Silivri cezaevinde Covid-19 vakaları: Endişeli aileler yetkililerden geçici tahliyeler bekliyor
''Kardeşime Covid-19 testi 10. gün yapıldı, o güne kadar test talepleri kabul edilmedi''
Silivri cezaevinde koronavirüs testi pozitif çıkan tutuklu Hüseyin Kaçan'ın ağabeyi Barış Kaçan'a ait bu ifadeler.
23 aydır Silivri cezaevinde olan Hüseyin Kaçan aynı zamanda mide ağrıları ve dizlerinde sorunlar yaşayan bir tutuklu.
Ağabeyinin aktarımına göre normal şartlarda bile cezaevi koşulları kendisini zorluyor, sık sık ağrılar yaşıyor ve hastalanıyor.
Covid-19 semptomlarının giderek daha çok kendisini hissettirmesiyle 10. günde yapılan test sonucu hasta olduğunu öğrenmiş.
Aslında belirtiler başladığı andan itibaren o ve diğer tutuklular test talepleri için cezaevi yönetimine başvurular yapmış ama reddedilmiş.
''Kardeşime Covid-19 testi 10. gün yapıldı, o güne kadar test talepleri kabul edilmedi''
Kaçan'ın ağabeyine aktardıklarına göre, tutuklu yakınlarının sağlık hizmetleri hattını arayıp istekte bulunmasıyla cezaevine ekip gönderilmiş ve testler ancak o zaman yapılabilmiş.
Silivri cezaevinde 44 tutuklunun Covid-19 testinin pozitif çıkmasıyla ilaç tedavisi başlatılmış.
Barış Kaçan kardeşinin durumunun şu anda iyi olduğunu söylüyor ama ailenin endişeleri hala sürüyor. Çünkü cezaevi koşulları nedeniyle virüsün tekrar nüksetmesinden korkuyorlar.
Euronews'e konuşan ağabey Kaçan, cezaevindeki koronavirüs hastalarına sıradan bir tedavi uygulandığı görüşünde. Ve bu hastaların bir arada kalmasından dolayı da kaygılı.
Çünkü tutuklu koronavirüs hastası Kaçan'ın aktardıklarına göre, Silivri cezaevi kapasitesinin doluluk oranın fazlalığı tutuklu ve hükümlülerin koşullarını zorlayan faktörlerin başında geliyor.
"Silivri cezaevinde yemekler yetersiz, tutuklular temizliklerini kendileri yapıyor''
Genel sağlık ve temel ihtiyaçlarda sorunlar oldukça fazla. Özellikle pandemi süresince yemeklerin de sıkıntılı olduğunu aktaran koronavirüs hastası Kaçan, ellerine geçen takviye malzemelerle kendi yemeklerini yapmaya çalıştıklarını söylüyor.
Ağabey Kaçan, tutuklu Covid-19 hastası kardeşi ile yaptığı görüşmelerde, cezaevlerinde tutukluların kendi temizliklerini kendilerinin yaptığını ve yine koğuşlarını da kendilerinin temizlediklerini öğrendiğini söylüyor.
Çünkü normal zamanlarda bile görüşlerin sorunlu olduğunu söyleyen ağabey Kaçan, pandemi süresince kardeşinden sadece telefon aracılığıyla haber aldıklarını ifade ediyor.
''Eşime beş günlük ilaç tedavisi uygulandı ama sonrasında nasıl bir tedaviye geçildi bilmiyorum''
Yine Silivri 7 No'lu cezaevinde tutuklu olan Burak Çelen'in de bir hafta önce yapılan Covid-19 testi pozitif çıktı.
E-Nabız sisteminden eşi Burak Çelen'in koronavirüse yakalandığını öğrenen Sevda Çelen, avukatı aracılığıyla eşinin hastanede tedavi altına alınmasını talep edince eşi 7 Mayıs'ta hastaneye kaldırıldı.
Sevda Çelen, eşinin hastanede bir günlük müşahade altına alınmasının ardından beş günlük ilaç tedavisi verilerek, cezaevinin karantina koğuşuna gönderildiğini söyledi.
''39 kişiye 15 kişilik yemek veriliyor''
Sevda Çelen, en son yaptığı telefon görüşmesinde ise eşinden cezaevi koşullarının iyi olmadığını öğrendi. 39 kişilik karantina koğuşunda bulunan Burak Çelen'in aktardıklarına göre koğuşlara verilen yemek miktarı 15 kişilik ve kantin kapalı.
Ateş ölçümlerinin düzenli yapılmadığı, beş günlük ilaç tedavisinden sonra test yapılmadığı ve temiz havanın olmadığı ve hijyen sorunları da Covid-19 hastası tutuklu Burak Çelen'in aktardıkları arasında.
Cezaevi yönetimiyle iletişime geçemediklerini belirten tutuklu yakını Sevda Çelen endişeli. O nedenle yetkililerden elektronik kelepçe ya da ev hapsi gibi geçici çözümler bekliyor.
Avukat Cevriye Aydın: Yaşam hakkı güvence altına alınmalı, aksi taktirde devlet bu durumdan sorumlu olur
Euronews'in ulaştığı koronavirüs hastası Yasin Solmaz'ın avukatı Cevriye Aydın ise bu durumun insan hakları ihlali olduğuna dikkat çekiyor.
Müvekkilinin sağlıklı koşullarda olmadığını söyleyen avukat Aydın, yetkililerin pandemi sürecinde cezaevindekiler için geçici çözümler sunmaları gerektiğine dikkat çekiyor:
''Hangi görüşten, inançtan olursa olsun cezaevinde yaşayan herkes devletin güvencesi altındadır. Öncelikle yaşam hakkının devlet tarafından güvence altına alınması söz konusudur. Aksi takdirde devlet sorumlu olur. Öncelik burada tutukluların yaşam hakkının güvence altına alınmasıdır. Ben o tutukluların yaşam hakkı için panik halindeyim. Dışarıda da Covid-19'dan insanlar ölüyor, ama dışarıda olunca kendi iradesi ile bulaşı alması söz konusu. Ancak bu cezaevinde olunca bu tamamen devletin, hükümetin, iktidarın siyasi ve hukuki her türlü sorumluluğu altında gerçekleşen bir olaydır.''
Cezaevlerinde bir arada tutulan Covid-19 hastalarının acilen ayrılması gerektiğini söyleyen avukat Cevriye Aydın, bu kişilerin geçici tahliyelerinin sağlanmasını talep ediyor.
Dilek GulEURO NEWS