Sinan Ateş: Bir cinayetin anatomisi
Cinayetin İstanbul ayağındaki üç ismin ortak özelliği ne?
Sinan Ateş: Bir cinayetin anatomisi
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden tam bir yıl geçti. 22 şüphelinin tutuklandığı cinayete ilişkin soruşturma henüz tamamlanamadı. Savcılık, eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın telefonundan ulaştığı yazışmalardan "azmettiricinin" Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım olduğunu tespit etti. Yıldırım'ın cinayetten önce Sinan Ateş'i adım adım takip ettirdiği, adres ve konum bilgilerine ulaştığı ortaya çıktı.
DW Türkçe, 30 Aralık 2022 tarihinde öldürülen Sinan Ateş cinayetini 10 soruda mercek altına aldı.
Sinan Ateş neden görevinden alındı?
Sinan Ateş, 9 Ocak 2019'da doğrudan MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'na getirildi. Ancak bir yıl görevde kalan Ateş, sürpriz bir şekilde 2 Nisan 2020'de görevinden alındı. Yerine MHP'deki "İstanbul ekibine" ve MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'a yakın bir isim olan Ahmet Yiğit Yıldırım getirildi. Sinan Ateş'in görevden alınmasının nedeni ise 2019 yılında Devlet Bahçeli'nin hastaneye kaldırılması sürecine uzanıyor. O dönem Bahçeli'nin durumunun iyi olmaması nedeniyle partide yeni liderin kim olacağı tartışması yaşandı. Kulislere göre, Sinan Ateş de bir dönem danışmanlığını yaptığı MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ı işaret etti. Partideki İstanbul ekibi ise bu konuşmayı kayda alarak, hastaneden taburcu olan Bahçeli'ye sundu. Bahçeli, bu nedenle Ateş'in görevine son verdi. Ancak kendisini "Muhsin Yazıcıoğlu" çizgisine oturtan Sinan Ateş'in görevinden alınmasının ardından birçok ile ziyaretler gerçekleştirmesi, siyasi faaliyetlerini sürdürmesi MHP içerisinde İstanbul ekibinin tepkisini çekti.
Sinan Ateş nerede, nasıl öldürüldü?
İki çocuk babası Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'nın en merkezi noktalarından olan Çukurambar'daki ofisinden çıkarken, beş kurşunla öldürüldü. Cinayeti ise motosikletli bir suikast timi gerçekleştirdi. Şüpheli Vedat Balkaya'nın kullandığı motosiklette olan Eray Özyağcı, cinayeti işledi. Cinayetin işlendiği yer, AKP Genel Merkezi ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne yakın olan ve güvenlik önlemlerinin üst düzeyde alındığı bir bölgeydi.
Cinayetin İstanbul ayağındaki üç ismin ortak özelliği ne?
Cinayeti işleyen "Papi" lakaplı Eray Özyağcı; geçmişte kapkaç, hırsızlık ve yağmadan 21 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası aldı. Özyağcı'yı "tetikçi" olarak bulan ve Ankara'ya getirilmesi işini organize eden kişi ise "Dodo" lakaplı Doğukan Çep oldu. Çep, Gülsuyu'nda Hasan Ferit Gedik'in öldürülmesine ilişkin davada cinayet ve uyuşturucu suçlarından toplam 62 yıl hapis cezası aldı. Bu cezanın 35 yılı kesinleşti. Çep, hakkında 2018'de yakalama kararı çıkarılmasına karşın Ateş cinayetine kadar yakalanamadı. Çep firardayken Özyağcı'nın Ankara'ya getirilmesi organize etti. Özyağcı, İstanbul'da 28 Aralık'ta özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey'in eskortluğunda transporter araçla Ankara'ya getirildi. Cinayetten önce yol masrafları için Cep'e 97 bin TL para gönderen kişi ise o dönem MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Ufuk Köktürk oldu. Köktürk de geçmişinde sabıkalı. 2013 yılında Kahraman Kaya adlı lise öğrencisini öldürmekten 20 yıl hapis cezası alan Köktürk'ün dosyası Yargıtay'daydı. Bu üç şüphelinin avukatı ise yine Ateş soruşturmasında tutuklanan MHP'li Avukat Serdar Öktem oldu. Öktem'in cinayetin İstanbul ayağı ile Ankara'daki şüpheliler arasındaki bağlantıyı kurduğu iddia ediliyor.
Sinan Ateş'in yeri nasıl bulundu?
Soruşturma kapsamında tutuklanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın telefonundan kurtarılan yazışmalardan, cinayetin hazırlık sürecine ilişkin çarpıcı bilgilere ulaşıldı. T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre, Sinan Ateş cinayetten dokuz ay öncesinden başlanarak adım adım takip edildi. Demirbaş, Ankara Emniyeti Cinayet Büro'da görevli olan ve bir dönem Ateş dosyasına da bakan komiser M.E.A'dan Ateş'in adres ve konum bilgilerini istedi. Demirbaş, eski MİT görevlisi Çağlar Zorlu'dan da benzer bir talepte bulundu. Tolgahan Demirbaş'ın talebi üzerine S.Y. adlı kişi de Ateş'in eşi Ayşe Ateş'e ait Ankara Yenimahalle'deki ev adresini gönderdi. S.Y, Demirbaş ile görüşmesinde, "Abi aramızda kalsın da Muhabbet Başkan Şakir ile konuşmuş. Ekibi kurduk kafasına sıkacaklar demiş" ifadelerini kullandı. Yine cinayetten önce şüphelilerin olay yerinde keşif yaptığı da belirlendi.
Tetikçiyi cinayetten sonra kim kaçırdı?
Tetikçinin kaçırılması olayını ise cinayetin Ankara'daki planlayıcıları ve baş aktörleri Tolgahan Demirbaş ve Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'in organize ettiği iddia ediliyor. Demirbaş, cinayetten önce tutuklu Emre Yüksel'e tetikçinin bırakılacağı konumu attı. Motosikleti kullanan Vedat Balkaya da tetikçi Eray Özyağcı'yı gönderilen konumdaki adresten alarak cinayet mahalline getirdi. Cinayetten sonra ise Özyağcı, Ankara'nın Gölbaşı ilçesine bırakıldı. Tetikçiyi buradan kaçıran ise Tolgahan Demirbaş olduğu tespit edildi. Demirbaş'ın tetikçiyi buradan İstanbul'a götürdüğü düşünülüyor.
Olcay Kılavuz'un rolü ne?
Soruşturma kapsamında o dönem MHP Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz'un cinayet ile doğrudan bir ilgisinin olduğuna ilişkin bir delil henüz kamuoyuna yansımadı. Ancak Kılavuz, cinayetin ardından kaçan Tolgahan Demirbaş'ı Bağlıca'daki evinde saklamak ve gözaltına almaya gelen polislere direnmekle suçlanıyor. Kılavuz hakkında Parlamenter Suçlar Soruşturma Bürosu'na kayıtlı bir soruşturma bulunuyor.
Cinayetin arkasındaki yapı ne?
Sinan Ateş cinayetinin Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından organize edildiğine ilişkin savcılık dosyasına deliller girdi. Tolgahan Demirbaş'ın kurtarılan telefondaki yazışmalar da bunu doğruluyor. Dosyanın şüphelisi olan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı hakkında bu nedenle yurt dışına çıkış yasağı kararı alındı. "Azmettirici" olmakla suçlanan Yıldırım'ın cinayete ilişkin rolü, bilirkişi raporuna yansıdı. T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre, raporda yer verilen yazışmalarda Demirbaş, soruşturma kapsamında tutuklanan cinayet büroda görevli Komiser M.E.A.'ya, Ahmet Yıldırım'ı kastederek "Amirim bizim GB (Genel Başkan) istedi de, 0505 …. telefon numarası, adres lazım bize sana zahmet olmazsa" şeklinde mesaj gönderdi. M.E.A da Sinan Ateş'i kastederek, "Reis önceki GB'ye çıkıyor bu numara" yanıtını verdi. Demirbaş'ın cevabı ise "Aynen reis, onun ipini çekmişler" oldu. Yine Demirbaş, eski MİT mensubu olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu'dan gelen Ateş'in konum bilgilerini Yıldırım'a "Araştırmalarım devam ediyor efendim, az önce böyle bilgi aldım, arz ederim" diyerek iletti. Cinayete iştirakten tutuklanan Emre Yüksel, aynı zamanda Ahmet Yiğit Yıldırım'ın özel kalem müdürlüğünü yapıyor. Ahmet Yiğit Yıldırım'a "Sinan Ateş'i izleme" görevini kimin verdiği ise soruşturmada başta HTS kayıtları olmak üzere toplanacak delillerden ortaya çıkacak.
Soruşturma sürecinde başsavcı ve soruşturma savcıları nasıl tehdit edildi?
Soruşturma sürecinde görev yapan savcılar, tehdit, hakaret ve baskılara maruz kaldı. Soruşturmayı yedi ay boyunca yürüten ve dosyadan alınan başsavcı vekili Durdu Özer'in bu süreçte doğrudan MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları tarafından tehdit edildiği öğrenildi. Cinayete ilişkin önemli delillerin dosyaya girmesini ve birçok şüphelinin tutuklanmasını sağlayan Durdu Özer'in görevden alınmasını ise doğrudan MHP Genel Merkezi'nin istediği belirtildi. Özer'in yerine soruşturmanın koordinasyonu için görevlendirilen başsavcı vekili Ahmet Altun'un ise MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ile gizli bir görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı. Diğer yandan soruşturmanın, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım'a uzanmasının ardından MHP'ye yakın Orhun Haber üzerinden Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça ile soruşturma savcısı Ayhan Ay tehdit edilmeye başlandı. Bu haberler ise iddianame yazım aşamasına gelen soruşturmada Ahmet Yiğit Yıldırım'ın durumuyla ilgili "değerlendirme" yapıldığı bir dönemde yaşandı. Bu haberleri yaptıran kişinin ise Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Mert Kerim Ejder tutuklandı.
Şu ana kadar kaç kişi tutuklandı?
Soruşturma kapsamında üçü polis, biri eski MİT görevlisi olmak üzere 22 şüpheli tutuklandı. Tetikçiyi İstanbul'dan Ankara'ya getiren iki özel harekât polisi, Ateş'in adres bilgilerini Tolgahan Demirbaş'a ileten komiser M.E.A. halen cezaevinde. Bunun yanı sıra Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ve eski MHP İl yöneticisi Ufuk Köktürk de tutuklu. Ancak soruşturmada tutuklu sayısının artabileceği belirtiliyor.
İddianame ne zaman tamamlanacak?
Sinan Ateş cinayeti soruşturması büyük oranda tamamlandı. Yalnızca Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ömer Şanlı'nın arasında bulunduğu bazı şüphelilerin durumu değerlendiriliyor. "Azmettirici" olarak görünen bu iki ismin adliyede ifadesinin alınmasının ardından soruşturma tamamlanacak. Soruşturma savcısı Ayhan Ay, bu aşamadan sonra iddianameyi yazmaya başlayacak. Ancak kulislerde, AKP ve MHP arasında kriz olmaması için, 31 Mart yerel seçimlerine kadar iddianamenin tamamlanmasını beklenmiyor.
DW