Srebrenitsa'da Sırplara karargahın kapısını açan Hollandalı asker yaşananları anlattı
Sırplar geldi, önce evlere el bombası atıp, köpekleri içeri saldılar.
Hollandalı asker Liesbeth Beukeboom, 11 Temmuz 1995 günü Bosna Hersek'in Srebrenitsa kentinde yaşanan katliamı bu sözlerle anlatıyor.
"Güvenli bölge" ilan edilen Srebrenitsa'da, Birleşmiş Milletler (BM) adına barışı koruma misyonunu üstlenen Hollanda Görev Kuvveti'nde (Dutchbat) görevli olan Beukeboom, komutanının emriyle Sırp güçlerine, binlerce Boşnak'ın sığındığı BM Barış Gücü karargahının kapısını açan kişi.
Genç yaşta Hollanda ordusuna yazılan Liesbeth Beukeboom, 19 yaşında Bosna Hersek'teki Dutchbat'ta görevlendirildi.
Barışı korumak ve insanlara yardım etmek için Bosna Hersek'e gittiğini söyleyen asker, Srebrenitsa'ya vardıklarında durumun hayal ettiğinden daha kötü olduğunu görmüş.
Sırp güçlerinin kendilerine malzeme, posta ve yiyecek taşıyan kamyonları engellemeye başladığını anlatan Liesbeth Beukeboom, "Tam olarak ne kadar yiyeceğimiz kaldığını, nelere ihtiyacımız olduğunu biliyorlardı. Temel ihtiyaçlarımızın gelişini kestiler. Psikolojik savaş yürütüyorlardı" diyor.
Birçok şeye ihtiyacı olan yaklaşık 400 Hollandalı askerin moralinin bozulduğunu söyleyen Beukeboom, 13 Temmuz'da eve dönmeye hazırlanırken, Avrupa'da 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük insanlık trajedisine tanıklık etti.
General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp güçlerinin 5 - 6 Temmuz'dan itibaren saldırıları arttırdığını belirten Hollandalı asker, Srebrenitsa'nın düştüğü günü şöyle anlatıyor:
"Diğer bir kadın asker olan arkadaşım Moniek'le birlikte sığınmacıları karşılıyorduk. Biri 'Sırp'lar geliyor' diye bağırdı. Dürbünle bakıyordum. Vadideki bütün evleri kuşattılar. Kapıları tekmeleyip kırdılar ve içeriye el bombaları artılar. Sonra kurt köpeklerini içeri saldılar. Köpekler çıkınca evleri önce silahlarla tarayıp, sonra ateşe verdiler."
Boşnaklara ait evleri ateşe veren Sırpların, daha sonra binlerce Müslüman Bosnalının sığındığı Dutchbat karargahının kapısına dayandığını söyleyen Liesbeth Beukeboom, "İki kadın asker son derece savunmasızdık" diyor.
Sırp askerleri, "Bariyeri aç" çağrısına, "Hayır, açamam. İçeri giremezsiniz" diye karşılık veren Beukeboom'a silahlarını doğrultarak, "O zaman biz zorla gireriz" dedi.
Beukeboom, o an korku içerisine Dutchbat Komutanı Albay Tom Karremans'ı arayarak giriş kapısına gelmesini istedi. Ancak Albay Karremans gelmedi; yerine bir Hollandalı binbaşıyı gönderdi.
Binbaşı, karşısında silahlı Sırp askerlerini görünce, Beukeboom'a "Kapıyı aç" talimatını verdi.
Beukeboom, o andan sonra olanların aklından hiçbir zaman çıkmadığını anlatıyor:
"Tam bir kaos ortamı vardı. Sırplar kalabalığın içine girdi. Bazı insanları vurdular. Kadınlar korkudan düşük yaptı, bebekler öldü, insanlar şok içindeydi."
Lisbeth Beukeboom, binlerce Boşnak erkek ve çocuğun balık istifi otobüslere doldurulup ölüme götürülmesini çaresiz gözlerle izlemiş.
O anları, "Başı koparılmış tavuk gibi ordan oraya koşup, sarılıp, insanları çekiştiriyordum" sözleriyle anlatıyor.
Kısa süre sonra Hollanda'ya dönünce yaşanaların ağırlığını daha fazla hisseden Beukeboom, yıllarca "travma sonrası stres bozukluğu" tedavisi görmüş.
Kendisi gibi Dutchbat mensubu olan eşi ve çocuklarıyla 2015 yılında Srebrenitsa'ya giden Hollandalı asker, o yolculuğun birçok açıdan kendisine iyi geldiğini söylüyor.
Dutchbat üyesi askerler, sınırlı yetki, yetersiz personel, malzeme, silah ve mühimmatla Srebrenitsa'ya gönderildiklerini bekleterek, aylar süren hava desteği çağrılarına BM tarafından kulak tıkandığını söylüyor.
Hollandalı askerlere göre, "Uluslararası toplumun kararsızlığı" binlerce Müslüman Boşnak'ın göz göre göre öldürülmesine yol açtı.
Dutchbat üyesi Olaf Nijboer, görev koşullarının hiçbir zaman dikkate alınmadığını ve her zaman yalnız bırakıldıklarını düşünüyor. Hollandalı askere göre, "Srebrenitsa bir yara izi değil. Hâlâ kanayan ve asla iyileşmeyecek bir yara."
Hollanda Başbakanı Mark Rutte de, Srebrenitsa katliamının 25. yıldönümü nedeniyle yayımladığı görüntülü mesajında, uluslararası toplumun savunmasız bir grubu koruyamadığı için pişman olduğunu söyledi.
BBC TÜRKÇE