T24 Yazarı Yalçın Doğan'dan FETÖ soruşturmaları üzerine ilginç analiz

"Siyasi ayak"... Ne ayakmış bu böyle!..

T24 Yazarı  Yalçın Doğan'dan FETÖ soruşturmaları üzerine ilginç analiz




Yalçın Doğan

Yalçın Doğan

[email protected]

"Siyasi ayak"... Ne ayakmış bu böyle!..

İş törene, konsere, nutuklara, showa gelince hepsi yerinde!.. Ama, "siyasi ayak" araştırmasına gelince... Sırası mı birader?..

15 Temmuz Şehitler Anıtı... Hani, Boğaz Köprüsü'nü Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçer geçmez dikilen anıt... Mermerden...

O mermerlere 33 milyon lira ödeniyor.

O mermerler hangi şirketten satın alınıyor? Sorunun yanıtını CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay veriyor:

"FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Sami Çoban isimli birinin şirketinden." (TBMM 14 Temmuz 2020 tarihli tutanak, s.33).

15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişimi. 15 Temmuz 2016 gecesi 251 insan hayatını kaybediyor, onların anısına "Şehitler Anıtı" dikiliyor ama, anıtın mermerleri "FETÖ'den tutuklu" birinin şirketinden satın alınıyor!..

Kim satın alıyor o mermerleri, o şirketten satın alınmasını kim öneriyor?..

Dört yıldır yer gök "FETÖ ile mücadele" diye inliyor, ne mücadele ama!..

Konser ve özgür yayın

15 Temmuz'u anma törenleri bu yıl bir gece öncesinden, 14 Temmuz akşamı başlıyor.

Önceki akşam Fahir Atakoğlu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde konser veriyor. Senfonik konserin başlığı "15 Temmuz Destanı."

Konser 14 temmuz akşamı yirmiye yakın TV kanalında canlı yayınlanıyor.

Konseri ara sıra izlerken, aklıma Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un bir sözü geliyor. TV kanalları Tayyip Erdoğan herhangi bir yerde, herhangi bir konuda konuşmaya başladığı anda, program ne olursa olsun, yayını kesiyor ve konuşmayı canlı yayınlamaya başlıyor. Buna itiraz edenlere karşı Altun:

"Kanallar o yayını kendi özgür iradeleriyle yapıyor."

O kadar özgür ki, tüm kanallar '"özgülüğün tadını çıkarmak" üzere, Atakoğlu'nun konserini canlı yayınlıyor. Programlarını keserek!..

O kadar özgür yayın ki, aynı konuda AKP'nin tekelindeki Anadolu Ajansı'nın konserle ilgili haberi şöyle:

"Millet iradesinin zaferiyle sonuçlanan FETÖ darbe girişimi 15 Temmuz'un 4. yılında '15 Temmuz Destanı' duayen besteci Fahir Atakoğlu'nun senfonik eseriyle yeniden yazıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları, İletişim Başkanlığı'nın koordinasyonunda yapılan senfonik eser projesinin konseri 14 Temmuz gecesi televizyon ekranlarında ilk kez dinleyici ile buluşacak."

Yirmiye yakın kanalda buluşuyor!.. "Özgür yayın"çerçevesinde!..

Davetli listesi

15 Temmuz'u anmak için AKP çeşitli hazırlıklar yapıyor. Konserin ötesinde, yurdun dört köşesinden gelen sporcular gece Meclis'te nöbet tutuyor.

Hızlı tren 15 Temmuz'u hatırlatan biçimde dekore ediliyor.

Ayrıca, dün Meclis'te Tayyip Erdoğan'ın katıldığı tören var ama, "açık havada." Bu törene "sadece davetliler katılabiliyor, davet listesinde Meclis Başkanlık Divanı üyeleri, siyasi parti liderleri, grup başkan vekilleri ve komisyon başkanları var."

Haftada üç dört kez toplanan Meclis'te AKP'liler dahil, milletvekilleri çağrılmıyor!..

Neden?..

Korona, hani ne olur ne olmaz!.. Erdoğan katılıyor ya...

Katılanlar da, önce test yaptırmak zorunda.

Bir ilk: Buharlaşan rapor

AKP iktidarında, her alanda sayısız "ilk kez" yaşanan olaylara bir başkası ekleniyor.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında 26 Temmuz'da darbeyi araştırmak üzere Araştırma Komisyonu kuruluyor, Meclis'te bulunan tüm partilerin ortak oyu ile.

Güzel!..

Ne var ki, 26 Temmuz'da o heyecanla kurulan komisyon çalışmalarına ancak ekimde başlıyor. Ekimden itibaren darbe girişimini fiilen yaşayan, ayrıca darbeyle bağlantılı şu ya da bu biçimde bilgi sahibi olabilecek yetkililer komisyona çağrılıyor.

Ancak...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım komisyona gidip, herhangi bir bilgi vermiyor. O sırada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, şu anda Milli Savunma Bakanı ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan komisyonun yazılı sorularına cevap vermiyor.

Nasıl bir "araştırma" ise!.. En yetkili kişiler bildiklerini söylemiyor.

Aralık ayında Erdoğan "komisyon yapacağını yaptı, çalışmasını tamamlayıp raporunu gönderse iyi olur" diyor. Ocak başında komisyon çalışmasına son veriyor.

Ama, işte "ilk kez" yaşanan olay burada ortaya çıkıyor:

"Cumhuriyet tarihinde bir Meclis Araştırma Raporu ilk kez yayımlanmıyor ve hâlâ yayımlanmış değil, onca eksiğine rağmen!.."

Sonra sık sık "siyasi ayağın araştırılması" nutukları...

On üç önerge

"FETÖ'nün siyasi ayağının" açığa çıkartılmasını muhalefet dört yıldır sürekli gündemde tutuyor.

CHP, İyi Parti, HDP çeşitli tarihlerde "on üç araştırma önergesi" veriyor. Yeter ki, "siyasi ayak" ortaya çıksın!..

On üç önergenin on üçü de AKP ve MHP oylarıyla reddediliyor!..

Bunun yanı sıra, çok sayıda soru önergesi hükümlet yetkilileri tarafından yanıtsız bırakılıyor.

Ama, bu arada FETÖ'nün iç yüzünü açığa çıkartan kitaplar yazan gazeteciler, FETÖ ile siyasi olarak uzak yakın en küçük ilgisi bulunmayan, bulunması mümkün olmayan gazeteciler, aydınlar "FETÖ suçlamasıyla" yıllarca hapis yatıyor.

İş törene, konsere, nutuklara, showa gelince hepsi yerinde!..

Ama, "siyasi ayak" araştırmasına gelince...

Sırası mı birader?..

https://t24.com.tr/yazarlar/yalcin-dogan/siyasi-ayak-ne-ayakmis-bu-boyle,27383

YALÇIN DOĞAN / T24