Şehit Uzman Çavuş Hasan Çatal'ın gururlandıran yaşamını gazi ağabeyi anlattı
Annesi vefat ettiğinde yurt dışında görevdeymiş
Şehit Uzman Çavuş Hasan Çatal'ın gururlandıran yaşamını gazi ağabeyi anlattı
Pençe Kartal-2 Harekatı'nda geçen yıl yaralanan, iyileşir iyileşmez hiç düşünmeden görevinin başına dönen ve Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 28 Mayıs'ta şehit olan Çatal, geride vatan aşkıyla süren bir ömrün kahramanlık hikayesini bıraktı.
Konya
Pençe Kartal-2 Harekatı'nda geçen yıl yaralanan, iyileşir iyileşmez hiç düşünmeden görevinin başına dönen ve Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 28 Mayıs'ta şehit olan Piyade Uzman Çavuş Hasan Çatal, fedakarlıklarla dolu bir ömür sürdü.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı önünde yaralanarak gazi olan ve çenesindeki platinlerle yaşayan öğretmen Ömer Faruk Çatal (38), teröristlerce yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan ve Konya'da son yolculuğuna uğurlanan kardeşi Piyade Uzman Çavuş Hasan Çatal'ı (33) AA muhabirine anlattı.
Çatal, daha önce Tunceli ve Eğirdir'de görev yapan, bir yıldır da Hakkari'de bulunan kardeşinin birçok operasyona katıldığını söyledi.
Kardeşinin vatan ve görev aşkının tarifsiz olduğunu vurgulayan Çatal, "Hasan, geçen sene martta gazi olmuştu. Pençe Kartal-2 Harekatı'nda bacağına şarapnel isabet etmişti. Yaklaşık 45 gün GATA'da tedavi oldu, sonrasında hemen görevine döndü. Gazi olduğunda onu getiren arkadaşına 'Şehit olursam da beni sen götür.' demiş. Naaşını da o arkadaşı getirdi." dedi.
Annesi vefat ettiğinde yurt dışında görevdeymiş
Çatal, kardeşinin cenazesini vasiyeti üzerine annesinin yanında defnettiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Annem kanserden vefat ettiğinde kardeşim Bosna Hersek'teydi. Salgından dolayı uçuşlar yasaklandığı için gelemedi. Annemizi onsuz defnettik. Geldiğinde annemin mezarına ve yanına iki tane çam dikmiş. Babama da 'Annemi öldüğünde göremedim, beni buraya gömün, bari yanına yatayım.' demiş. Babam, 'Sırada ben varım, iki çocuğunla sana ne oluyor?' deyince, o da 'Asıl sırada ben varken sana ne oluyor baba.' demiş. Böyle bir vasiyeti vardı. Şehitliğe defnetmek isterdik ama kardeşimin vasiyetini yerine getirmek bizim görevimizdi."
Kardeşinin çok sevildiğini, sevecen ve şakacı olduğunu, çok kısa süre birlikte görev yaptığı arkadaşlarının bile cenazeye geldiğini anlatan Çatal, aynı zamanda her göreve önde giden ve kendisini arkadaşlarına siper eden kardeşinin kahramanlıklarını arkadaşlarından dinlemenin çok daha gururlandırıcı olduğunu ifade etti.
"Üzüntümüz tarifsiz ama yaşadığımız gurur daha fazla"
Çatal, üzüntülerinin tarifsiz ancak yaşadıkları gururun daha fazla olduğunu dile getirerek, "Kardeşim en küçüğümüzdü. Bize göre de boyu biraz kısaydı. Boyuyla ilgili ona şakalar yapardık. 'İsminin başına ne koysak yakışıyor.' derdik. 'Ya abi öyle demeyin.' derdi. Şimdi isminin başına şehit kelimesi konuldu, en çok yakışan da bu oldu. Peygamber Efendimize komşu oldu. Cennette olduğunu biliyoruz. İnşallah şefaatçimiz olur." diye konuştu.
Tüm ailesinin vatan uğruna gözünü kırpmadan canını verebileceğini söyleyen Çatal, şunları kaydetti:
"Benim ikinci oğlum askerleri çok sever. Kardeşim ne yaparsa, tırmanma, sürünme, aynılarını yapmaya çalışırdı. Sürekli komando şarkıları ezberliyor. Allah'ın izniyle biz de asker yetiştiriyoruz. 'Bir ölür, bin diriliriz' derler ya biz öyleyiz işte. Benim diğer kardeşim de asker, ağabeyim polis. Ben de 15 Temmuz gazisiyim. Silahlı personel değilim ama her zaman göreve hazırım."
AA