Şehit Oğlunun Hatıralarıyla Yaşıyor
- "Oğlum savaşın ortasında bile çok mutluydu"
Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit düşen Kırklarelili astsubay Göktan Özüpek'in annesi, oğlunun büyüdüğü odayı hatıralarıyla donattıOdada şehidin göbek bağı, giydiği üniformaları, cep telefonu, saati, görev süresince aldığı birçok takdir belgesi ve şapkası ile kabrinden alınan toprak bulunuyorŞehit annesi Özüpek: "Burası bir zamanlar oğlumun odasıydı şimdi ise bir müze haline dönüştürdük. Bu odada Göktan'dan ne bir fazla, ne de bir eksik bir şey koymadık"
KIRKLARELİ (AA) - ÖZGÜN TİRAN/UFUK ERTOP - Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit düşen Kırklarelili astsubay Göktan Özüpek'in annesi, oğlunun büyüdüğü odayı hatıralarıyla donattı.
Fırat Kalkanı Harekatı'nda geçen yıl şehit olan Göktan Özüpek'in annesi Sevim Özüpek, şehidin ablası Meltem ve eşi Merve Özüpek'in desteği ile evlerindeki bir odada şehidin hatıralarını sergiliyor.
Girişine şehit Özüpek'in resminin bulunduğu "Seni unutmayacağız şehidim" tabelası asılan odada, şehidin fotoğrafları, belgeleri, takdirnameleri, madalyası, üniforması, künyesi, şapkası, saati ve göbek bağı gibi birçok hatıra bulunuyor.
Yatağı, yastığı ve tavanı Türk bayrağı ile kaplanan Özüpek'in odasında, kendisine ait yaklaşık 200'e yakın hayatta iken kullandığı şahsi eşyaları ve kıyafetleri bulunuyor.
Odayı ziyaret edenler de anı defterine duygularını yazabiliyor.
Şehit annesi Sevim Özüpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüreğinin evlat acısıyla dolu olduğunu belirterek, oğlunun yaşadığı odayı bir müzeye dönüştürdüğünü ve acısını, evladının hatıralarıyla dindirmeye çalıştığını ifade etti.
Oğlunun odasına sık sık girdiğini dile getiren Özüpek, şunları söyledi:
"Burası bir zamanlar oğlumun odasıydı, şimdi ise bir müze haline dönüştürdük. Bu odada Göktan'dan ne bir fazla, ne de bir eksik bir şey koymadık. Bu odada oğlumun yatağı, dolabı, içindeki eşyalar, her şey onun. Burada olan göbek kordonuyla hala annesine bağlı, ben de ona... Her şeyi burada olduğu gibi ben inanıyorum ki kendisi de burada. Sadece onunla yaşamayı öğreniyorsunuz. Evladımın acısı gün ve gün daha fazlalaşıyor. Özlüyorsunuz, yanında olsun istiyorsunuz, sarılmak istiyorsunuz ama bu geçecek bir acı değil. Anne acısını, baba acısını, eş acısını onlarla zamanla yaşamayı öğreniyorsunuz ama evlat acısıyla yaşamayı öğrenemiyorsunuz, ben öğrenemiyorum."
Evladının acısını hatıralarıyla gidermek ve gelecek kuşaklara bir şeyler anlatabilmek amacıyla oluşturuğu müzeye herkesi davet eden Özüpek, bu vatanın kolay kazanılmadığını vurguladı.
- "Oğlum savaşın ortasında bile çok mutluydu"
Oğlu ile şehit olmadan bir gün önce telefonda görüntülü görüştüklerini bildiren Özüpek, oğlunun savaşın ortasında bile mutlu olduğunu anlattı.
Evladının görevini severek ve huzur içerisinde yaptığına işaret eden Özüpek, şöyle devam etti:
"Oğlumla bir gün önce görüntülü konuştuk. Çok mutluydu, yüzü gülüyordu. Savaşta bile bu kadar mutlu mu olunur. Hiç mi bir kırgınlık, bezginlik, yorgunluk olmaz bir askerin üzerinde, günlerdir oradaydı. Ama yine annesine gülüyordu. "İyiyim ben anne merak etme" demişti. Gecede telefonla aradı, her gün arardı zaten ertesi gün 12.30'da da mesaj attı, ben de attım. Saat 18.00'dan sonra mesaj atıyorum, cevap yok. Meğerse oğlum o saatlerde çoktan şehit olmuş, haberim yok."
Bir annenin evladını kaybetmesinin tesellisinin olmadığını dile getiren Özüpek, bir anne için, evladının hayatını kaybettiğini görmesinden acı bir şeyin olmayacağını kaydetti.
Oğlunun yaşadığı ve ayak bastığı her yerden odasına toprak getirmeye çalıştığını anlatan Özüpek, Allah'tan kimseye evlat acısı yaşatmaması temennisinde bulundu.