"Sorun Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminden Kaynaklanıyor"

Kılıçdaroğlu: “Veziri vererek şahı kurtaramazsınız”

"Sorun Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminden Kaynaklanıyor"


"Sorun Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminden Kaynaklanıyor"

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’la evli olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün akşam Instagram hesabı aracılığıyla yazılı bir açıklamayla istifasını duyurması Ankara siyasetinde tartışılmaya devam ediyor. Albayrak’ın mesajındaki “at izinin it izine karıştığı, hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı dönem” gibi ifadelerin “iktidar partisi AKP içerisinde kendisine karşı olan gruplara yönelik sitem” olarak yorumlanıyor.

Albayrak’ın istifasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabul etmesi ve bakanlığa yeni bir isim ataması konusunda aradan 24 saat geçmesine rağmen resmi hiçbir açıklama yapmaması tepkiyle karşılanıyor. AKP kulislerinde, Albayrak’ın istifa kararından memnuniyet duyulduğu ve bu nedenle çok az AKP’linin Albayrak’a destek mesajları paylaştığı iddia ediliyor.

Berat Albayrak’ın, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı iken Merkez Bankası Başkanlığı’na atadığı Naci Ağbal ile anlaşamadığı ve bu nedenle Pazar günü istifa kararı aldığı iddiası da ön plana çıkıyor.

Türkiye’de muhalefet ise, “devlet ciddiyeti ile bağdaşmıyor” yaklaşımıyla Albayrak’ın istifasına ilişkin kamuoyuna bilgilendirme yapılmamasına “temel sorunun Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden” kaynaklandığı yorumuyla tepki gösteriyor.

Kılıçdaroğlu: “Veziri vererek şahı kurtaramazsınız”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ekonomiyle ilgili “Sorumlu benim, ekonominin başında ben varım” ifadesini anımsatarak, “Bir devlet kriziyle karşı karşıyayız. Krizi yönetemeyeler devleti yönetiyorlar. Akıl tutulması var. Türkiye böyle bir yönetimi hak etmiyor. Söylenecek tek şey var: Veziri vererek şahı kurtaramazsınız” dedi.

Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun kendisine yaptığı ziyaret dolayısıyla yaptığı ortak basın toplantısında, Albayrak’ın istifasını duyurmasının ardından yaşananları değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “Öncelikle üzgün olduğumu belirtmek isterim. Ekonomik olarak her kötü durum ailelerde görülebilir. Şu çok önemli; ekonomiden, Merkez Bankası’ndan sorumlu bir bakanın bu şekilde istifası bizim tarihimizde belki de bir ilk. Hiçbir açıklama yapılmıyor, istifa kabul edildi mi, edilmedi mi belli değil. İstifa eden neden bir açıklama yapmıyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir aile şirketi midir? Bir aile tarafından mı yönetilecek bu ülke? Berat Albayrak neden istifa etti, devletin başında kim var? Eğer bir kriz varsa, yönetmesi gerekenler; devleti bile yönetemiyor. Öteden beri söylüyorum Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Bir aile şirketinde istediği kişiyi, istediği yerde görevlendirirsiniz. Devlet yönetiminde adalet, likayat esastır” tepkisini gösterdi.

Merkez Bankası başkanlığına da uluslararası saygınlığı olan bir ismin atanması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ancak bu sistemde Cumhurbaşkanı’nın aile şirketi yönetimi gibi istediği kişiyi istediği makama atadığını dile getirdi.

Muhalefet Albayrak’la İlgili Açıklama İstiyor

Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki ana akım medya kuruluşlarınca istifanın haberleştirilmemesiyle ilgili de “Demokrasisi gelişmiş ülkelerde medya bağımsızdır ve haber olması gerekenleri haber yapar. Ama burada Saray’dan talimat geldiyse haber yaparlar, Bir bakanın istifasının uzun süre işitilmemesi kabul edilecek birşey değil” görüşünü paylaştı.

Karamollaoğlu: “Albayrak’ın istifası müspet ama biraz garip bir gelişme”

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu ise, Albayrak’ın istifasını ekonomi politikaları bakımından olumlu sonuçlar yaratacağı için olumlu gördüğünü anlatarak, belki de Cumhurbaşkanı’nın farklı değişikliklere de imza atabileceğinin mesajını verdi.

Karamollaoğlu, ümitli olduğunu belirterek, “Böyle bir inisiyatifin kullanılmış olması Sayın Berat Albayrak tarafından bence müspet bir gelişmedir. Ancak biraz garip bir gelişme. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuda hiçbir değerlendirmede bulunmaması dikkat çekiyor. İnşallah hayırlı olur. Belki de bu, ekonomide yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Çünkü hakikaten bugüne kadar uygulanan ekonomik politikalar Türkiye'yi perişan bir hale getirdi. Bunda Sayın Berat Albayrak'ın etkisi, katkısı ne kadardı onu bilmiyorum. Yeni bir dönem başlıyor gibi. Türkiye'nin hem içerde hem dışarda güvene ihtiyacı var. Güven olmadan Türkiye'de yatırımın artması, yeni istihdam alanlarının oluşturulması, bozulan ekonomik dengelerin düzelmesi kesinlikle mümkün değil. Bunu sağlarsa bu istifa, faydalı bir girişim olarak nitelendirilebilir” diye konuştu.

Davutoğlu: “Sistemdeki bükün hastalıklar bir gecede ortaya koyulmuştur”

Eski Başbakan ve AKP’den ayrılarak Gelecek Partisi’nin liderliğini üstlenen Ahmet Davutoğlu ise, “Dün yaşananlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün hastalıklarını bir gecede, bütün semptomlarını belirtilerini ortaya koymuştur” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Albayrak’ın Instragram mesajıyla istifa etmesine ve sonrasında resmi açıklama yapılmasına da, “Bu demokrasilerde görülmeyecek bir şey. Eğer bir bakan istifa ediyorsa bunun birinci muhattabı Türkiye kamuoyudur. Kamuoyunu bilgilendirmesi gerekenler de özgür basındır. Bir istifa var, ortalıkta bir metin dolaşıyor. Ama bu metnin ne teyidi var ne tekzibi var. Üzerinden 12 saatten fazla vakit geçti. Böyle bir istifa var mıdır? Bilmiyoruz. Yok mudur? Yine bilmiyoruz. Demokrasilerde böyle şey olmaz” tepkisini gösterdi.

Albayrak’ın sergilediği tutumla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saygısızlık ettiği görüşünü de savunan Davutoğlu, “Metni aldığımda bu gerçek olmaz dedim. Böyle bir istifa olmayacağından değil. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, Sayın Cumhurbaşkanı'na saygısı dolayısıyla bunu yapmayacağından değil. Türkiye Cumhuriyeti’nde bakanlık makamına gelmiş birisinin böyle kötü bir Türkçe kullanmasına inanamadığım için. Bu Türkçe ile bırakın bakanlık idare etmeyi, herhangi bir küçük kurum bile yönetilemez. Dün yaşananlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün hastalıklarını bir gecede, bütün semptomlarını belirtilerini ortaya koymuştur” açıklaması yaptı.

Bu arada Türkiye’deki pek çok medya kuruluşunca dün geceden bugüne Albayrak’ın istifasıyla ilgili haber yapılmamasına da tepki gösteren Davutoğlu, “Basın, özgür basın olduğunu iddia ediyorsa işte burada çağrıda bulunuyorum. Artık hangi baskıyla karşı karşıya kalacakları sorusundan bağımsız olarak basın olarak görevini yapsınlar. Açık tartışsınlar. Bir iki kanalın biraz mahcup bir şekilde haberi vermesinin dışında ana mecra denilen kanallar böyle bir olayı yok gördü. Bir ülkenin kaderini etkileyecek süreçte eğer bir haber ortalıkta bütün Dünya’da dolaşıyor ve siz sessiz kalıyorsanız, bu affedilir bir şey değildir. Dün gece basın özgürlüğü açısından yüz karası bir gece yaşadık” diye konuştu.

Babacan: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iflasını açıkladılar”

Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP’den ayrılarak DEVA Partisi’nin kuruluşunu yürüten Ali Babacan, Albayrak’ın istifa süreciyle ilgili olarak “Dün gece yapılan açıklama bir istifa açıklaması değil, bir iflas açıklamasıdır. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dün gece sosyal medya üzerinden iflasını açıklamıştır” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, “Akraba kayırmacılığının, basını sansürleme işgüzarlığının kötü sonuçlarına son 24 saatte tekrar şahit olduk. Halkımıza yoksulluğu dayatan beceriksiz ekonomi politikası iflasını canlı canlı izledik. Demokrasiyi, hukuku, insan haklarını askıya alanlar; saatlerdir devleti de askıya almıştır. Ülkenin bir bakanı kendi sosyal medya hesabından bir istifa mektubu paylaşıyor fakat basından çıt yok. Belli ki bir yerlerden talimat bekleniyor. Basınımız bir istifa haberini talimat almadan veremiyor” tepkisini gösterdi.

Türkiye’nin ekonomik anlamda Hazine’si boş derken dün akşamdan beri Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın boş olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye’nin adalet, özgürlükler, demokrasi alanında iyileşmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak. “Devlet böyle yönetilmez, ciddiyete yakışmaz. Özgürlüklerin olmadığı, adaletsizliğin kol gezdiği bir ülkede ekonomi de iyiye gitmez. Bütün bu çöküşün faturasını bir-iki isim değişikliğiyle kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye ekonomisi, içine düştüğü bu çukurdan sadece ekonomi yönetimini değiştirerek çıkamaz. Anayasanın açıkça ihlal edildiği bir ülke hukuk devleti olamaz. Anayasayla kendinizi bağlı hissetmiyorsanız bu ülkenin çivisi çıkmış demektir. İstediğiniz kadar adamları değiştirin; adaleti düzeltmedikçe, demokrasiyi iyileştirmedikçe, özgürlük ortamını genişletmedikçe ekonomi toparlayamaz. Ekonomi sağlam bir temel üzerine inşa edilir. Bu temelde, adalet, demokrasi ve özgürlükler vardır. Bu zihniyet, bu iktidar değişmeden ekonomi düzelmez” diye konuştu.

VOA