Selçuk Özdağ, gündem yaratacak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Şamil Tayyar gibi düşünseydi...

Selçuk Özdağ, gündem yaratacak çarpıcı açıklamalarda bulundu.


Erdoğan, Şamil Tayyar gibi düşünseydi...

Ahmet Davutoğlu ile yeni parti çalışmaları içinde bulunan eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, gündem yaratacak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

  

Ahmet Davutoğlu ile yeni parti çalışmaları içinde bulunan eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, gündem yaratacak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Selçuk Özdağ, "17-25 Aralık sürecinde hakkında şaibe bulunanlar Yüce Divan’a gitmeliydi" ifadelerini kullandı. Özdağ, Bülent Arınç'ın "KHK bir faciadır" açıklaması için "maksadını tam olarak ifade edemedi" dedi. Şamil Tayyar için "rol çalıyor" diyen Selçuk Özdağ; “Erdoğan, Şamil Tayyar gibi düşünseydi Arınç'ın Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifasını isterdi” ifadesini kullandı.

Baskın seçime hazır olduklarını ifade eden Selçuk Özdağ, tamamı AKP milletvekili olmak kaydıyla Meclis’te grup kurabilecek durumda olduklarını açıkladı. Özdağ ayrıca erken seçim için tarih de verdi: Kasım 2020!

İşte Davutoğlu kanadından Selçuk Özdağ’ın gündem yaratacak özel açıklamaları:

“MİLLET İTTİFAKININ BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI TEKLİFİNİ KABUL ETSEYDİM ÇOK RAHAT KAZANIRDIM”

"Manisa'da üç dönem milletvekilliği yaptım. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası Ülkücü kuruluşlar davasında yargılandım. 7 yıl cezaevinde yattım. Büyük Birlik Partisi'nde 17 yıl siyaset yaptım. Muhsin Yazıcıoğlu şehit edildiğinde yüksek istişare kurulu üyesiydim. AKP'de genel başkan yardımcılığı görevini ifa ettim. Millet İttifakı, Manisa Büyükşehir Belediye başkan adaylığı teklif etti. Kabul etmiş olsaydım çok rahat seçimi kazanırdım. Kararımdan dolayı pişmanlık duymuyorum. Manisa siyasetinde yine biz olacağız.

 

"BİZ BOŞ ÇUVAL DEĞİLİZ!"

AKP'den kesin ihraç talebi ve istifamızdan sonra sayın Ahmet Davutoğlu'nun Manisa ziyaret tarihini öne çektik. Manisa Dostları Platformu kuruldu. 18 Ekim tarihinde düzenlenen yemekli toplantıya 1500 kişi davet edildi. 200-250 kişi şehir dışından, diğer katılımcılar Manisa'dan dahil oldu. Toplantı sonrası Saruhan Otel’de gece saat 02:00'ye kadar iş insanları, siyasetçiler, STK temsilcileri başta olmak üzere 17-18 ayrı heyet ile Sayın Davutoğlu görüşme gerçekleştirdi. Ziyarete gelenlerin ortak kaygısı 'görüntü verirsek başımıza bir iş gelir mi' düşüncesiydi. Bu oluşan korku iklimi AKP hükümetinin ayıbıdır. Biz boş çuvalsak AKP'de siyaset yapanlara ‘Sayın Davutoğlu'nun davetine katılmayın’ demelerine gerek yoktu. Biz boş çuval değiliz!

"17-25 ARALIK VE 15 TEMMUZ SÜRECİNDE YARGI SINIFTA KALDI"

17-25 Aralık bir FETÖ darbesiydi. Bu süreçte hakkında şaibe, şayia bulunanlar Yüce Divan’a gitmeliydi. Sayın Davutoğlu o dönem bu düşüncesini dile getirdi. Yargının kimsenin arka bahçesi olmaması gerekir. Yargı bir partinin, cemaatin, ideolojinin arka bahçesi olursa orada devlet kalmaz. Sayın Davutoğlu ve bizler, o dönem hakkında şaibe bulunan isimlerin Yüce Divan’a gitmesini, iddialardan aklanıp gelmelerini istedik. Hukuk; büyük balıkların delip geçtiği, küçük balıkların takıldığı ağ olmamalıdır. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sürecinde yargı sınıfta kaldı.

"PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜLMELİDİR"

Sosyal olaylarda tarih belirtmek doğru olmamakla beraber büyük bir olasılıkla Kasım ayının içerisinde, en geç Aralık ayının ilk haftasında kurucular kurulu, tüzük ve programımızı kamuoyu ile paylaşacağız. İl ve ilçe teşkilatlanma süreci sonrasında büyük olasılıkla 2020 yılı Nisan ayında büyük kurultayı toplayacağız. 2020 yılının Kasım ayında erken seçim olacağını düşünüyorum. AKP'nin yıpranmışlığı, Türkiye'nin içinde bulunduğu ağır şartlar Cumhur İttifakı'nı erken seçime zorlayacaktır. Yeni bloklar oluşacak, parlamento zenginleşecek, siyaset daha şeffaf yapılacaktır. En kısa zamanda, referanduma gitmeden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi (evet oyu verdim, yanlış yaptım. Milletimden özür diledim) değişmeli, parlamenter sisteme dönülmelidir. Güçlü başbakanlık, yetkileri az olan Cumhurbaşkanlığı olmalıdır. Türkiye kanun hükmünde kararnameler ile değil, TBMM'de çıkacak kanunlarla yönetilmelidir. Bunu sağlarsak Türkiye'yi her anlamda güçlü kılarız.

"BİNALİ YILDIRIM'A ÖNERİLERDE BULUNDUM, KARŞILIK BULMADI"

Sayın Bülent Ecevit sınav sisteminde KPSS ile objektif kriterler getirmişti. AKP bunu deldi. Tüm sınavlar mülakatsız yapılmalıydı. Güvenlik araştırması hususunu meclis düzenlemelidir. Suçların şahsiliği prensibi uygulanmalı, istihbaratın sağladığı bilgiler sonrasında hukuk yoluna gidilebilmelidir. Liyakat baz alınarak makamlara gelinmelidir. Türkiye'nin en acımasız darbesi olan 12 Eylül sonrası ben tutuklandığımda babam öğretmendi. Ne babamdan, ne memur kardeşimden hesap sorulmadı. Suçların şahsiliği prensibi ihlal edilmedi. FETÖ dünyanın en tehlikeli örgütüdür, kimse savunmamalıdır. 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonunda başkan vekilliği yaptım. O dönem sayın Binali Yıldırım'a önerilerde bulundum. KHK ile değil, parlamento ile ülkeyi yönetelim, dedim. CHP ile beraber Avrupa’ya FETÖ belasını anlatmayı teklif ettim. CHP ve MHP ile beraber PKK ile mücadeleyi yürütmeyi önerdim, fakat karşılık bulmadı.

"BANKASYA'DAN KREDİ ÇEKTİM"

15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonunda şunları söyledim. 'Bank Asya'dan kredi çektim. Milletvekili değil de akademisyen olsaydım beni cezaevine koyabilirdiniz. Kriterleri yeniden gözden geçirin.'

"FETÖ'NÜN SİYASETÇİ AYAĞI VARDIR"

Bence sayın Bülent Arınç maksadını tam olarak ifade edemedi, birileri de bu cümleleri istismar etti. Özne kesinlikle mağduriyetler değil, 15 Temmuz darbe girişimidir. Fetullah Gülen ve örgütü darbeye tevessül etmemiş olsaydı mağduriyetler yaşanmayacaktı. FETÖ ile iltisakı olan herkese hukuk çerçevesinde eşit davranılmalıdır. O dönem KHK ile iş akitleri feshedilenlere hukuk yolu açık olmalıydı. Haksız uygulamalar yapılırsa Türkiye AİHM nezdinde çok ciddi sıkıntılar yaşar. Bilerek veya bilmeyerek milyonlarca insan egemen güçlerin istihbaratına hizmet etti. Bilerek hizmet edenler haindir! Bilmeyerek hizmet edenler gaflet ve delalet içindedir! Pişmanlık duyarak devlete ve yargıya bildiklerini mutlaka anlatmalıdırlar. Şamil Tayyar, Bülent Arınç'a yönelik attığı tweet ile rol çalmış, durumdan vazife çıkarmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı bu şekilde düşünseydi Bülent Arınç'ın yüksek istişare kurulundan istifasını isterdi. FETÖ'nün siyaset değil, siyasetçi ayağı vardır.

"MECLİSTE GRUP KURACAK GÜCÜMÜZ VAR"

Türkiye'de yeni bir blok oluşmasında fayda var. Cumhur ve Millet ittifakı karşılıklı korku siyaseti yürütüyorlar. 3. bir blok oluşmalı, kamuoyunun karşısına çıkmalıdır. Meral Akşener'i seçime sokmamak için uğraşanlar benzer bir girişimi sayın Davutoğlu için yapabilir. Eğer bir baskın seçim olursa buna hazırlıklıyız. Birileri Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir. Tamamı AKP'den olmak üzere mecliste grup kuracak gücümüz şu anda var. Millet çabamızı takdir eder, sandıkta teveccüh gösterir diye düşünüyorum.

"ERDOĞAN ABD’YE GİTMEMELİDİR"

Amerikan ve Rus emperyalizmine karşı olmalıyız. Avrupa Birliği'ne yönelmeliyiz. Rusya'nın sabıkaları var. Kırım'ı yeni yuttu. Karabağ'da Ermeni askerlerini Ruslar desteklemiştir. ABD ve Rusya ile görüşüyoruz, Irak ve Afganistan'da vb. yerlerde, milyonlarca cinayetler işlediler. Bunlarla görüşülürken Esad ile görüşmemek doğru değil, masada Esad yönetimi de alternatif olarak bulundurulmalıdır. Zayıf bir Suriye, zayıf bir Irak, zayıf bir İran, zayıf bir Türkiye; güçlü İsrail demektir. Güçlü bir İsrail, güçlü ABD demektir. Büyükelçiliklerimiz ve ataşeliklerimiz (ticari, dini, askeri, kültürel) ciddi çalışmıyor, lobi oluşturamıyor. Sayın Erdoğan, Trump tarafından yazılan hakaret dolu mektup ve sözde Ermeni soykırımı kararı sonrası ABD'ye gitmemelidir. Sayın Erdoğan, yaşayan Başbakanlar ve tüm bakanlar mal varlıklarını açıklamalıdır. Sonrasında ABD ve tüm dünyaya hodri meydan demelidir.

"FUHUŞ İDDİALARINI YENİ DUYDUM"

Manisa'da AKP içinde gündeme gelen fuhuş iddialarını yeni duydum. İsmi geçen H.A. isimli kişiyi tanımıyorum. Arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre o dönem parti çalışmalarında yer almış.

Murat Türk

Odatv.com