Sığacık güya sakin şehirdi

KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?

Sığacık güya sakin şehirdi


Sığacık güya sakin şehirdi

Önce ne olduğunu anlatalım:

Akarca sahilinin yanı başına çok büyük ölçekli bir mendirek ve devasa bir balıkçı barınağı konulmak isteniyor. Yazlıkçıların olmadığı, salgın nedeniyle kimsenin de evlerinden çıkmadığı tarihte (3 Nisan-15 Mayıs) bu proje, çevre ve şehircilik müdürlüğü tarafından Bayraklı’da askıya çıkarılıp ilan edilmiş!

Herkes şokta tabii... Proje incelendiğinde çok büyük bir yatırım olduğu anlaşılıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı dosyasında “karadaki kaplama alanı 117 bin 683 metrekare, denizdeki alanı 59 bin 352 metrekare, barınak 30 bin 355 metrekare ve anrojman 27 bin 930 metrekare” olarak gösteriliyor. Dalgakıran, çeker yerleri, balıkçılar için idari bina, balıkçı lokali, soğuk hava deposu, balık satış yeri olan, birçok deniz canlısına ev sahipliği yapan Akarca’ya giden yolun altyapısının ne hale geleceğini taş ve çimento malzemesi ile hesap etmek zor.

Aile site ve yazlıklarında 505 balıkçının barınacağının açıklanması, Akdeniz’de balık üretilmeye mi başlanıyor sorusunu akla getiriyor!

Böyle büyük bir projenin Sığacık körfezinin endüstriyel bir deniz olmasının önünü açacağı anlaşılıyor. Demek ki orkinos ve balık çiftliklerince de kullanılacak bölge. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Akarca ile ilgili kaygılarını şöyle anlatıyor:

Anımsatalım: İzmir Valiliği geçen yıl projede “ÇED raporu gerekli değildir” kararını vermiş. ‘Kafa karıştırıcı’ bir sürü ifade karşısında Akarcalılar hayli tepkili... Bu nedenle yargıya gidiyorlar. Vekâlet verdikleri dosyadaki imza sayısı 200’ü bulmuş... Bu yüzden seslerinin hiç dinmeyeceğini söylüyorlar.

Bu ülkeye acıyalım!

SERİK’TE ‘İMAR’ SALDIRISI

Dün Milas’ın Kıyıkışlacık (İasos) köyüne yapılmak istenen maden toprağı limanını yazarken, önümüze ‘yağma dosyaları’ düştü. Ege’den başlayıp Olimpos üzerinden Belek ve Kadriye’ye, oradan Manavgat ve Gazipaşa’ya kadar uzanmak gerekiyor. Gerçekten doğaya böyle bir yağma tablosunun dünyanın hiçbir yerinde olduğunu sanmıyoruz.

Sahilleri bırakın, boş alanların bile ‘imar’a çevrilmesi olacak şey değil.

KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün parti grubunda yaptığı konuşmayı izlerken, yanlış anlamayın ama yüzümüz kızardı.

Serik’teki ‘rüşvet’ olayı kaç gündür dillerden düşmüyor.

Rüşvet olayının üzerine neden gidilmiyor?

Kılıçdaroğlu, “Böyle bir olaya koalisyonun tamamı tanık” diyerek bu iş için adı geçenlere ağır laflar etti.

“Bu rüşvet olayını ortaya çıkartmak zorundasınız” diyerek Antalya’da bir sürü makam adı söyledi.

Herkes sessiz olmak zorunda mı?

SANATIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNE İNANIYORUZ

ANKARA’da 45 tiyatro yapımcısının bir araya gelmesiyle oluşturulan ‘Ankara Tiyatro Yapımcıları Platformu (AnTiYap Platformu) “Haydi Ankara, sanat dolu günlere!” çağrısıyla şu açıklamayı yapıyor: “Hedefimiz, ekonomik sorunlarımıza birlikte çözümler bulmak adına Ankara’nın tüm yerel güçleriyle bir araya gelip başkent Ankaramızın yeniden sanat dolu günlerine kavuşmasını sağlamak. Çünkü Ankaralılar, pandemi sonrası sosyal yaşamın eski haline dönmesi için gerekli olan motivasyonu en iyi sanatın iyileştirici gücüyle sağlayabilir. Bunun için festivalden şenliğe, açık hava gösterilerinden güvenli salonlarda buluşmaya kadar her türlü proje için hazırlık yapıyoruz.

Başkent Ankara’nın tüm kurum ve kuruluşlarını bu projelere destek vermeye çağırıyoruz.”

CADDEBOSTAN SAHİLİNİN KIYMETİNİ BİLİN

Hürriyet doğru bir başlık atmış önceki gün... Caddebostan ve Moda’dan bahsediyorum. Evet, koronavirüs her yerde unutuldu. Ben de soruyorum. Normalleşmeye daha vakit var, zaten bakan da buna işaret ediyor. Caddebostan’da bir esnafım. Gerçekten buradaki görüntüler hepimizi tedirgin etmeye yetti.

COVID-19 küresel salgınından dolayı uzun süredir evlerinde bunalan insanlarımızı anlıyoruz. Ancak normalleşme adımları atılırken, yetkililerin en çok vurgu yaptığı şey “Normal hayata dönün ama kesinlikle tedbiri elden bırakmayın” oluyor. Ne yazık ki kıyılardaki manzara bırakın tedbiri, bu süreçten önce bile karşılaşmadığımız şekildeydi. WC’lik durumu anmak bile istemiyorum. Alkolün dozunda ve yerinde kullanılmaması, ayrıca ‘pislik’, aileleri sahillerden uzaklaştırdı. Sahiller spor ve yürüyüş amaçlı alanlardır, piknik vs gibi şeyler yasaklanmalı.

Bu nedenle İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere yetkili kurumların mutlaka bir tedbir alması zorunludur.

Böylece sahillerimiz eski nezih görüntüsüne yeniden kavuşur. Erdal KESKİN

ANTALYA’YA YATIRIM

ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, pandemi döneminde de yabancı yatırımcıların Antalya’ya olan ilgisinin devam ettiğini, 11 Mart tarihinden mayıs ayı sonuna kadar 55 yeni yabancı ortaklı firma kaydı gerçekleştirdiklerini bildirdi.

EMEKÇİNİN KAFASI KARIŞIK

HÜKÜMETİN hazırlıklarını sürdürdüğü 2. istihdam kalkanı paketinde işçilerin karşı çıktığı kıdem tazminatı fonunun da yer alacağı ileri sürülüyor.

Yıllardır tartışılan, ancak üzerinde uzlaşma sağlanamayarak rafa kaldırılan kıdem tazminatı fonu her yıl gündeme taşınıyor. Siyasi iktidarın bitmez sevdası olan fona, kazanılmış hakları geriye götüreceği gerekçesiyle emekçi ve sendikalar şiddetli tepki gösteriyor. Emekçinin ‘son kale’ olarak değerlendirdiği kıdem tazminatı gibi yaşamsal düzenlemede duyarlı davranmak şart değil midir?

Şükrü KARAMAN 

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/sigacik-guya-sakin-sehirdi-41537717

HÜRRİYET