Şehitlik ve Başbakan Erdoğan'ın yıllarca önce verdiği söz
Bayram nedeniyle çoçuklar ‘Baba bugün bayram herhalde bizi gezdirirsin’ dediler. Ben de biraz düşündükten sonra hay hay, sizi şehitliğe götüreyim dedim.
Önce çocuklar ‘Of be baba! Bizi götüre götüre şehitliğe mi götüreceksin?’ diyecekler diye de, şehitlikten sonra da sinemaya gideriz dedim.
Çocuklar hepbir ağızdan ‘Aslan baba, hadi hemen gidelim’ demezler mi? İyi haydi bakalım dedim ve yola çıktık.
İçimden, bizim çocukların milli duygu şerbeti fazla mı kaçmış diye de düşünmeye başladım. Kime söylesem ya çocukları götürecek başka yer bulamadın mı dediler. Ya bu çocuklar anormal ya da söyleyenler. Başka çocuklar bu konuda ne düşünüyor bilmiyorum. Bir bilen varsa beni de haberdar ederse sevinirim..
Neyse şehitliğe geldik, cümle kapısından ürpertiyle ve merakla girdik. Çocuklar yeşillik içinde bir alan görünce çok sevindiler.. Piknik yeri gibi geldi onlara.. Bayramın ikinci günü olduğu için çok fazla ziyaretçi yoktu. Birkaç şehidin başında ağlayan, onlara dua eden anneler, eş ve çocuklar vardı.
Çocuklar sanki bayram havası içinde ‘Baba yeni gelen şehitler var mı? Önce onların kabirlerine bakalım’ dediler. Daha 10 gün önce gelen şehitler vardı.
Çok hüzünlendik.
Şehitlerin geneli 20 yaşın üzerinde hayatlarının baharında şehit olmuşlardı. Çocuklarla şehitlere bırakılan gülleri çiçekleri ve yakınlarının mektuplarını okuduk. Ağalyan gözü yaşlı eş ve anneleri uzaktan izledik. Bizi görünce yanımıza geldiler, sizin şehidiniz hangisi diye sordular.
Çocuklar bir anda dondu kaldı.
Tüm şehitler bizim değil mi? Hangisini diğerinden ayırabiliriz? Hepsi vatan için bizim rahatımız için şehit olmadılar mı? dedim.
Teyze oğlunun aslan gibi olduğunu ve şehit olmadan önce yaptıkları konuşmaları anlattı. Aslanım 5 yıl oldu şehit olalı dedi. Daha askere gitmeden önce bu şehitliğin önünden geçiyorduk;
— Anne ben askere gideceğim ve şehit oalcağım ve bu şehitlikte yatacağım dedi.
Ben de aman oğlum vatana sağ olarak da hizmet edilir dedimse de O, yok anne ben şehit olacağım ve sizleri cennete götüreceğim dedi.
Şehit olmadan önce 15 gün izine gelmişti, hep şehit olacağını ve ağlamamam gerektiğini söyledi. Çok farklı bir çocuktu. Onu her bayramda gelir ziyaret ederiz, konuşuruz.. Sanki şu an yanımda gibi hissediyorum diye buğulu gözlerle aslan oğlunu ve eski hatıralarını anlattı.
Biz de ülkemiz için şehit olanlara vefa borcu diye internette bir site hazırladık, dedim. Oğlunun bilgilerinin olup olmadığını sordu. Şehit Aileleri Derneğine kayıtları varsa mutlaka vardır dedim. Ofise geldiğimde baktım varmış.
Çocuklar şehitliği gezmeye doyamadılar baba ara sıra yine gelelim dediler. Babaları şehit düşmüş çocuklarla tanıştılar, onlarla arkadaş oldular. Çıkışta şehit yakınlarının yazdıkları hatıra defterlerini okuduk. Çok duygulu yazılar, mesajlar yazılmış. İnşallah çok yakında bu defterlerdeki yazıları da internete aktarmayı planlıyoruz. Çalışmalarımız tamamlandığında çok duygulu anlar yaşayacaksınız.
Biz tarih yazan değil yapan bir millet olduğumuz için, hep çalışmış, şehit olmuşuz ancak şehitlerimize gereken ilgi ve desteği verememişiz. Şehitlerimizin kutlu davalarına destek vermek için hazırladığımız www.sehitlerolmez.com sitesini ziyaret etmenizi diliyor, şehitlerimiz için açılan foruma dugyu ve düşüncelerinizi yazmanı istiyoruz..
www.sehitlerolmez.com sitesi hazırlanırken tüm siyasi parti yöneticilerine, sivil toplum kuruluşlarına faks gönderdik.
Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer ile şimdiki Başbakan ve AKP Genel Başkanı, o zamanki yenilikçi lider Sayın R.Tayyip Erdoğan’dan cevap geldi. Sayın Başbakanımız o zaman telefonda bir söz de vermişti. Parti çalışmalarının süratle devam ettiğini, daha bir ofislerinin bile olmadığını belirttikten sonra;
‘İktidara gelirsek bu konuda çok ciddi çalışmalar yapacağız, www.sehitlerolmez.com projesine maddi manevi destek vereceğiz…’ demişti. www.sehitlerolmez.com
Denizweb Tasarım ve Tanıtım firmasının özel imkanlarıyla bu güne kadar geldi. Hedefimiz; sitenin veritabanında tüm şehit bilgilerinin, resimleri ile yer alması ve dünya kamuoyuna, tüm anne ve babalara gencecik fidanlarımızın nasıl hoyratça şehit edildiğini göstermekti…
Dört dilde yayın yapmayı hedeflediğimiz site için sağlıklı ve detaylı bilgiye ulaşamadık. Şehit Ailelerine ait dernekler de çok kısıtlı imkanlarla çalışıyorlar. Onların da bir çok sorunu var. Maddi manevi işleyiş şeklinde aksaklılar mevcut.
Bu sorunların ciddi olarak incelenmesi, hatta Şehit Ailelerinin ısrarla istedikleri şehitlik kanunun çıkarılması gerekmektedir. Sayın Başbakanımız bu konuda sözde vermişti. Biz Başbakanımızın verdiği sözü unutacağına ihtimal vermiyoruz. O nedenle yeri gelmişken hatırlatmayı uygun gördük…
Yazımı bir şehidin mezar taşındaki serzeniş ile bitirmek istiyorum…
‘Değil mi bunca gayretin sonucu bir avuç toprak,
Ölümden yana korkum yok, tek korkum var o da unutulmak….’
..
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ