Şehit babası, hüznünü oğlunun hatıralarıyla dindirmeye çalışıyor

"Odaya girdiğimde onun kokusunu alıyorum"

Şehit babası, hüznünü oğlunun hatıralarıyla dindirmeye çalışıyor




Muratbey köyünde yaşayan şehidin babası Hayri ve annesi Suzan Kanbur, bahçesi ve duvarlarını Türk bayrağıyla süsledikleri evlerinin bir bölümünde, çocuklarının yatağı, küçüklüğünden bu yana giydiği kıyafetleri ve eşyalarıyla üniforma, bot, bere ve kasatura gibi askeri malzemeleri sergiliyor.

Şehidin görevde çektirdiği fotoğraflarla başarı belgelerinin de yer aldığı, tavanı ay yıldızlı bayrak haline getirilen evde, aynı zamanda gelen ziyaretçilerin dinlenmesi için masa ve sandalyeler de bulunuyor.

- "Odaya girdiğimde onun kokusunu alıyorum"

Şehidin babası Hayri Kanbur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 4 yıl önce şehit düşen oğullarından ayrı kalmanın hüznü ve acısını her gün yaşadıklarını, bir o kadar da oğullarıyla gurur duyduklarını söyledi.

Oğullarının özlemini, kullandığı eşyalara sarılarak gidermeye çalıştıklarını anlatan Kanbur, şöyle devam etti:

"Oğlum sanki her an gelecekmiş gibi. Tabii oğlumuz Peygamber Efendimize komşu oldu ama çok zor bir durum. Biz de oğlumuzun şehit olmasının ardından onun çocukluğundan bu yana kullandığı tüm eşyaları sergilediğimiz bir müze oluşturduk. Buraya her gün geliyorum, onun eşyalarıyla avunuyorum. Buraya geldiğimde rahatlıyoruz, sanki buradaymış gibi onunla konuşuyoruz. Odaya girdiğimde onun kokusunu alıyorum. Nasıl çocuğunuzun odasına girdiğinizde onun kokusunu alırsınız, ben de aynı kokuyu alıyorum, onun yanına girmiş gibi oluyorum."

- "Her Babalar Günü'nde mutlaka günümü kutlardı"

Evlerine şehidin arkadaşlarının da sık sık geldiğini bundan da büyük mutluluk duyduklarını vurgulayan Kanbur, "Ben de o odaya girdiğimde botlarını, elbiselerini, berelerini seviyorum. Onlarla konuşuyorum. Oğlum, her Babalar Günü'nde mutlaka günümü kutlardı. Tabii her Babalar Günü'nde bunun da burukluğunu, boşluğunu yaşıyorum. Ben de müzeye girdiğimde resmen onun yattığı odaya girmiş gibi oluyorum. Yatağı da orada. Sanki uyuyormuş, uyanıp 'Günaydın' diyormuş gibi yaşıyorum. O duyguyu yaşayamayan bilemez." ifadelerini kullandı.

Evlatlarının şehit olmasının ardından devlet büyüklerinin kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarını, her fırsatta arayıp hal hatır sorduklarını dile getiren Kanbur, şunları kaydetti:

"Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'nun yanına eşimle gittik, hatta randevu da almamıştık. Bizimle uzun uzun sohbet etti. Derdimizi dinledi. Yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Bartın'a geldiğinde bizi çağırdı onunla sohbet etme imkanı bulduk. Emine Erdoğan Hanım da bizi hiç yalnız bırakmadı, eşimi de beni de sık sık aradı. Yine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, her hafta arar, halimizi hatırımızı sorar, uzun uzun konuşuruz. Allah hepsinden razı olsun."

Kanbur, tüm şehit babalarının Babalar Günü'nü kutlayarak "Allah hepsine sabır versin. Çok zor." dedi.

- Anne Kanbur'un da en büyük tesellisi oğlunun eşyaları

Anne Suzan Kanbur da günlerinin büyük bölümünü çocuklarının eşyalarının arasında geçirdiklerini ifade ederek, "Fotoğraflarını gördüğümüzde sanki bizi ziyarete gelmiş gibi hissediyoruz. Burada hiçbir şey olmamış gibi onun anılarını yaşatmaya çalışıyoruz. Şehit olmadan önce beni en son ziyareti Anneler Günü'nde olmuştu. Her Anneler Günü'nde aklıma o geliyor ve 'Bu sene gelmedi.' diyorum. En büyük tesellimiz, oğlumuzun Peygamberimize komşu olması. Bu gurur verici." diye konuştu.

Baba Hayri Kanbur, eşi Suzan Kanbur ile oğlunun kabrini ziyaret ederek dua okudu.

AA