"Türkiye’nin alacağı bazı askeri malzemelerin ihraç izinleriyle ilgili sorunlar çıkabiliyor. Bu, Almanya’nın iç siyasetindeki bazı olumsuz tutumlardan kaynaklanıyor. Yüzlerce askeri malzeme söz konusu, tank motorları, obüs bataryalarının motorları da dahil olmak üzere...” diyerek, sorunun varlığını gizlememişti Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar.
Akar bu açıklamasını, geçen 2 Şubat tarihinde Berlin ziyareti sırasında Alman mevkidaşı Annegret Kramp-Karrenbauer ile görüşmesinden tam dört gün sonrasına rastlayan mülakatımız sırasında bir sorumuz üzerine yapmıştı.
Berlin ziyaretinin kritik bir başlığında Türkiye’nin Almanya’dan askeri alımlarda karşılaştığı sıkıntıların aşılması talebi yer alıyordu. Milli Savunma Bakanı, görüşmeler sırasında Alman muhatabına ihraç izinlerinde sıkıntı yaşanan silah ve askeri malzemenin bir listesini de iletmişti.
Kramp-Karrenbauer de buluşmadan sonra yaptığı açıklamada “bazı zor konuların görüşüldüğünü” söylemişti. Alman Savunma Bakanı’nın geçen haziran ayındaki Türkiye ziyaretinde bu dosya bir kez daha gündeme gelmişti.
Milli Savunma Bakanı Akar’la perşembe günkü sohbetim sırasında Almanya ile silah ve askeri malzeme alımında yaşanan sorunların aşılması konusunda bir gelişme olup olmadığını sorduğumda şu yanıtı aldım:
“Maalesef hiçbir değişiklik yok. Almanya Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer geçen yaz başında geldiğinde de kendisiyle aynı konuları konuşmaya devam ettik. Maalesef adı konmamış bir tutum, ambargo var Türkiye’ye karşı. Biz de kendilerine her vesileyle bunun sadece Türkiye’ye değil aynı zamanda NATO ittifakına da zarar verdiğini söylüyoruz.”
DENİZALTILAR AMBARGO KAPSAMI DIŞINDA
Burada ilginç bir nokta, Alman hükümetinin Türkiye’ye uyguladığı adı konmamış ambargoda Kara ve Deniz Kuvvetleri arasında ayrım yaparak hareket etmesidir. Kara Kuvvetleri’nin kullanacağı sistemler için ihraç izinleri verilmezken, özellikle yeni sınıf denizaltıların üretimine dönük Türkiye ile daha önceden başlatılmış olan kapsamlı işbirliği projesi bu tasarrufların dışında tutuluyor.
Almanya da bu ayrımı yaptığını gizlemiyor. Almanya’nın Dışişleri Bakanı Heiko Maas, geçen yıl General-Anzeiger gazetesine verdiği bir demeçte, “Türkiye’ye deniz kuvvetlerinde kullanılan araç ve teçhizat dışında hiçbir silah satışına onay vermediklerini” duyurmuştu.
“Türkiye artık Almanya’dan silah temin edemiyor” diyen Maas, “Türkiye’nin Suriye savaşında yaptıklarını kabul edilemez” bulduklarını söylemişti. Bakanın bu ifadesiyle silah satışlarındaki kısıtlamaların Türkiye’nin Suriye’de giriştiği askeri harekatlarla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.
ALMAN PARLAMENTOSUNDA REDDEDİLEN ÖNERGELER
Dikkat çekici bir gelişme, geçen haziran ayında Alman parlamentosunda Türkiye’ye bütün silah sistemlerini içeren kapsamlı bir ambargonun uygulanması talebiyle Sol Parti tarafından verilen bir önergenin hükümet ortakları Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokrat Parti’nin karşı oylarıyla reddedilmesi oldu. Yeşiller’in doğrudan denizaltı parçaları satış izinlerinin iptaline ilişkin bir önergesi de yine parlamentoda benzer şekilde reddedildi.
Dizel-elektrik denizaltı yapımında dünyanın en önemli üreticisi konumunda olan ve küresel ölçekte ciddi bir pazar payına sahip bulunan Almanya, başlatılmış projeleri durdurmaktan kaçınıyor.
Türkiye ile Almanya’nın üretici şirketi HDW arasında varılan mutabakat, suyun altında iki hafta kalabilmeyi sağlayan en son teknolojiye sahip toplam altı denizaltının Gölcük’te yapımını öngörüyor. Projenin 2020’li yılların sonuna doğru tamamlanması bekleniyor. Bu proje kapsamında Gölcük’te 2019’un sonunda havuza indirilen ilk denizaltı (TCG Piri Reis) önümüzdeki yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine girecek.
Almanya Ekonomi Bakanlığı tarafından 2018 yılında parlamentodaki bir soru önergesine verilen yanıtta, Türkiye ile yürütülen bu proje için Alman hükümetinin toplam 2 milyar 500 milyon Euro değerinde ihracat garantisi üstlendiği açıklanmıştı.
AKAR: ‘ENGELLER BİZİ KAMÇILIYOR’
Milli Savunma Bakanı Akar, Almanya’nın silah ve askeri malzeme satışında sergilediği tutumdan rahatsızlık ifade etmekle birlikte, bu tür engelleyici tutumların Türkiye’yi ulusal savunma sanayiini geliştirmek konusunda “daha da kamçıladığını” söylüyor.
Bakan, “Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle savunma sanayiindeki yerlilik ve millilik oranımızı yüzde 80’ler seviyesine çıkardık. Ancak geldiğimiz seviyeyi yeterli görmüyoruz. Kat etmemiz gereken mesafeler olduğunun da bilincindeyiz. Onların bu tutumu karşısında biz de İHA’larımızı, SİHA’larımızı, TİHA’larımızı geliştirdik. Milli muharip uçağımızı da geliştiriyoruz” diyerek, ekliyor:
“Halen Hava Kuvvetlerimizden 4 F-16 uçağımız NATO hava polisliği görevi kapsamında Polonya hava savunmasına katkı sağlıyor. Bakarsınız, ileride bu NATO görevi çerçevesinde Polonya hava sahasında milli muharip uçaklarımız da uçar. Karşılaştığımız bu tür engelleyici tutumlar sonuçta bizi savunma ihtiyaçlarımızı kendi imkânlarımızla karşılamak konusunda daha da büyük bir azimle ve kararlılıkla çalışmaya teşvik ediyor.”
Akar’ın bu çerçevede vurguladığı önemli bir gelişme, yakın zamanda Türk mühendislerinin fırtına obüslerini milli imkânlarla ürettikleri elektrikli bir motorla yürütmüş olmaları. Obüs bataryalarının motorları Almanya’nın ihracat izni vermediği kalemler arasında yer alıyor.
Bu arada Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, geçenlerde TRT’ye yaptığı bir açıklamada üzerinde çalışılan tank motorlarının şu an test aşamasında olduğunu söylemişti. Motor sorununun çözümü özellikle Türkiye’de üretilecek milli “Altay” tankı projesinin hayata geçirilebilmesi bakımından hayati bir önem taşıyor. Son dönemde Türkiye’nin tank motoru için hem Ukrayna hem de Güney Kore seçenekleri üzerinde durduğu yolunda birçok haber çıkmıştı.
Sonuçta, Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak seçimden sonra kurulacak yeni hükümetle başlayacak dönemde, Ankara ile Berlin arasındaki ilişkilerin pek çok sorunla yüklü gündemine -adı konmamış silah ambargosu- da dahil olacak.
Almanya’dan Türkiye’ye adı konmamış silah ambargosu | Sedat ERGİN | Köşe Yazıları (hurriyet.com.tr)
SEDAT ERGİN / HÜRRİYET
Almanya’dan Türkiye’ye adı konmamış silah ambargosu
"Türkiye’nin alacağı bazı askeri malzemelerin ihraç izinleriyle ilgili sorunlar çıkabiliyor. Bu, Almanya’nın iç siyasetindeki bazı olumsuz tutumlardan kaynaklanıyor. Yüzlerce askeri malzeme söz konusu, tank motorları, obüs bataryalarının motorları da dahil olmak üzere...” diyerek, sorunun varlığını gizlememişti Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar.
Berlin ziyaretinin kritik bir başlığında Türkiye’nin Almanya’dan askeri alımlarda karşılaştığı sıkıntıların aşılması talebi yer alıyordu. Milli Savunma Bakanı, görüşmeler sırasında Alman muhatabına ihraç izinlerinde sıkıntı yaşanan silah ve askeri malzemenin bir listesini de iletmişti.
Kramp-Karrenbauer de buluşmadan sonra yaptığı açıklamada “bazı zor konuların görüşüldüğünü” söylemişti. Alman Savunma Bakanı’nın geçen haziran ayındaki Türkiye ziyaretinde bu dosya bir kez daha gündeme gelmişti.
Milli Savunma Bakanı Akar’la perşembe günkü sohbetim sırasında Almanya ile silah ve askeri malzeme alımında yaşanan sorunların aşılması konusunda bir gelişme olup olmadığını sorduğumda şu yanıtı aldım:
“Maalesef hiçbir değişiklik yok. Almanya Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer geçen yaz başında geldiğinde de kendisiyle aynı konuları konuşmaya devam ettik. Maalesef adı konmamış bir tutum, ambargo var Türkiye’ye karşı. Biz de kendilerine her vesileyle bunun sadece Türkiye’ye değil aynı zamanda NATO ittifakına da zarar verdiğini söylüyoruz.”
DENİZALTILAR AMBARGO KAPSAMI DIŞINDA
Burada ilginç bir nokta, Alman hükümetinin Türkiye’ye uyguladığı adı konmamış ambargoda Kara ve Deniz Kuvvetleri arasında ayrım yaparak hareket etmesidir. Kara Kuvvetleri’nin kullanacağı sistemler için ihraç izinleri verilmezken, özellikle yeni sınıf denizaltıların üretimine dönük Türkiye ile daha önceden başlatılmış olan kapsamlı işbirliği projesi bu tasarrufların dışında tutuluyor.
Almanya da bu ayrımı yaptığını gizlemiyor. Almanya’nın Dışişleri Bakanı Heiko Maas, geçen yıl General-Anzeiger gazetesine verdiği bir demeçte, “Türkiye’ye deniz kuvvetlerinde kullanılan araç ve teçhizat dışında hiçbir silah satışına onay vermediklerini” duyurmuştu.
“Türkiye artık Almanya’dan silah temin edemiyor” diyen Maas, “Türkiye’nin Suriye savaşında yaptıklarını kabul edilemez” bulduklarını söylemişti. Bakanın bu ifadesiyle silah satışlarındaki kısıtlamaların Türkiye’nin Suriye’de giriştiği askeri harekatlarla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.
ALMAN PARLAMENTOSUNDA REDDEDİLEN ÖNERGELER
Dizel-elektrik denizaltı yapımında dünyanın en önemli üreticisi konumunda olan ve küresel ölçekte ciddi bir pazar payına sahip bulunan Almanya, başlatılmış projeleri durdurmaktan kaçınıyor.
Almanya Ekonomi Bakanlığı tarafından 2018 yılında parlamentodaki bir soru önergesine verilen yanıtta, Türkiye ile yürütülen bu proje için Alman hükümetinin toplam 2 milyar 500 milyon Euro değerinde ihracat garantisi üstlendiği açıklanmıştı.
Milli Savunma Bakanı Akar, Almanya’nın silah ve askeri malzeme satışında sergilediği tutumdan rahatsızlık ifade etmekle birlikte, bu tür engelleyici tutumların Türkiye’yi ulusal savunma sanayiini geliştirmek konusunda “daha da kamçıladığını” söylüyor.
Bakan, “Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle savunma sanayiindeki yerlilik ve millilik oranımızı yüzde 80’ler seviyesine çıkardık. Ancak geldiğimiz seviyeyi yeterli görmüyoruz. Kat etmemiz gereken mesafeler olduğunun da bilincindeyiz. Onların bu tutumu karşısında biz de İHA’larımızı, SİHA’larımızı, TİHA’larımızı geliştirdik. Milli muharip uçağımızı da geliştiriyoruz” diyerek, ekliyor:
Akar’ın bu çerçevede vurguladığı önemli bir gelişme, yakın zamanda Türk mühendislerinin fırtına obüslerini milli imkânlarla ürettikleri elektrikli bir motorla yürütmüş olmaları. Obüs bataryalarının motorları Almanya’nın ihracat izni vermediği kalemler arasında yer alıyor.
Bu arada Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, geçenlerde TRT’ye yaptığı bir açıklamada üzerinde çalışılan tank motorlarının şu an test aşamasında olduğunu söylemişti. Motor sorununun çözümü özellikle Türkiye’de üretilecek milli “Altay” tankı projesinin hayata geçirilebilmesi bakımından hayati bir önem taşıyor. Son dönemde Türkiye’nin tank motoru için hem Ukrayna hem de Güney Kore seçenekleri üzerinde durduğu yolunda birçok haber çıkmıştı.
Sonuçta, Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak seçimden sonra kurulacak yeni hükümetle başlayacak dönemde, Ankara ile Berlin arasındaki ilişkilerin pek çok sorunla yüklü gündemine -adı konmamış silah ambargosu- da dahil olacak.
Almanya’dan Türkiye’ye adı konmamış silah ambargosu | Sedat ERGİN | Köşe Yazıları (hurriyet.com.tr)
SEDAT ERGİN / HÜRRİYET