Taha Akyol Fıkıh mı hukuk mu?

Zulüm kesinlikle İslamiyete aykırıdır, İslam adaleti emreder.

Taha Akyol   Fıkıh mı hukuk mu?




Taha Akyol

Taha Akyol

Fıkıh mı hukuk mu?

Yolsuzluklarla mücadele konusunda fıkıh yetersizdir diye yazmıştır. Modern hukukun bu konudaki normlarına bakmak gerektiğini belirtmiştim.

Bazı okurlarım “İslam mükemmeldir, eksizsizdir” diyerek teessüf ettiler.

Elbette “Allah dinini tamamlamıştır”, ondan sonrakiler ise beşerî yorumdur. Fıkıh da tarihte yapılmış yorumlardır.

Bu konuda Ali Bardakoğlu Hocamızın “Yüzleşme” adlı eserinin “Fıkıh sorun mu üretir, çözüm mü?” bölümünü okumak gerekir. (s. 225-272)

Fıkıh “tarihsel” olduğu içindir ki, mesela çağımızda son derece önemli olan kuvvetler ayrılığı, ihale hukuku, kamu denetim normları ve kurumları, tüzel kişilikli şirketler hukuku gibi konular yoktur.

İSTİBDAT ENGELLEDİ

Büyük bir hukuk şaheseri olan Mecelle, eksikti. Abdülhamid Mecelle Cemiyeti’ni dağıttığı için tamamlanmadan kalmıştı. 19. Yüzyıldaki hızlı teknik ve ticari gelişmeler karşısında da Mecelle’yi ‘güncellemek’ gerekiyordu. Ama 1916’da başlayan çalışmalardan bir sonuç çıkmadı.

Demek ki uçsuz bucaksız fetvalar külliyatından modern çağa cevap verecek kanunlar çıkarmak kolay değildi…

Cevdet Paşa dışında bunu yapacak âlimler de yoktu, medrese çoktan donmuştu.

Emevilerden itibaren, müstebit iktidarlar kendilerini sınırlayacak, hak ve hürriyetleri ön plana alacak fıkhî düşüncelerin gelişmesini engellediler.

Prof. Hayrettin Karaman müstebit hükümdarların fıkıhta kamu hukukunun gelişmesini engellediğini belirtir. (Ana Hatlarıyla İslam Hukuku, cilt 1, s. 166)

Diyanet’çe yayınlanan “İslam Hukuku Nazariyatı” adlı büyük eserinde Sava Paşa Muaviye’nin ve Emevi istibdadının hukuku nasıl bastırdığını anlatır. (s. 65-72)

Cevdet Paşa, Muaviye’nın hatalarını gören fukaha, (hukukçular) ağız açamazlardı diye yazar. (Kısas-ı Enbiya, 1969, cilt 2, s. 284)

GÜCÜ SINIRLAMAK

Hukukçuların ağız açamaz hale gelmesi daha büyük ıstırapların habercisiydi. Kerbela faciası, Haccac’ın 120 bin kafa kesmesi, Kuyucu Murat Paşa’nın Anadolu’daki Türkmen katliamı…

Bütün dinlerin ve milletlerin tarihinde böyle, hatta daha feci hadiseler vardır.

Zulüm kesinlikle İslamiyete aykırıdır, İslam adaleti emreder.

Fakat sorun, “muktedirlerin yetkilerini kurallarla ve kurumlarla nasıl sınırlandıralım ki zulüm yapamasınlar?” şeklindeki hayati sualin akla gelmemiş, itaatin adeta kutsanmış olmasıdır.

Prof. Kemal Gözler şöyle yazıyor:

İslam hukuku iktidarın kötüye kullanılmasını tasvip etmez. Bütün aşırılıklardan kaçınılmasını emreder. İslam hukuku sınırsız bir iktidardan değil, sınırlı, mutedil bir iktidardan yanadır. Ancak İslam hukukun iktidarın kötüye kullanılmasını önlemek ve sınırlandırmak için getirdiği bir mekanizma yoktur…” (https://www.anayasa.gen.tr/islam-hukuku.htm)

Halbuki modern anayasa hukukunun temelinde iktidarı sınırlama sorunu vardır. Katliamlar yaşanan Avrupa’da iktidarı sınırlamak düşüncesiyle 18. yüzyıldan itibaren anayasacılık, kuvvetler ayrılığı, temel ve hürriyetler yönünde çok kuvvetli felsefi ve siyasi hareketler gelişti.

Bu tarafta ise istibdat ve itaat kültürü ağır bastı. Köle âzâdının büyük sevap olduğunu asırlar boyunca anlatanlarda, köleliği kaldıracak bir fikir hareketi doğmadı.

Siyasi kudret fıkhı ya da hukuku araçsallaştırdı. İtaat dinî icap gibi zerk edildi.

Tunuslu hukukçu Prof. Ali Mezghani “Tamamlanmamış Devlet” adlı çok önemli eserinde İslam’ın ilk asırlardan sonraki dönemlerde din ve hukuk değerlerinin birbiri içinde eridiğini, bu yüzden her birinin kendi özünde ileriye doğru gelişmediğini anlatır. Ortaya çıkar eser, ‘vurduğunu oturtan’ ama vatandaşlarına adalet ve refah götüremeyen Orta Doğu devletidir! Hukuk yapısı eksik kalmış, “tamamlanmamış” devlet tipi…

Vaziyet ortada zaten.

MODERN HUKUK DEVLETİ

Denenmedik ideoloji ve rejim kalmadı. Radikal laik Baas türü otoriter rejimlerden, İslam adına devam eden veya kurulan otoriter rejimlere kadar… Hepsi başarısız, çünkü hepsinde hukuk eksik, hepsi “tamamlanmamış” yapılar…

İşte yola çıkan Müslümanlar, Batı’da göçmen olmak istiyor!

Hukukun ezilmesinin kötü sonuçlarını doğu ve batı tarihleri yüzlerce yıldan beri anlatıp duruyor, anlayalım.

Artık görelim, kuvvetler ayrılığıyla ve temel hak ve özgürlüklerle iktidarı sınırlayan, özgürlükleri teminata alan modern hukuk devletinden başka çıkar yol yok!

Bilimde, teknolojide, ekonomide gelişmek için de başka yol yok.

TAHA AKYOL / KARAR