’da soyutlasın demek kadar anlamsız bir ifade yoktur ve zaten HDP’nin böyle bir yeteneği de yoktur.

TÜRKİYE’DEN PARÇA KOPARILMADAN BÜYÜK PKK DEVLETİ KURULAMAZ

Kürt nüfusunun büyük bir kısmı Türkiye’de yaşadığı için büyük PKK etnik devletinin kurulması, Türkiye’den belli bir coğrafi bölgenin koparılması ve Türkiye’deki Kürt nüfusunun bu devlete eklemlenmesi şartına bağlıdır.

PKK, kırk yıllık silahlı mücadelesinde Türkiye’ye büyük zararlar vermesine rağmen başarılı olamamış, bu siyasi amacını gerçekleştirememiştir.

Büyük PKK devletinin gerçekleştirilmesi, Türkiye’den koparılacak coğrafi bölge ve Kürt nüfus yapısına bağlı olduğuna göre ABD, Türkiye için hangi farklı yöntemi uygulayacaktır? Asıl araştırılması gereken soru budur.

ŞARTLAR YENİ BİR PKK AÇILIMI İÇİN UYGUNDUR

Mevcut durumun şu düşünleler ışığında değerlendirilmesi gerekir;

-Son İstanbul Belediye Başkanı seçimi, Türkiye’de Kürt oylarının değerini artırmıştır ve Türkiye’de seçim kazanarak iktidara gelmek için Kürt oylarını kazanmak gerektiği gerçeği ortaya çıkmıştır.

-Türkiye, Atlantik yapısının kurumlarının kaynaklarını kullanarak borçlanmıştır; Türkiye’nin yeni kredi ihtiyaçlarını karşılayabilecek kurumlar da Atlantik yapısının içindedir. Bu durum, Türkiye’yi, PKK meselesi dahil, Atlantik yapısının dayatmalarına karşı hassas duruma getirmektedir.

-Türkiye, göçmenlerin geri gönderilmeleri için Suriye meselesinde, Fırat’ın doğusunda güvenlikli bölgenin kurulması konusuna öncelik vermekte, bu öngörülen güvenlikli bölgenin güneyinde PKK-YPG devletinin kurulmasını kabullenmiş gibi görüntü vermektedir.

Suriye’de ABD’nin desteğini alan PYD, şimdilik, aslında aralarında fark olmamasın rağmen, PKK’ya oranla önem ve öncelik kazanmıştır. Suriye ile ilgili olarak ABD-Türkiye arasındaki pazarlıkları bilinmemektedir.

ABD’nin geçmişteki uygulamalarının aksine, Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin PKK’ya karşı askeri eylemlerine ve bu bölgede sınır düzeltmesi yapmasına göz yumması düşündürücüdür.

PKK etkisinin azaltılması ve buna karşılık Suriye’de YPG devletinin kabullenilmesinin veya yeni bir açılım sürecinin başlatılmasının pazarlık konusu yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir.

Suriye’de PYD ile büyük PKK devletinin ikinci ayağı tamamlanmış olacaktır. İstesek de istemesek de Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’ye ve PKK meselesine önemli yansımaları olabilecektir.

-Türkiye’de bazı siyasi partiler ve siyasetçiler, siyasi gelecekleri için yeni bir PKK açılımına istekli görünmektedir.

ABD TÜRKİYE’Yİ SİYASETÇİLER ÜZERİDEN BÖLMEK İSTEYEBİLİR

Bütün bu düşünceler ışığında, ABD’nin, büyük PKK devleti istikametinde, Türkiye’de Irak’tan ve Suriye’den farklı bir yöntem uygulayarak, büyük bir olasılıkla, demokratikleşmenin geliştirilmesi adı altında, yeni bir açılım süreci ile ve bu açılıma yeşil ışık yapan siyasetçilerle ilerlemesi beklenmelidir.

Bu olasılık, Türk halkının, Türkiye’yi yönetecek siyasetçileri seçerken dikkatli olmasını gerektirmektedir.

SON SÖZ:

Türkiye’nin meselesi Kürt değil, PKK meselesidir. PKK, Türkiye’de yaşayan bir çok Kürt’ün de meselesidir. Stratejik ortağımız (!) ABD, Irak ve Suriye’den sonra Türkiye’yi de bölerek büyük PKK devletini gerçekleştirmek istemektedir. Türkiye’de devlete saldıranlar ise PKK devletinin kurulmasına destek vermektedir.

Nejat Eslen

Odatv.com