Suudi Arabistan ambargosu Türkiye ekonomisi için ne anlama geliyor?
5 GÜNDE GİRECEK MAL 15 GÜNDE GELİYORDU
Suudi Arabistan ambargosu Türkiye ekonomisi için ne anlama geliyor?
Suudi Arabistan 1 Ekim'den itibaren Türk mallarına ambargo uygulamaya başlıyor. Geçen yıl 3,1 milyar dolarlık ihracat pazarımız olan Suudi Arabistan'ın ambargosu en fazla kimyasal madde, hazır giyim ve halı satan iş insanlarını etkileyecek. Resmi makamların ve büyük iş dünyası örgütlerinin konu hakkında sessiz kalması dikkat çekiyor.
Akdeniz Yaş Meyve-ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Necdet Sin 2019 yılında Hatay'ın yüzde 86 ile Arabistan'a en çok ihracat yapan il olduğunu belirtti. Sin, ekonomik girdinin de 57 milyon doların üzerinde olduğunu hatırlattı.
5 GÜNDE GİRECEK MAL 15 GÜNDE GELİYORDU
Arabistan pazarının Türkiye için önemli olduğunu belirten Sin, “Türkiye'deki yaş meyve sebze çeşitlerinin çoğunun ihracatını yapıyoruz. Son dönemlerde engellemeler zaten vardı. Örneğin ülkeye girişi 5 gün sürecek ürün, engellemeler nedeniyle 15 günde alınıyordu. Son bilgiler bu engellemelerin resmi hale geleceği yönünde. Özellikle Arabistan ve körfez, bizim için önemli bir pazar ve o pazara Hatay'dan mevsimine göre aklınıza gelebilecek her şeyi gönderiyoruz” dedi.
“İHRACATIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ HATAYLI İHRACATÇILAR SAĞLIYOR”
Ambargonun kısa sürede kaldırılmasını dilediğini belirten Sin, ambargonun diğer pazarları ve iç piyasadaki fiyatları etkileyeceğini belirtti. “İç piyasada fiyatlar düşecek, diğer pazarlardaki denge değişecek” diyen Sin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
‘CEZA VERECEĞİZ DİYE TEHDİT ETTİLER’
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur da konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “2017'nin 1 Ocak-31 Ağustos döneminde, yani siyasi kriz öncesi, 117,5 milyon dolar olan ihracatımız, 2020 yılının aynı döneminde 94,5 dolara indi. Hatay'ın Suudi Arabistan'a olan ihracatındaki düşüş yüzde 20'dir” değerlendirmesinde bulundu. Güzelmansur, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
GÜZELMANSUR: ÇÖZÜME KAVUŞTURULAMAZSA İŞSİZLER ORDUSU BÜYÜR
“Sorun çözüme kavuşturulmazsa, Suudi Arabistan'ın uygulayacağı tam ambargo ittifak halinde olduğu Dubai, Bahreyn, Umman gibi ülkelere de yayılabilir” diyen Güzelmansur, şöyle devam etti:
“Bunun gerçekleşmesi halinde onlarca hem Hatay'daki hem Akdeniz bölgesindeki sadece ihracatçının iflası kaçınılmaz olur, tarımdan kopan çiftçi sayısı daha da artar. Sorun sadece ihracatçı ve çiftçiyle de sınırlı kalmaz. Çünkü ihracatın sekteye uğraması sadece ihracatçıyı değil üreticileri, sandıkçıları, ambalajcıları, nakliyecileri ve daha pek çok sektörü de olumsuz etkiler” diyor.
Hükümetin ambargo karşısında sessiz kaldığını ifade eden Güzelmansur, “Suudi Arabistan ile yaşanan siyasi krizin en vahim boyutu da zaten çözüm noktasında muhatap bulunamamasıdır. Büyükelçiliklerimize randevu dahi verilmemektedir. Ancak burada çok ilgi çekici olan hükümet kanadından Suudi Arabistan'ın boykotuna ilişkin tek bir laf edilmemesidir. Ne bir ‘Eyyyyy Suudi Arabistan’ lafı duyduk, ne misliyle karşılık verileceğine dair bir açıklama işittik. Ne de uluslar arası hukuka aykırı bu durum karşısında ilgili uluslararası mercilere gidildiğini öğrendik. Bu sessizlik oldukça manidar.” açıklamasında bulundu.
SERKAN TOPAL: BİR AN ÖNCE DİPLOMASİ DEVREYE GİRMELİ
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal da yaşananların hükümetin dış politikasından kaynaklığını söyledi. Diplomasinin devreye girmesi gerektiğini belirten Topal şu ifadeleri kullandı:
“Dış politika milli meseledir ve hükümetler değişse dahi genel prensip olarak çok değişiklik yapılmaması gereken konuların başında gelir. Tüm dünyada böyledir. Bizde de uzun süre böyle gitmiştir. Mesela Kıbrıs meselesi bir milli meseledir ve hükümetlere göre değişmeyen bir durum idi. Ancak AK Parti iktidar olunca dış politikada bu milli duruş yerine duygusal bir tavır aldı. Önce Kıbrıs'ta Rahmetli Sayın Denktaş'ı bypass ederek Rumların AB ye girmesine ön ayak oldu. Suriye, Mısır, Libya, Irak hatta Filistin gibi meselelerde Ülkelerin iç dinamiklerine göre tutum aldı, taraf oldu. Böyle olunca Türkiye birden bire yalnızlaştı. Türkiye bölgesinde istikrar kurucusu olması gerekirken, bölgenin istikrarsızlaşmasına katkı sundu. Hükumet, şimdi yapılan yanlışların bir kısmından dönse dahi, kullanmış olduğu keskin ifadeler ve tavır ne yazık ki bazı konularda geri dönülmez bir yolun açılmasına neden oldu.”
SÖZCÜ