Taha Akyol: Yeni Anayasa Tartışmaları Endişe Yaratıyor
Kuvvetler Ayrılığı ve Yargı Bağımsızlığı Unutuluyor mu?
Taha Akyol: Yeni Anayasa Tartışmaları Endişe Yaratıyor
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Karar Gazetesi yazarı Taha Akyol, son dönemde Türkiye'de gündeme gelen "yeni anayasa" söylemlerini ele alarak, bu söylemlerin anayasa hukukunun temel kavramlarıyla yeterince desteklenmemesinin yarattığı endişelere dikkat çekiyor. Akyol, "yeni anayasa" kampanyasının daha çok siyasi bir slogan olarak kullanıldığını, ancak içerik konusunda somut adımlar atılmadığını vurguluyor.
Kuvvetler Ayrılığı ve Yargı Bağımsızlığı Unutuluyor mu?
Akyol, anayasanın en temel ilkelerinden olan kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denetim ve denge gibi kavramların, yeni anayasa söylemlerinde yeterince yer bulmadığını belirtiyor. Özellikle, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un bile hukuk kavramlarından ziyade siyasi kampanya dili kullanmasının, hukukun üstünlüğüne inanan kesimlerde kaygı uyandırdığını ifade ediyor.
Yargı Reformu ve Coğrafi Teminat Tartışması
Akyol, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce dile getirdiği "yargı reformu stratejisi" kapsamında gündeme gelen hâkim ve savcılar için coğrafi teminat konusuna da değiniyor. 2019 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirilen bu düzenlemenin hâlâ hayata geçirilmediğini hatırlatan Akyol, yüksek yargının bu konuda daha aktif bir rol oynaması gerektiğini savunuyor.
Yeni Anayasa Slogan mı?
Akyol, "yeni anayasa" konusunda atılan adımların ve yapılan açıklamaların somut ve anayasa hukukunun kavramlarıyla desteklenmediği sürece, bu söylemlerin yalnızca bir slogan olarak kalacağını öne sürüyor. Akyol’a göre, Türkiye’nin hukuk devleti indeksinde gerilemesi, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına verilen önemin azalmasının bir göstergesi.
Sonuç: Anayasa Hukuku ve Siyasi Söylem
Taha Akyol’un yazısı, Türkiye’de "yeni anayasa" tartışmalarının nasıl ele alınması gerektiğine dair önemli bir uyarı niteliğinde. Akyol, anayasanın siyasi bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini ve hukukun üstünlüğü ile yargı bağımsızlığı gibi temel kavramların göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyor. Aksi takdirde, yeni anayasa girişimlerinin, hukukun üstünlüğüne zarar verebileceği uyarısında bulunuyor.