Sedef Kabaş bugün serbest kalmalı!

İcat edilen suçlar

Sedef Kabaş bugün serbest kalmalı!




Sedef Kabaş bugün serbest kalmalı!

Sedef Kabaş hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasına kamu görevlisine hakaret suçlaması da eklendi. Banu Güven, bu konuda 2021’de hükümetin tazminata mahkum edildiği AİHM kararını DW Türkçe’de yazdı.

Sedef Kabaş işlemediği, cezaevinde yatmayı gerektirmeyen bir suçtan gözaltına alındı ve tutuklandı. Kaçma ya da delil karartma şüphesi de yok. Tele 1 yayınında söylediği sözler cımbızlandı. "Mesela mecliste tartışmalar olur mu, olur. Siyasette kavgalar olur mu, olur. Fikir ayrılıkları olur mu, olur. Ama bunu bir tartışma platformunda yaparsınız, bir atışma yaparsınız, hiciv sanatından yararlanırsınız, ironi kullanırsınız, ama üslup düşüklüğü ne demektir, küfretmek ne demektir? Yani çok meşhur bir söz vardır…" sözlerinin başı atıldı, içinde "saray" ifadesi geçen sözleri servis edildi.

Ardından sosyal medyada cadı avı başlatıldı. İstanbul’a Osmaniye üzerinden jet bir terfiyle atanan bir yıllık savcı tarafından tutuklanması istendi, kıdem şartını yerine getirmemiş hakim tarafından tutuklandı, yine aynı savcı tarafından, üst sınırdan hesaplandığında 11 yılı geçebilecek hapis cezaları istenebilecek suçlardan yargılanması talep edildi. Kabaş da, şimdi Erdoğan'a ve makamına hakaret suçundan yargılanan on binlerce kişiden biri olacak.

İcat edilen suçlar

İddianame, Erdoğan iktidarı döneminde oluşturulan yargının, ne denli "yaratıcı" olduğunu bir kez daha gösterdi. Deneyimsiz olduğu söylenen, ama becerikli olduğu şüphe götürmeyen savcı, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen, hukuken çarpık TCK 299’dan verilecek cezanın yeterli olmayacağı endişesiyle, araya iki de kamu görevlisine hakaret suçu serpiştirmişti. Başka bir deyişle, Kabaş’a savcılık ya da mahkeme sorgusunda sorulmayan yeni suçlar da icat edildi. Savcıya göre bu suçlardan birini Kabaş, bir hafta önceki programda, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun üslubunu eleştirirken işlemişti. Savcı, Kabaş’ın bakana yönelik, "yalan haberlerden medet umarcasına bir zavallılık sergilemek" eleştirisinin, "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçu olduğunu iddia etti.

Sedef Kabaş’ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki, "Sayın Soylu'nun soyadına ihanet edercesine takındığı üslup, herkesi terörist ilan etmek, herkesi hain ilan etmek" cümlesinden, "soyadına ihanet edercesine" kısmı da cımbızlandı. Savcı, gazetecilik ve iletişim alanında doktorası olan Sedef Kabaş’ın bu eleştirilerinde kamu yararı olmadığını iddia etti.

Ya tutarsa diyerek…

Savcının talepleri tutacak mı, Sedef Kabaş üslup eleştirisi yaptığı için hakaretten daha ne kadar hapis yatacak, mahkum edilebilecek mi, göreceğiz. İddianamede, Sedef Kabaş’ın serbest kalmaması, ceza alırsa da, infaz yasasına göre denetimli serbestlikten faydalanmaması için bir gayret olduğu kesin. Ne var ki, işlediği iddia edilen suçlar, Kabaş’ın tutuklu kalmasını gerektirmiyor. O nedenle bir an önce, derhal serbest bırakılması gerekiyor. Derhal!

Savcının görmek istemediği AİHM kararı

Mahkeme aşamasına gelince… Savcı iddianamede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM’nin bazı kararlarına atıfta bulunarak tezini güçlendirmeye çalışmış. Ne var ki atıfta bulunmadığı tek karar var; o da Strasbourg’daki mahkemenin, TCK’nın Cumhurbaşkanı ve makamına hakaret suçunu düzenleyen 299. Maddesi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHS’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesine aykırı olduğunu, tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söylediği Vedat Şorli kararı.

Vedat Şorli, 2014 ve 2016 yıllarında Facebook'ta paylaştığı Erdoğan karikatürü ve sonunda "yerin dibine batsın" şeklinde temennide bulunduğu bir dizi söz nedeniyle 2 ay 2 gün tutuklu kalmış, 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum olmuş, hükmün açıklanması beş yıl ertelenmişti. Anayasa Mahkemesi, yaptığı bireysel başvurusunu reddedince Şorli AİHM’ye gitmişti. Mahkeme 2021’de Şorli’ye verilen cezaların, caydırma etkisi nedeniyle ifade özgürlüğünü ihlal ettiği hükmüne vardı.

Banu Güven

Banu Güven

Ayrıca AİHM, hakaret suçu açısından Cumhurbaşkanı’nın herkesten daha çok korunmasının, Cumhurbaşkanı’na hakaretin genel hakaret suçundan daha ağır şekilde cezalandırılmasının da sözleşmeye aykırı olduğunu vurguladı. Kararda bu tür durumlarda hapis cezası uygulanması da sözleşme ihlali olarak yorumlandı. AİHM, savcının iddiasının aksine hükümetin bu mahkumiyetinin, demokratik toplum açısından gerekli olduğunu ispatlayamadığına da dikkat çekmişti. Sonuçta Şorli’ye 7 bin 500 Euro tazminat ödenmesine karar verildi. Kabaş’ın avukatlarının savunmalarında atıfta bulunduğu, Google'ladığınızda da karşınıza ilk sırada çıkan bu AİHM kararı, savcının dikkatinden nasıl kaçtı, anlaşılır gibi değil. Eğer bulamadıysa diye yazayım, kararın Türkçesi de, anayasa.org adresinde var.

160 binden fazla soruşturma

Yazının başında Sedef Kabaş’ın, Erdoğan döneminde Cumhurbaşkanlığına hakaret suçundan yargılanan on binlerce kişiden biri olduğunu söylemiştim. Abartmıyorum. Adalet Bakanlığı’nın Adli İstatistik raporlarına bakarsanız, 2014-2020 arasında Erdoğan’a hakarette bulunduğu gerekçesiyle soruşturulan 160 bin 169, yargılanan 38 bin 498, mahkum edilen 12 bin 881, hapis cezası alan 3 bin 625, haklarındaki kararın açıklanması geri bırakılan 11 bin 913 kişi olduğunu göreceksiniz.

"Cumhurbaşkanına hakaret" suçlaması | "Korku toplumu yaratmak istiyorlar"

Adalet Bakanlığı 2021 raporunu henüz açıklamadığı için geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanına hakaret kervanına kaç kişi daha katıldı, henüz bilemiyoruz. Ama soruşturma sayısının 2014’te 614’ken, 2016’da 38 bin 254, 2020’de de ufak iniş çıkışlardan sonra 31 bin 296 olduğunu belirteyim. 2021 bilançosunu da yıl ortasında öğreneceğiz herhalde.

Yazının sonunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, sürmekte olan bir soruşturma hakkında, Sedef Kabaş’ı "ahlaksızlık, edepsizlikle" itham ettiğini, hakkında "Ahlak ve edep, insana mahsustur. Hiçbir hayvan, ahlak ve edep bilmez. Ahlak ve edep yoksunu bu densizi ve yaptığı ahlaksızlığı ve edepsizliği lanetliyorum" diye Tweet attığını da hatırlatayım.

Hikayenin tümüne baktığınızda haksızlığa ve hakarete uğrayan kim sizce?

Banu Güven

 Deutsche Welle Türkçe