Sezgin Tanrıkulu: Kürtler için İkinci Alternatif CHP, Erdoğan Bunun Farkında ve Harekete Geçti
"Kayyım Atamaları, Kürtlerle CHP Arasındaki Bağı Kırmaya Yönelik Bir Hamle"
Editor
0
Sezgin Tanrıkulu: Kürtler için İkinci Alternatif CHP, Erdoğan Bunun Farkında ve Harekete Geçti
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili ve insan hakları savunucusu Sezgin Tanrıkulu, Kürt meselesi, kayyım atamaları ve AKP-MHP ittifakının stratejisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, "Kürtler için ikinci alternatif artık kesinlikle CHP’dir," diyerek, AKP'nin bu nedenle Kürt seçmenle yeniden bağ kurmaya çalıştığını söyledi.
Kürtlerin CHP’ye Yönelimi ve AKP’nin Kaygısı
Tanrıkulu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) özellikle 2015-2016 sonrası uyguladığı politikalar nedeniyle Kürt seçmen tabanını hızla kaybettiğini belirtti. Bu durumun, Kürtler için CHP’nin doğal bir alternatif haline gelmesini sağladığını ifade eden Tanrıkulu, bu değişimin Erdoğan tarafından fark edildiğini ve bu nedenle yeni stratejilerin devreye sokulduğunu söyledi:
"Özgür Özel’in Güneydoğu gezisi ve Kürtlerle kurulan bağlar, bu yönelimi daha da güçlendirdi. Ancak Erdoğan, bu bağı koparmak için hamleler yapıyor. Kayyım atamaları bu hamlelerden biri."
Kayyım Atamalarında Sembollerle Mesaj Verildi
Geçtiğimiz haftalarda Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine yapılan kayyım atamalarını değerlendiren Tanrıkulu, bu atamalarda kullanılan tarihlerin ve yerlerin sembolik anlamlar taşıdığını vurguladı:
"Halfeti, Abdullah Öcalan’ın memleketi. Atamanın yapıldığı tarih ise Selahattin Demirtaş ve diğer HDP’li siyasetçilerin gözaltına alındığı 4 Kasım. Bu tesadüf değil. Bu, Kürtlere 'Bizim istediğimiz çizgiye gelmezseniz daha kötüsünü yaparız' mesajıdır."
Bahçeli’nin Öcalan Çağrısı ve Toplumsal Barış
Tanrıkulu, Devlet Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet eden çıkışını da değerlendirdi. Bu çağrının iç barış ihtiyacına dikkat çekmek açısından önemli olduğunu, ancak önerilen yöntemin toplumsal kutuplaşmayı artırdığını söyledi:
"Bahçeli’nin dikkat çektiği ihtiyaç doğru, ancak yöntemi yanlış. Toplumsal barış sürecinde silah bıraktırma gibi adımlar atılacaksa, bu adımlar kutuplaşmayı değil, uzlaşıyı güçlendirmelidir."
Kürtlerin Devlete Aidiyet Sorunu ve CHP’nin Vizyonu
CHP’nin Kürt meselesine dair yaklaşımını da değerlendiren Tanrıkulu, partinin temel vizyonunun Kürtlerle devlet arasındaki aidiyet bağını güçlendirmek olduğunu belirtti:
"Kürtlerin bu devlete olan aidiyet duygusu zayıflamış durumda. Özgür Özel’in söylediği gibi, Kürtler de bu devletin sahibi olduklarını hissetmelidir. Bu, barış sürecinin temel taşıdır."
Erdoğan’ın Hedefi: Hayat Boyu Başkanlık
Tanrıkulu, Erdoğan’ın bu süreçteki temel motivasyonunun siyasi ikbal olduğunu ifade etti. Devlet Bahçeli’nin "Erdoğan 2033’e kadar başkan kalmalıdır" çıkışını hatırlatan Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Erdoğan’ın nihai hedefi, hayat boyu başkanlık. Kürt seçmenle yeniden bağ kurma çabası da bu hedef doğrultusunda. Ancak bu bağ sahte vaatlerle değil, samimi adımlarla kurulabilir."
CHP ve DEM Parti Arasındaki Bağlar
Tanrıkulu, CHP’nin DEM Parti ile ilişkisini açık bir şekilde yürüttüğünü, bu durumun iktidar tarafından manipüle edilmeye çalışıldığını ifade etti:
"Kürt seçmenle kurduğumuz bağdan rahatsız değiliz. Aksine, bu bağ Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir fırsattır. İktidar ise bu ilişkiyi karalamak için sürekli algı operasyonları yapıyor."
Toplumsal Barış için Parlamenter Çözüm
Son olarak, barış sürecinin ancak parlamento çatısı altında ve toplumsal mutabakatla mümkün olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılması gerektiğini belirtti:
"2013 yılında Meclis çatısı altında bir çözüm modeli geliştirilmediği için barış süreci akamete uğradı. Bugün yine aynı hataların tekrarlanmaması için parlamento adres gösterilmelidir."
Sonuç: Kürtler ve Türkiye için Yeni Bir Yol
Sezgin Tanrıkulu’nun ifadeleri, Kürt meselesinin çözümünde demokratik yolların ve samimiyetin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. CHP’nin Kürtlerle kurduğu bağ, iktidarın manipülasyonlarına rağmen güçleniyor ve Türkiye’nin toplumsal barışı için bir umut ışığı olmaya devam ediyor.
Kaynak: Cansu Çamlıbel / t24.com.tr
