Son viraj: Reform ve Beştepe’de yapılan toplantı

Soylu’nun o tweeti attığı gün Beştepe’de kritik bir toplantı yapıldı

Son viraj: Reform ve Beştepe’de yapılan toplantı




Son viraj: Reform ve Beştepe’de yapılan toplantı

Independent Türkçe'nin edindiği bilgilere göre Soylu’nun o tweeti attığı gün Beştepe’de kritik bir toplantı yapıldı

İktidara yakın medya kuruluşlarının temsilcileri ve AK Parti sözcüleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül arasında bir sorun olmadığını, her iki bakanın da uyum içerisinde çalışmaya devam ettiğini dile getirdi. Fakat kamuoyu önünde aktarılan ateşli sözlerin satır araları, devletin zirvesindeki toplantıların başlıklarıyla birlikte okunduğunda Ankara’daki fırtınalı haftada yaşananların ne anlama geldiği daha iyi anlaşılıyor.

Süleyman Soylu’nun Twitter hesabından 20 Ocak Çarşamba günü saat 23.58’de atılan tweet şöyleydi:

45 gündür anam hastanede
Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest
Ne yapmalıyım
Bakan olsam ne yazar
Millet,devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder
Tweetimle yeniden alınırsa da provakasyon sayacağım.

Soylu “Ben bakan olduğum halde yargı neden istediğimi yapmıyor” demek istemiş olabilir mi? Yoksa Ankara’da daha derin bir hesaplaşma mı başlıyordu?

Bakan Soylu’nun tweeti bazı milletvekilleri, belediye başkanları ve hatta bürokratların da desteğiyle bir hayli yankılandı, Türkiye gündemine girdi.

Bu tweetin atıldığı gecenin sabahında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İstinaf Mahkemeleri Değerlendirme Toplantısında dikkatleri üzerine çeken bir konuşma yaptı. Gül, birçok defa yaptığı gibi sosyal medyadan adalet arayışlarını eleştirdi:

Adalet Bakanından da bu işleyişe müdahale etmesini kimse bekleyemez.
Adalet Bakanının hakim, savcı cübbesi yoktur.
Görevim süresince o cübbeyi giymedim ve hiç kimse kusura bakmasın o cübbeyi de görevim boyunca asla giymeyeceğim.
Ancak o konuşmanın öyle bir bölümü vardı ki Bakan Gül, hedefindekilerin içeriden birilerinin olduğuna işaret ediyordu.

İşte o sözler:

Yargı kimsenin sıfatına bakmaz, kanun önünde herkes eşittir.
Yüce Meclis kişiye, olaya özgü kanun çıkarmıyor.
İster yürütmede, ister yargıda görev üstlenmiş olalım, hepimiz yasa tenfiz memurlarıyız.

Bakan Gül, yargısal süreçlerde herkes gibi yürütmede görev almış kişilerin kanun önünde eşit olduğunu anlatıp “hepimiz yasa tenfiz memurlarıyız” demek zorunda kalmıştı. Bu hatırlatma Bakan Soylu’ya mı yönelikti acaba?

İki bakan ertesi gün konuyla ilgili gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında yine imalı konuşmayı tercih etti.

Adalet Bakanı Gül bir dizi ziyaret için memleketi Gaziantep’teydi. Gazetecilerin Soylu’nun annesiyle ilgili tweetini hatırlatması üzerine Gül, Soylu’ya acil şifalar diledi, sosyal medyadan adalet arayışını eleştirdi:

Yargı dağıtımı mahkemededir, sosyal medyada değil. O mecralarda gerektiği gibi konuşulup kararlar alınır. Bu noktada üzüldüğümüz konuları inşallah bir daha yaşamayız.

Aynı dakikalarda İçişleri Bakanı Soylu, Ankara Emniyet Müdürlüğünün Polis Arama Kurtarma timinin tanıtım törenindeydi. Tören sonrası basın mensuplarının Gül’ün tepkisini hatırlatması üzerine “Şu anda ne programındayız? Türkiye bir afet bölgesidir ve afetlere karşı hepimiz tedbirli olmalıyız” dedi.

Berat Albayrak'ın bıraktığı boşluğu kim dolduracak?

Soylu, Gül’ün açıklamalarını soran gazeteciye afete karşı herkesi tedbirli olmaya davet ederek cevap vermişti. O afet neydi acaba?  

Bu soruların yanıtı analizin finalinde bulacaksınız ama tam bu noktada Ankara’da AK Parti’ye yakın siyasi kulislerde artık yüksek sesle dile getirilen bir başka soruya dikkat çekelim.

Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa ederek siyasi arenadan çekilen Berat Albayrak’ın etrafında odaklanan politik, iktisadi ve medya gücü acaba kimin tarafını seçecekti?

Gerek Beştepe'ye yakın, gerekse de Albayrak'a yakın bazı sosyal medya hesaplarının Süleyman Soylu’nun çevresinde konumlanmaya başlaması soruya net bir cevap vermeye yetmese de bazı gazeteciler ve iktidara yakın kaynaklar iki bakan arasındaki polemiği de benzer bir yaklaşımla yorumladı. Soylu ve Gül’ün karşı karşıya gelmesi, Berat Albayrak’ın istifası sonrası ortaya çıkan güç boşluğunu doldurma mücadelesi olarak izah edildi.  

Beştepe'de yapılan reform toplantısı

Independent Türkçe'nin edindiği bilgilere göre Soylu’nun o tweeti attığı gün Beştepe’de kritik bir toplantı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantıda Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Hazine Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, bazı genel başkan yardımcıları ve grup başkanvekilleri de hazır bulundu. Tek maddelik gündemi olan toplantıda ekonomi ve yargı reformlarının taslak metinleri Cumhurbaşkanı’na sunuldu.

Hazine ve Maliye Bakanı vergi muafiyetinden teşviklere, vergi indiriminden mülkiyetlerin el değiştirmesinin kolaylaştırılmasına varıncaya kadar geniş bir ekonomi paketini, Adalet Bakanı da yargı reformunun en önemli başlıklarından biri olan insan hakları eylem planının taslak metnini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arz ettiler.      

Ekonomi ve hukukta reform, söylem üretemeyen, toplumun beklentilerine cevap veremeyen Ak Parti’nin tabanının yeni bir hikaye etrafında toparlanma imkanı sunuyordu. Öyle ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berat Albayrak’ın istifasının ardından gündeme getirdiği reformları, Türkiye’nin şahlanış dönemine geçişinin nişanesi olarak nitelendirmişti.

AK Parti’ye yakın kaynaklara göre; 20 Ocak Çarşamba günü saat 15.00’te yapılan toplantıda iki bakanın sunumunu dikkatle izleyen bir grup başkanvekili reform paketlerini “Bu, AK Parti’mizin yoluna kaldığı yerden devam etmesidir” diyerek yorumladı. Taslak çalışmalar iki bakan, genel başkan yardımcıları ve grup başkanvekilleri tarafından büyük bir heyecanla karşılandı. Katılımcılar Külliyedeki toplantıdan memnuniyetle ayrıldı, sadece bir kişi dışında...

Reform gündemi, birçok kurumu taahhüt altında bırakacak olması nedeniyle Türkiye’nin yeni bir viraja girmesi anlamını taşıyordu. Çünkü ekonomide ve hukukta reform demek son yıllarda yükselişe geçerek Cumhur ittifakını kuşatan milliyetçi popülist yaklaşımın ve önceliklerin doğal sınırlarına çekilmesi demekti aynı zamanda.  

Bakan Soylu’nun tedavi süreci devam eden annesine yönelik hakaret eden şahsın hakim tarafından serbest bırakılmasına gösterdiği tepki karardan üç gün sonraydı. Çünkü şüphelinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılması kararı o tweeti atılmadan üç gün önce verilmişti.

İçişleri Bakanı Soylu neden o gün değil de üç gün bekledi ve reform toplantısının hemen ardından söz konusu tweeti attı? Ya karar bakana geç ulaşmıştı ya da gösterdiği tepkinin asıl hedefi,  birkaç saat önce katıldığı reform gündemli toplantıydı. Soylu’nun Gül’ün açıklamalarını soran gazeteciye “afetlere karşı hepimiz tedbirli olmalıyız” sözü aslında siyaseten olup bitenlere verilen ince bir mesajdı.

The Independentturkish