Seçim Yaklaşıyor mu? Siyasetin Dili ve Sertleşen Üslup Üzerine Düşünceler

Seçim Yaklaşıyor mu?

Seçim Yaklaşıyor mu? Siyasetin Dili ve Sertleşen Üslup Üzerine Düşünceler


Seçim Yaklaşıyor mu? Siyasetin Dili ve Sertleşen Üslup Üzerine Düşünceler

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Karar Gazetesi yazarı Fehmi Koru, son dönemde siyasetin dilindeki sertleşmeye dikkat çekiyor. Yazısında, özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhaliflerine yönelik kullandığı "cibilliyetsiz" ve "ev zencisi" gibi ifadelerin, siyasette giderek artan sert üslubun bir yansıması olduğunu vurguluyor.

Eski Sözcükler Yeniden Dolaşımda

Koru, son zamanlarda "cibilliyetsiz" gibi eski bir sözcüğün yeniden siyasetin gündemine girdiğine dikkat çekiyor. Bu sözcüğün, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından muhaliflere karşı kullanıldığını belirtiyor. Ayrıca, Malcolm X’e atfedilen "ev zencisi" ifadesinin de Erdoğan tarafından kullanıldığını ve bunun muhalifleri hedef alarak yapılmasının tuhaf olduğunu ifade ediyor.

Siyasetin Sertleşen Üslubu

Siyasetteki bu sertleşmenin sadece Türkiye’ye özgü olmadığını belirten Koru, ABD Başkanı Donald Trump’ın da benzer şekilde rakiplerine karşı sert bir dil kullandığını hatırlatıyor. Trump’ın başkanlık yarışında rakiplerini hedef alarak kullandığı ifadelerin, seçim atmosferinde siyasetin dilinin nasıl sertleştiğini gösterdiğini söylüyor.

İktidar ve Muhalefet Cephesinde Benzer Tavırlar

Koru, sadece iktidar cephesinde değil, muhalefet cephesinde de benzer sert üslup ve tahammülsüzlüklerin olduğunu vurguluyor. Muhalefet partilerinin liderlerinin, karşı tarafla selamlaşmaları bile eleştirilere neden olabiliyor. Örneğin, Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisinde farklı görüşlerden gazetecileri yanına alması ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sabah gazetesine mülakat vermesi, muhalefet içerisindeki bazı kesimler tarafından eleştirilmiş.

Siyasetin Tuhaflaşan Dili

Fehmi Koru, siyasetteki bu sertleşmenin ve tahammülsüzlüğün toplumda bir çatışma isteği doğurduğunu ifade ediyor. İktidar yanlısı yazarların, siyasilerin daha keskin bir dil kullanmalarını arzu etmeleri ve muhalif kalemlere düşman muamelesi yapılmasını istemeleri, Koru’ya göre tuhaf ve endişe verici bir durum. Aynı şekilde, muhalefet cephesinde de karşı tarafa yönelik benzer tahammülsüzlüklerin olduğunu belirtiyor.

Sonuç: Siyasetin Dilinde Aşırılığa Karşı Uyarı

Yazısının sonunda Koru, bu sertleşen dilin, toplumdaki kutuplaşmayı daha da derinleştirdiğini ve siyasilerin daha sorumlu bir üslup benimsemeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, haber ve tartışma programlarında kullanılan dilin çoluk çocuk dahil herkesin erişebileceği bir ortamda ne kadar etkili olabileceğini hatırlatarak, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.

Bu yazı, siyasette dilin ne kadar önemli olduğunu ve bu dilin toplumsal barış üzerindeki etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Fehmi Koru’nun bu tespitleri, siyasetin sertleşen üslubuna karşı önemli bir uyarı niteliğinde.

www.yerelgundem.com