Siyasetin adaletle imtihanı
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül daha bir hafta önce şöyle diyordu:
Taha Akyol
Siyasetin adaletle imtihanı
Gezi olaylarının mahiyeti neydi? Bu sorunun hazır iki cevabı var: İktidara göre dış güçlerin AK Parti iktidarını ‘cebir ve şiddetle’ devirmek için tezgahladığı bir darbe teşebbüsüydü.
İddianameler de bu görüş istikametinde hazırlanıyor; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları isteniyor.
Muhalefete göre ise masum bir çevre hareketiydi, yaygınlaşarak toplumsal protestoya dönüşmüştü; şiddet eylemlerini gösterilere karışan terör örgütleri yapmıştı…
Altı yıldır bunu tartışıyoruz; bir sonuca varmak da mümkün değil. Çünkü her iki söylem de “siyasi”dir; siyasette de söz bitmez, tükenmez…
Ama hukuk ve yargı alanında ateşli nutukların, bitmez tükenmez tartışmaların hiçbir değeri yoktur. Hukuk, özellikle de yargı, “somut maddi delil”le konuşmak zorundadır.
Bakın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül daha bir hafta önce şöyle diyordu:
“Savcının görevi işlenmiş bir suça suçlu bulmak değil, işlenmiş bir suçun failini ortaya çıkarmak, efsane ve anlatılanların değil, maddi gerçekliğin ve hakikatin peşinden koşmaktır.” (14 Şubat)
Sayın Bakanın bu sözleri kesinlikle doğrudur; evrensel bir hukuk normunun ifadesidir.
EFSANE VE DELİL
Bir adalet bakanı, iddianamelerin özensiz hazırlanmasını, kararların “üst mahkeme düzeltsin” diye verilmesini elbette eleştirebilir, eleştirmeli…
Adalet Bakanlarının benzer konuşmaları çoktur.
Fakat bir adalet bakanı ilk defa savcılara “efsane ve anlatılanların değil maddi gerçekliğin ve hakikatin peşinden koşmak” gerektiğini hatırlatma lüzumunu duydu!
Yaygın olduğu için tabii.
“Efsaneler ve anlatılanlarla”la yazılmış iddianamelerle yazarlar hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis mahkumiyetleri ya Yargıtay’dan dönüyor ya AYM veya en son AİHM’den...
Hatta AYM kararlarında “tutukladığınız yazarın alıntı yaptığınız o yazısında darbe değil, demokrasi savunuluyor!” diye uyarılar var! (B. No: 2016/6092, Paragraf 98)
Dahası, AYM, delilsiz veya zayıf delillerle karar vermemeleri
TAHA AKYOL / KARAR