Toygun Atilla

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetinin organizasyonunda yer aldığı iddiası ile tutuklanan Doğukan Çep'in 8 sayfalık polis ifadesi önümde. 

6 Ocak'ta Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Masası'nda alınan ifadesinde Doğukan Çep, suçlamaları kabul etmiyor.

Her soruya verdiği yanıtta, kendisine yöneltilen suçlamalarda "görmedim, duymadım, bilmiyorum" diyor. 

Polisin, Doğukan Çep'e yönelttiği sorularını okuduğunuzda ise aslında büyük ölçüde cinayetin açığa çıktığını anlıyorsunuz. 

Daha önce başka sanıklardan ifadeler ve soruşturma sırasında elde edilen bilgiler ışığında, Sinan Ateş cinayetinin belli ölçüde aydınlandığı gözüküyor. 

Sinan Ateş cinayetinden sadece 4-5 gün önce Doğukan Çep'in adamı Suat Kurt tarafından yapılan keşif, yaptıkları facetime görüşmesi kendisine soru olarak yöneltiliyor. 

Hatta cinayetten dakikalar önce yine facetime üzerinden yaptıkları görüşmeler de soruluyor. 

Doğukan Çep, tüm suçlamaları reddediyor. 

Buraya kadar her şey normal. 

MEDYAYI KİM MANİPÜLE ETTİ, OLMAYAN İFADEYİ KİM SIZDIRDI? 

Anormal olan ise şu; 

6 Ocak 2023'te polise verdiği ifadede, tüm suçlamaları reddeden Doğukan Çep'in ifadesine ulaştıklarını yazan bazı medya mensupları haberi şöyle sunuyor: "Sinan Ateş ocak başkanıyken bize sahip çıkmadı. Yargıtay'da temyiz aşamasındaki bir dosyam için yardım istedim ancak yardımcı olmadı. Bunun kızgınlığı ile korkutmak ve gözdağı amaçlı olayı planladık. Öldürme amacımız yoktu." 

Ancak, Doğukan Çep'in polis ifadesinde yukarıda okuduğunuz satırların hiçbiri yok. Tamamen reddetme üzerine kurulmuş bir savunma.

Şimdi gelelim kritik soruya. 

Doğukan Çep'in, Sinan Ateş'in, "Yargıtay aşamasında kendisine yardımcı olmadığı gerekçesi ile gözdağı amaçlı bu olayı planladık" şeklinde polis ifadesinde olmayan bu bilgiyi basına sızdıran kim ya da kimler? 

Bu soru neden kritik ? 

Çünkü,

Doğukan Cep'in söylediği dediği ifadeyi medyaya sızdıran kişilerin tek bir amacı olabilir, cinayet soruşturmasının arka planının kesilmesi. 

Yani soruşturmanın, "şahsi bir husumete" dayandığı iddiası ile soğumaya bırakılması ve tıkanmasının sağlanması, kamuoyunun bu şekilde yanlış yönlendirilmesi.  

Bu şekilde, cinayet sadece Doğukan Çep ve bir kaç kişinin üzerinde kalacak ve arka planındaki isimler kapatılacaktı. 

Ancak bu planını yapanların istediği olmadı. 

SİNAN ATEŞ'İ MAKEDONYA'DA ÖLDÜRMEYİ PLANLAMIŞLAR

Dün, Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı'yı Ankara dışına çıkardığı iddia edilen Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem gözaltına alındı. 

Bu üç ismin de ortak özelliği ülkücü camianın içinde bulunmaları ve MHP'nin yönetim kadrosundaki üst düzey siyasetçilerle bağları olması... 

Şimdi kimsenin sormadığı bir başka soruyu soralım. 

Dün gözaltına alınan bu isimler daha önce savcılığa ifade vermelerine rağmen dün neden tekrar gözaltına alındı? 

Polisin elinde nasıl bir bilgi vardı ki, soruşturma da bu aşamaya gelindi. 

Yanıt verelim. 

Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmayı yürüten savcılığın ve polisin elinde önemli bir itiraf ve itirafçı var. 

Bu itirafçı, kendisine daha önce "Sinan Ateş cinayeti" teklif edilen bir isim. 

İfadesinde, kendisi ile temas kuran kişilerin isimleri, Sinan Ateş'i Makedonya seyahati sırasında öldürme gibi planları teker teker anlatıyor. 

Bu ifadelerin ardında da, Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem'in gözaltına alınması elzem oluyor. 

Öğrendiğimiz bilgilere göre, bu üç isim de suçlamaları şu ana kadar kabul etmedi. Haklarındaki iddiaları reddetti. 

TETİKÇİ KAÇAKÇILARIN ELİNDE Mİ? 

Ortaya atılan bir iddia ise cinayetin tetikçisi Eray Özyağcı'nın bir kaçakçı grubu tarafından saklandığı yönünde. 

Ancak bu iddia soruşturma birimleri tarafından teyit edilebilmiş değil. 

Eldeki bilgiler ışığında Sinan Ateş cinayeti konusunda, "itiraf/itirafçıların" verdiği ifadelerle soruşturmanın şimdilik genişlediğini söylemek mümkün...
 

Odatv.com