Taha Akyol İktidarın adalet nutukları

Yargı bağımsızlığı sağlanmadan nutuklarla adalet olmuyor.

Taha Akyol İktidarın adalet nutukları




Taha Akyol

Taha Akyol

İktidarın adalet nutukları

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, hukuk kavramlarıyla konuşuyor, reform kavramına çok değer veriyor… Ama uygulamada çok defa kavramların içi boş kalıyor.

Sayın Gül’ün söylediği şu sözler:

Herkesin Anayasa Mahkemesi kararlarına uyması hukukun emredici hükmü ve hukuk devletinin gereğidir. Bu konuda yaptığımız çalışmalarla bu kuralı tahkim ediyoruz.”

Elbette alkışlıyorum bu sözleri fakat uygulamaya bakıyorum; Gül’ün başkanlığındaki HSK “hukuk devletinin bu gereğine” uymuyor!

Gül bu konuşmayı 23 Eylül’de, AB ve Avrupa Konseyi tarafından finanse edilen “AYM’nin kararlarının uygulanması” konulu toplantıda yaptı…

Şimdi 27 Eylül günlü habere bakalım:

AYM’nin ihlal kararını yok sayan hakim, HSK tarafından birinci sınıfa terfi ettirildi!..”

Söz konusu hakim siyaseten kritik konulardaki kararlarıyla biliniyor, teker teker sayacak değilim. (Bkz. DW, Alican Uludağ’ın haberi)

BÖYLE BİR HSK

Aynı HSK bağlayıcı AİHM ve AYM kararlarına uymayan hakimler hakkında verilen şikayet dilekçelerini ise hiç işleme koymadı! Halbuki AYM kararlarına uymamayı bir defa teftiş konusu yapsaydı, bütün hakimler için uyarıcı olurdu, bunu yapmadı.

HSK Başkanlığı görevini de yürüten Adalet Bakanı Gül’ün iyi niyetle söylediğini düşündüğüm “AYM kararları herkesi bağlar” sözü uygulamada ne durumda görüyorsunuz!

Dahası, 2 Mart’ta açıklanmış olan “İnsan Hakları Eylem Planı”nında da bütün mahkemelerin AİHM ve AYM kararlarına uyması vurgulanmıştı. HSK bunu da yok saydı bu atamasıyla!

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’nun açıklamasına göre, İnsan Hakları Eylem Planı’nda 6 ay içinde gerçekleştirileceği açıklanan 84 başlıktan sadece 20’si hayata geçirilmiştir.

Yine sözle uygulama farkı…

Mayıs 2019’da açıklanan “Yargı Reform Strateji”nde, hakimlerin kararları yüzünden sürgün edilmemesi için “coğrafi teminat” getirilmesi taahhüt edilmişti. İki yıldan fazla zaman geçti, ortada bir şey yok! Halbuki HSK bir prensip kararıyla birkaç saat içinde halledebilirdi bu sorunu.

CB sisteminde yargımızı, bütün üyeleri siyaset tarafından belirlenen HSK yönetiyor!

Ve, reform sözleri görkemli tören salonlarında kalıyor!

KUVVETLER AYRILIĞI?

Türkiye’de yüz yıldır hemen her devirde kuvvetler ayrılığının ihlali sorunu yaşandı. CB sisteminde kuvvetler ayrılığı büsbütün aşındırıldı.

Türkiye kuvvetler ayrılığına 1961’de resmen geçtikten sonra ilk defa, Yargıtay Başkanı Sayın Mehmet Akarca, akademik hukuk camiasında kuvvetler ayrılığının ısrarla vurgulanmasından yakınıyor:

“…Sadece kuvvetler ayrılığı ilkesi üzerinde durulmaktadır. Hukukçu akademisyenlerimiz arasında kuvvetlerin işbirliğini vurgulayanların, sistematize edilmesini önerenlerin sayısı oldukça azdır. Halbuki uygulamaya dönük konularda kuvvetlerin arasında açık ve güçlü bir işbirliği iyi işleyen bir hukuk sistemi için özellikle gereklidir.” (1 Eylül 2020)

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Prof. Zühtü Arslan’ın şu sözleri, demokrasilerde “kuvvetlerin işbirliği”nin nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor:

Devletin farklı organları arasındaki ‘işbirliği’ne en fazla bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin korunması kapsamında ihtiyaç duyulmaktadır. Zira temel hakların korunması devletin varlık sebebidir.” (23 Eylül 2021)

ADALETİMİZİN HALİ

AYM kararlarının uygulanması konulu toplantıda Prof. Zühtü Arslan’ın verdiği rakamlar, adaletimizin halini bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor:

İspanya ve Almanya Anayasa Mahkemelerine yapılan beş-altı bin civarındaki yıllık başvuru Mahkememize neredeyse bir ayda yapılan başvuru sayısına tekabül etmektedir. Dahası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) kırk yedi ülkeden yapılan başvurudan daha fazlası Anayasa Mahkemesine yapılmaktadır!”

Görüyor musunuz, ülkemizde kamu otoritesinin kendi halkında yarattığı haksızlık duygusunun boyutlarını?!

Üstelik en yüksek oranda başvuru, “adil yargılanmanın ihlali” iddiasıyla yapılıyor!

Bu da yargının durumu…

WJP’nın hukuk devleti sıralamasına göre Türkiye 2014 yılında 99 ülke arasında 59 sıradaydı… 2020 yılında ise 128 ülke arasında 107. sıraya düşmüş bulunuyor maalesef. Bu da CB sisteminde adaletin fotoğrafı.

Yargı bağımsızlığı sağlanmadan nutuklarla adalet olmuyor.

TAHA AKYOL / KARAR