Selçuk Özdağ, 15 Temmuz  gecesi yaşananları anlatıyor

15 Temmuz gecesi darbeye karşı, parlamentoyu Selçuk Özdağ örgütlemiş.

Selçuk Özdağ, 15 Temmuz  gecesi yaşananları anlatıyor




Selçuk Özdağ, 15 Temmuz  gecesi yaşananları anlatıyor

Yeniçağ TV’den Orhan Uğurluoğlu, Gelecek Partisi'nden Selçuk Özdağ ile uzun bir röportaj, söyleşi gerçekleştirdi.  Orhan Uğurluoğlu’nu ve Yeniçağ TV’yi tebrik etmek gerekiyor.

Kamuoyu,  ilk defa en yetkili ağızdan, 15 Temmuz gecesi yaşananları öğrendi.

Selçuk Özdağ kim?

Selçuk Özdağ, 1958 Kırıkkale, Keskin doğumlu.
Spor Akademisi mezunu.
Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalında 1997 yılında yüksek lisans yaptı.

2003 yılında doktora eğitimini bitirdi. 

2012 yılında ise Doçent oldu.

Siyasi hayatı, 1975  yılında üniversite öğrencisi iken Manisa Ülkü Ocakları’nda başladı.

BBP’de Muhsin Yazıoğlu ile devam etti. 
Muhsin Başkan’ın şehit edilmesinden sonra BBP’den istifa etti.
11 Haziran 2011 seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden 24. Dönem Manisa Milletvekili seçildi.

2013 - 2014 AK Parti Genel Merkez Sosyal İşler Başkan Yardımcılığı, 2013 - 2014 AK Parti Genel Merkez Yaşlılar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı görevlerinde bulundu.

7 Haziran 2015 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde 26. Dönem Manisa Milletvekili olarak yeniden TBMM’ye girdi.

12 Eylül 2015 tarihinde yapılan AK Parti 5. Olağan Kongresinde MKYK Üyesi seçildi.

Kongre sonrası yapılan ilk MKYK toplantısında  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı olarak görevlendirildi.

15 Temmuz Darbe Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak 15 Temmuz Darbe Girişimini araştırdı.

Yayınlanmış 5 kitabı ve çok sayıda makalesi mevcut.

13 Eylül 2019 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi üyeliğinden istifa etti.

25 Aralık 2019 tarihi itibarıyla Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı olarak partinin genel başkan yardımcısı oldu.

Selçuk Özdağ’ı Ak Parti’ye kazandıran Bülent Arınç’tır.

Selçuk Özdağ da, İrfan Sönmez ile birlikte Ülkücü Camia’yı Ak Parti’ye getiren  ülke sevdalısı bir dava adamıdır.

Uzun yıllar İzmir’de gazetecilik yapmış biri olarak, Selçuk Özdağ’ın Ak Parti’deki siyasi mücadelesine ve başarılarına  şahidim.

Selçuk Özdağ, Manisa’da salon milletvekilliği yapmadı. Köy, köy gezdi. Halkın sorunlarını dinledi. Halkla bütünleşti.

Ayrıca İzmir’de Basın Yayın ve Enformasyon İzmir İl Müdürü olarak görev yaptığı için İzmir’i de iyi tanıyordu. 

O nedenle her ay İzmir bürokratlarıyla bir araya gelir, gündemi ve sorunları dinlerdi.

Ak Parti İzmir’de başarılı değildi. Örgütler çalışmıyordu. O kadar başarısızdılar ki, bir köşe yazımda; Ak Parti İzmir’deki il ve ilçe teşkilatlarını kapatsın daha fazla oy alır diye yazmıştım.

Bir köşe yazımda da, Selçuk Özdağ’ın Manisa’dan İzmir’e kaydırılmasını, İzmir’i iktidara taşımasını önermiştim, olmadı. 

Manisa Belediye Başkanlığı’na adaylığı da MHP + Ak Parti ittifakı nedeniyle gerçeleşemedi.

Şimdi Ahmet Davutoğlu ile birlikte Gelecek Partisi’nin kuruluşunda yer aldı. Yakın tarihe dair önemli açıklamaları ile gündeme geldi.

Yeniçağ TV’den Orhan Uğurluoğlu ile yaptığı söyleşi ve röportaj da o önemli açıklamalarından birisi.

Selçuk Özdağ’ın Orhan Uğurluoğlu’na anlattıkları arasında en dikkat çekici olan darbeye karşı Çankaya Köşkü’nde bir araya gelenlerin sayısının 10 -15 kişi ile sınırlı olması.

O gece  Selçuk Özdağ ile bir arada olan isimlerden en dikkat çekici olanlar,  Adalet Bakanı Abdülhamit Gül , Gelecek Parti Kurucularından Ayhan Sefer Üstün, Şamil Tayyar, Süleyman Soylu ile Mehmet Muş.

Selçuk Özdağ’ın anlattıkları ve en son ortaya koyduğu analiz gerçekten önemli.  

Ben bu güne gelmeden önce, bu günü aydınlatacak bir olayı aktarmak istiyorum. 

Bank Asya Kurucu Hisse Yolsuzluğunu araştırdığım ve Ekrem Dumanlı'ya kaç lira maaş alıyorsun diye sorduğum için  Cemaat  tarafından düşman ilan edilmiştim. Aynı dönemde, CHP İzmir İl Başkanı ile ilgili  Karşıyaka Adliyesi'ne yapılan suç duyurusunu haber yapmıştım.

O günden sonraİzmir ve İstanbul Adliyeleri  FETÖ + CHP işbirliği ile  Yusuf İnan'a dava ve soruşturma yağdırmaya başladı.  Adliyeden eve gidemez hale geldim. Dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın daveti ile 13 adet dosyayı da yanıma alarak Ankara'ya gittim.  (Bu görüşmeye Selçuk Özdağ şahittir.) O dosyaların arasında  Ekrem Dumanlı ve Zaman Gazetesi tarafından açılan iki adet ceza, iki adet de tazminat davalarına ait dosyalar da vardı.

Bakan  Veysi Kaynak ile yaptığım görüşme sonrası  pes ettim ve gazeteciliği noktalama kararı aldım.  

Kurucusu olduğum Ak Parti’ye ve Başkan Erdoğan’a küserek Ukrayna’ya gittim. Geri döndüğüm bir gün Selçuk Özdağ aradı. Yusuf Bey, İzmir’in bürokratları ile akşam yemek yiyeceğiz, ben senin de o toplantıda olmanı istiyorum, buyrun gelin birlikte akşam yemeği yiyelim dedi. 

Davete icabet ettim.

İzmir’in tüm bürokratları oradaydı. 

Bürokratların geneli o dönem Cemaat olarak bilinen yapıya mensuplardı ve birçoğu ile aramız iyi değildi.

Biri maliye üzerinden bizim şirketlere baskı yapıyor, biri devlet kurumunda çalışan ailemizden olan kişilere mobbing uyguluyor,  İzmir'den ilçelere sürüyor.  Ayağındaki ayakkabıya bahane bularak uyarı yazısı yazıyor. Vs...

Ekrem Dumanlı ve Zaman Gazetesi'nin şahsıma ve gazeteme yönelik İstanbul Adliyesi’nde  açtığı davalar da devam ediyor.

F. Gülen eleştirel yazılar nedeniyle hakkımda fetva veriyor. Adliyelerde hakkınızı arayın diyor. 

İzmir Adliyesi dava ve soruşturma  yağdırıyor.

Ak Parti de dersaneleri kapatmaya hazırlanıyor.

Böyle bir ortamda Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ aileme ve bana baskı yapan, mobbing uygulayan bürokratlarla birlikte düzenlediği yemeğe beni de davet ediyor.

O gece, Selçuk Özdağ’ı gündeme ilişkin sorularla epey terlettim. Orhan Uğurluoğlu kadar olmasa da, yaklaşık 80 -100 kişilik salon benim sorularla buz kesmişti.  Geneli Cemaat mensubu bürokratların olduğu bir toplantıda dersane tartışmalarını sormuştum. 

Selçuk Özdağ, usta manevralarla soruları cevapladı. İçimden, Selçuk Özdağ beni davet ettiğine pişman olmuştur diye düşündüm.

Selçuk Özdağ, Cemaat ile aramızdaki husumeti  biliyordu. O toplantıya davet ederek,  onlara gözdağı vermiş oldu. 

Madem Selçuk Özdağ bir kapı araladı, o zaman arkasını getirelim. 

Selçuk Özdağ'ın tespiti; Cemaat, hiçbir zaman  duran arabaya binmemiş. 

Bu yapı, Türkiye'de iktidar Ak Parti ile iyi ilişki kurarken, İzmir iktidarında CHP ile birlikte yürüyordu.

Eleştiriye tahammülleri yoktu.

Birileri  Bank Asya Kurucu Hisseleri'nin lotunu  B hisse fiyatından 5 -6 liradan toplarken, böyle bir yolsuzluğa göz yumuyorlardı.

Ben  kurucu hisse yolsuzluğunu yazdığımda, Cemaat karışacak sanmıştım.  Hırsızları korudular.  Yolsuzluğu araştıran ve yazan gazeteciyi de düşman ilan ettiler. Adliyelerde süründürdüler.

Selçuk Özdağ,  15 Temmuz gecesini anlatmadan önce  bu yapının sistemi çoktan ele geçirdiğini ve zaten kadrolaştığını söylüyor.

Özdağ'a göre Cemaati devlet kadrolarına Ak Parti yerleştirmedi.

Selçuk  Özdağ, 15 Temmuz gecesi hareketlilik başladığında  dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ı arıyor, Abdülhamit Gül ve Ayhan Sefer Üstün'ü arıyor. Telefonuna çıkan 10 - 15 kişiyi Çankaya Köşkün'de  topluyor ve Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun fikrini öğreniyor. Her iki liderin de darbeye karşı durduğunu öğrenince darbeye  karşı cepheyi güçlendiriyor.

O gece Selçuk Özdağ'ın bir milletvekili olarak üstlendiği görev gerçekten takdire şayan.

O gece yeğeni şehit oluyor.

Selçuk Özdağ'ın bu röportajda söyledikleri çok önemli. 

Selçuk Özdağ, o gece darbeye karşı Ak Parti'yi harekete geçirmenin yanında, muhalefeti de harekete geçiriyor. Darbeye karşı parlamentoyu örgütlüyor. 

15 Temmuz sonrası Darbe Komisyonu'nda Başkan Yardımcısı olarak  görev yapıyor.

O nedenle Türkiye'de 15 Temmuz ile ilgili en doğru bilgiler Selçuk Özdağ'da...

Sayın Özdağ, zaman bulduğunda daha fazla konuşmalı, Darbe Komisyonu'nda dinledikleriyle ilgili de açıklamalar yapmalıdır.

Selçuk Özdağ'ın FETÖ ile mücadele konusunda da bir fikri, çözüm önerisi var. Özdağ,  FETÖ ile Cemaat'in ayrılması gerektiğini düşünüyor.

Bu düşünce aynı zamanda Başkan Erdoğan'ın da düşüncesi, ancak uygulama alanı maalesef yok!

Başkan Erdoğan, altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet demiş ve FETÖ'yü çok net ortaya çıkarmıştı.

O strateji uygulansaydı, FETÖ  arada kaynamayacaktı. Ak Parti de oy kaybetmeyecek, belki de parçalanmayacaktı.

Selçuk Özdağ,  ibadet ehli insanların yanlış stratejilerle FETÖ'nün kucağına itilmemesi konusunda uyarıyor.

Röportaj ana hatlarıyla böyle.

Yeri gelmişken, Selçuk Özdağ Ak Parti'nin çok kolay vazgeçtiği bir isim oldu. Ak Parti, halkta karşılığı olan marka isimleri koruyabilseydi, kaybetmeseydi, bu gün daha güçlü ve daha rahat olabilirdi.

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]