Taha Akyol Türkiye beyin ve sermaye kaybediyor!

Yatırımını dışarıda yapanlar buna dahil değil.

Taha Akyol Türkiye beyin ve sermaye kaybediyor!




Taha Akyol

Taha Akyol

Türkiye beyin ve sermaye kaybediyor!

Yatırımını dışarıda yapanlar buna dahil değil.

Dünya gazetesinde Kerim Ülker’in bu haberi, New World Wealth’in verilerine dayanıyor.

Dahası var… İngiltere’den daimi vize almak için en az 2 milyon Sterlin ödeniyormuş… Portekiz 250 bin Avro değerinde mülk alan veya yatırım yapanlara vatandaşlık veriyor, bu yoldan 5 milyar Avro kazanmış.

Bize gelince… Eylül 2018’e kadar 1 milyon dolar ödeyip taşınmaz alanlara vatandaşlık veriyorduk, o tarihte 250 bin dolara indirdik! (Resmi Gazete 18 Eylül 2018)

TC vatandaşlığının parasal değeri nasıl düşürülmüş, görüyorsunuz!

Eylül 2020’ye kadar, 250 bin dolar verip taşınmaz alarak TC vatandaşı olanların sayısı, 7 bin 312 kişi, yani 1.8 milyar dolar… Portekiz’in 5 milyarı ile ölçün.

Portekiz vatandaşlığı niye daha kıymetli? Belli…

128 MİLYAR DOLAR’ DÖNEMİ

Vatandaşlığımızın bedeli 1 milyon dolardan 250 bin dolara düşürmek, döviz sıkıntısının bir sonucudur.

2018 yılı aynı zamanda “128 milyar dolar”ın seçim uğruna tüketilmeye başlanmasının da yılıdır. Bağımsızlığı kaldırılan Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı üzerinden kamu bankaları eliyle piyasaya dolar satarak ‘ekonomi iyi gidiyor’ havası yaratmak için yapmıştı bunu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahalli seçimler arifesinde şöyle konuşuyordu:

Dün akşam dolar 5,3 civarlarına kadar düşmüş vaziyette. Biz kendimize güveniyoruz, iyi bir konumdayız... Bir sıkıntımız var o da enflasyon. Enflasyonda düşüş başladı. Burada asıl sıkıntı faiz konusu. Faizi düşürdükçe enflasyon düşecektir…”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da “adım adım sona doğru yaklaşıyoruz. Tünelin sonundaki ışık büyümeye başladı” diyordu. (12 Nisan 2019)

Halbuki 2019 yılının Mart ayında iktisatçılar Haluk Bürümcekçi ve Kerim Rota, Merkez Bankası’nın rezervlerindeki erimeyi fark etmişler, açıklamalar yapmaya başlamışlardı. Nitekim “128 milyar dolar” bitince döviz sıkıntısı yeniden alevlenecekti…

Merkez Bankası bağımsız olsaydı buna direnirdi, bugün döviz de faiz de enflasyon da çok yükselmiş durumda, ışık da gözükmüyor.

ABDULHAMİT, ATATÜRK, MENDERES

Problem son derece derin ve çok boyutludur… Biz milletçe tarih boyunca köylü ve asker olduk, biraz da zanaatlarla ve ticaretle ilgilendik; sanayileşmemiş bütün toplumlar gibi…

Tanzimatçılar ve daha köklü olarak Abdülhamit Müslümanları müteşebbis (girişimci) yapmaya çalıştı. İttihatçılar, ardından bütün Cumhuriyet hükümetleri köylülüğün içinden iyi eğitimli girişimci sınıf çıkarmaya çalıştı…

Atatürk ve Menderes’in “milyonerlerimiz” vurgusu, iktisadi modernleşme tarihimizin özeti gibidir.

2000’lerde umut verici bir düzeye gelmişken son dönemde dışarıya beyin göçünün hızlanması ve yatırımcı çekingenliği nasıl bir kayıptır, siz düşünün!

Dışarıya beyin göçü ve sermaye çıkışı Türkiye’nin önümüzdeki yıllarını zora sokuyor.

Beyin ve sermaye çıkışı özellikle son 6-7 yılda arttı. Sebebi yanlış politikalardır.

Hukuk güvensizliği, iktisat politikalarındaki istikrarsızlık ve keyfilik, üniversitelerde kalite ve siyasi baskı sorunları, istihdam yetersizlikleri…

ÇIKIŞ YOLU?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk tepkileri “Batı’da okuyanlar maalesef gönüllü kültür ajanları oluyor” diye suçlamak oldu. (21 Eylül 2017)

Yurt dışına gidenlere “bilet verip gönderelim” diye tepki gösterdi! (31 Mart 2018)

Halbuki bunları ülkede tutacak siyasi ve toplumsal ortamı sağlamak gerekirdi. İtici değil çekici bir dil lazımdı…Gerçi Erdoğan “yurda dönün” diye çağrılar da yaptı. “Bilim insanlarının yurda dönüş seferberliğini başlatıyoruz” diye konuşmaları oldu. (22 Eylül 2018)

Fakat siyasi iklim ve kurumsal ortamlar iyileşmedi…

Şehir Üniversitesi’ni kapatmak, Boğaziçi’ne ‘kayyım rektör’ atamak, Merkez Bankası’nı aynı CB Kararnamesiyle sıradan bir genel müdürlük durumuna indirmek iyi işaretler değildir.

İşte ne beyinlerde ne sermayede kayda değer bir Türkiye’ye yöneliş yok.

İktidarın ilk dönemlerindeki gibi realist, rasyonel ve evrensel hukuk yönlü politikalara yönelmekten başka çıkış yolu gözükmüyor.

TAHA AKYOL / KARAR