Savcılık Kurumu ve Savcılarımız

Türkiye'de savcılık kurumunun hukuki çerçevede nasıl ele alınması gerektiği ve uygulamada yaşanan aksaklıklar tartışılıyor. Savcıların yetki aşımı sorunları ve hukuk sistemine etkileri ele alınıyor.

Savcılık Kurumu ve Savcılarımız

Savcılık Kurumu ve Savcılarımız

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Savcılık kurumu, adalet sisteminde önemli bir yere sahip olmasına rağmen Türkiye'de halen birçok yanlış anlaşılma ve uygulama ile karşı karşıya kalıyor. Prof. Dr. Sami Selçuk'un kaleme aldığı analizde, savcılık kavramının hukuki çerçevede nasıl ele alınması gerektiği ve uygulamada yaşanan aksaklıklar ele alınıyor.

Savcılık Karar Makamı mı?
Savcılık, karar verme yetkisi olan bir kurum olmamasına rağmen günümüzde savcılar yetkisizlik kararı bile verebiliyor. Adalet Bakanlığı, yükselme dönemlerinde verilen yetkisizlik kararlarının örneklerini talep ediyor. Bu durum, ülkemizde savcılık kurumunun yanlış anlaşıldığını ve uygulamada büyük sıkıntılar yaşandığını gösteriyor.

Hukuki Çerçevede Savcılığın Rolü
Savcılığın temel görevi, suç soruşturması yapmak ve yeterli şüphe oluştuğunda kamu davası açmaktır. Ancak Türkiye'de savcılar, mahkemelerin yetkisine giren konularda karar alma yetkisini kullanıyor. Örneğin, Batı ülkelerinde savcılığın "kovuşturmaya yer olmadığı kararı" değil, "kovuşturmaya yer olmadığı görüşü" sunması gerekirken, Türkiye'de savcıların yetkisizlik kararı vermesi ciddi bir hukuki yanılgıyı ortaya koyuyor.

Tarihsel Perspektif ve Mevcut Uygulamalar
Savcılık kurumu, özellikle Fransız hukuk sisteminde uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Fransa, uzun denemelerden sonra dava açmada yerindelik sistemine geçmiştir. Türkiye'de ise hâlâ mecburilik sisteminin uygulanması gerektiği savunuluyor. 2011 yılında yapılan yasal değişikliklerle savcılara "yetkisizlik kararı" verme yetkisi tanınması, hukukun temel ilkeleriyle çelişen bir düzenleme olarak dikkat çekiyor.

Savcılık Bağımsızlığı ve Hukukun Üstünlüğü
Savcıların bağımsız ve tarafsız olması gerekirken, uygulamada hukukun dışına çıkan işlemler gözlemleniyor. Hukukun üstünlüğünü korumak için savcılığın yalnızca iddia makamı olarak hareket etmesi ve karar verme yetkisinin mahkemelerde olması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, kamu davası açılması gereken durumlarda siyasi kaygıların etkili olmaması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Savcıların Yetki Aşımı Sorunu
Türkiye’de savcıların bazı durumlarda siyasi baskılarla karar aldığı ve kamuoyunu etkileyen dosyalarda bağımsız hareket edemediği eleştirileri sıkça dile getiriliyor. Bu durumun, hukuk devleti ilkesine zarar verdiği ve adaletin sağlanmasını zorlaştırdığı ifade ediliyor. Ayrıca, savcıların hukuka aykırı şekilde yetki kullanarak eleştiri hakkı kapsamında bile davaları kapatma yetkisini kendilerinde görmeleri, hukuk sisteminin güvenilirliğini sarsıyor.

Sonuç ve Öneriler
Savcılık kurumunun, hukuk sistemindeki asli görevine dönmesi ve bağımsız bir iddia makamı olarak hareket etmesi gerekmektedir. Hukuk devleti ilkesi gereği, savcıların yargı yetkisi kullanmaması ve mahkemelerin görev alanına müdahale etmemesi büyük önem taşımaktadır. Savcıların yargı kararlarına gölge düşürmeyecek şekilde, adaletin sağlanması için hukukun temel ilkelerine bağlı kalmaları gerekmektedir.

www.yerelgundem.com