Südwest-Presse: Libya krizinde Ankara’ya bir telefon yetmez

Südwest-Presse Libya krizinin aşılması konusunda Avrupa'ya görev düştüğü görüşünde:

Südwest-Presse: Libya krizinde Ankara’ya bir telefon yetmez




Libya’da artan gerilimin aşılması için sürdürülen diplomatik girişimler ve Almanya’da yoksul çocukların durumuna ilişkin açıklanan bir rapor, Alman basınının yorum konularını oluşturuyor.

Südwest-Presse Libya krizinin aşılması konusunda Avrupa'ya görev düştüğü görüşünde:

"Avrupa, kapısının önünde her an patlamaya hazır Libya krizinde bile ancak olaylar nispeten yatıştığında devreye girebildi. Benzer bir hataya bu kez evinin içinde düşerse, o zaman egemenlik hakları konusunu doğrudan çöpe atabilir. Yoğun ve sorumlu bir diplomasinin zamanı geldi. Angela Merkel'in Ankara'yı telefonla araması bunun için yeterli değil."

Almanya'da her beş çocuk ve gençten biri yoksulluk çekiyor. Alman Bertelsmann Vakfı'nın Çarşamba günü açıkladığı rapora göre koronavirüs pandemisi nedeniyle bu durum daha da kötüleşecek. Stuttgarter Nachrichten gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:

"Korona krizinden önce Almanya'da son on yılda ekonomik kalkınma istikrarlıydı. Ancak Bertelsmann Vakfı'nın araştırmasına göre bu süre zarfında da yoksulluk çeken çocukların sayısı azaltılabilmiş değildi. Her yedi çocuktan biri, devletten geçim yardımı alan yoksul ailelerde yetişiyor. Korona krizi en güçsüz olanları yoksulluk zincirinin en gerisine attı. Evde uzaktan eğitim için diz üstü bilgisayarı olmayan, okul kapalı olduğu için oradaki bedava yemek yeme imkanından mahrum kalan, veya garsonluk, temizlik ya da taksicilik yaptığı yarı zamanlı işlerini krizde kaybeden anne-babaların çocukları, artık daha da zor koşullarda yaşıyor." 

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung'daysa  "Yoksul bir çocuk anne- babasının değil, toplumun ayıbıdır" ifadesi kullanılıyor:

"Pek çok yoksul çocuk, yerinden yurdundan kaçmak zorunda kalmış ailelerin çocukları. Bu çocuklar 'biyolojik Alman' çocuklardan daha az değerli de değiller. Fırsat eşitliği laftan ibaret değilse, yardım etmek şart. Adı her ne olursa olsun devletin vereceği sosyal yardımlar hem ahlaki hem de ekonomik alanda buna değecek yatırımlar olacak. Örneğin diz üstü bilgisayarı olmayan çocuklara bunlar ödünç verilerek, ya da evde huzurlu bir ortamda yaşayamayan çocuklara bedava bakım imkânı sağlayarak bu konudaki ilk adımlar atılabilir. Yoksul bir çocuk anne babasının değil, toplumun ayıbıdır."

Halle merkezli Mitteldeutsche Zeitung'un aynı konudaki yorumu da şöyle:

"Devletin çocuklara yönelik yardımları topluca yapılıp adil biçimde dağıtılmalı. Ancak yüksek gelirli olanlar çocukları üzerinden vergi muafiyeti alırken, düşük gelirli ailelerin çocukları için ödenen yardımlardan daha fazla mali avantaj sağlayabiliyor. Bu çok saçma. Çocuklar için çocuk bakım parası ya da barınma yardımını da içeren temel bir geçim güvencesi olması, daha mantıklı bir uygulama olur. Ancak bunun için de siyasi bir motivasyon ve kararlılık şart."

Deutsche Welle Türkçe