Tamamen çılgınlık

‘DEVALÜASYON İVME KAZANIYOR GÜVEN YOK, KARAR SİYASİ’

Tamamen çılgınlık




Tamamen çılgınlık

100 puanlık faiz indirimi, Türk Lirası’nı tarihin en değersiz seviyesine çekti. Uluslararası piyasa uzmanları “Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezi baz alınarak atılan adımın ekonomi bilimine olan aykırılığına işaret etti: Bu çılgınlık, hiçbir gerekçesi olamaz. Siyasi amaçlı bir karar. Güven kapıyı çekip çıktı. Merkez ateşle oynuyor, bundan sonra ne olacağı belirsiz.

TL’yi eriten kararla Dolar kuru altı günde 10 barajını yıkarak 11 seviyesinin üzerine demir attı. Uluslararası finans ajansları, bu adımın Erdoğan’ın baskısıyla atıldığını ve Türkiye piyasasına olan güvenin giderek azaldığını savundu. Ekonomistler, önümüzdeki ay da 100 puanlık faiz indirimine gidileceğini belirtti. Uygulanan politikanın sürdürülebilir olmadığını kaydeden uzmanlar, enflasyonun daha da tırmanabileceği uyarısını yaparak 2022’nin ikinci çeyreğiyle birlikte yeniden faiz artırımının gerçekleşeceğini kaydetti.

lueBay Portföy Yönetimi’nden Timothy Ash “Çılgınlık... Bu hareketin ve bu yıl gördüğümüz diğer tüm faiz indirimlerinin hiçbir gerekçesi olamaz” dedi. Ark Capital Management’tan Saed Abukarsh ise “Faiz indirimi kararı siyasi amaçlı. Merkez’in kredibilitesine duyulan her türlü güven kapıyı çekip çıktı” yorumunda bulundu. VP Bank baş ekonomisti Thomas Gietzel de “Devalüasyon faiz indirimleri ile ivme kazanıyor. Merkez Bankası’nın rotası ateşle oynuyor. Bundan sonra neler olacağı son derece belirsiz” değerlendirmesi yaptı.

MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ İNDİRİMİ DÜNYADA BASININDA

‘Bu tam bir çılgınlık’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz hassasiyetine cevap veren Merkez Bankası Kasım 2021’de faizi 100 baz puan indirdi. Yapılan bu hamle sonrasında zaten rekor kayıpta olan TL, kur karşısında tarihinin en kötü seviyelerine imza attı. Yabancı basında da yankı uyandıran faiz indirimi ‘Merkez baskı altında’ manşetleriyle sayfalara taşındı. Gazetelere açıklama yapan yabancı ekonomistler ise bunu ‘çılgınlık’ olarak değerlendirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) aldığı sert kararlar TL’yi tarihinin en kötü seviyelerine taşıdı. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında zirveden hareketlenen kur, yeni rekorlarına imza attı. Yapılan konuşma sonrasında ekonomistler yeniden Merkez Bankası’nın ‘bağımsızlığını’ tartışırken, TL üstündeki negatif etkinin de sürdüğü görüldü. Önceki gün para politikasını açıklayan Merkez Bankası, PPK faizini 100 baz puan indirerek yüzde 16’dan yüzde 15’e indirdi. Özellikle açıklama metninde Aralık 2021’de de faiz indirimi sinyali verilmesi, TL’deki kaybı hızlandırdı. Yabancı ekonomistler bu hamleyi çılgınlık olarak değerlendirirken, faiz indirimi yabancı basında da geniş yer buldu.

Ekonomist Robin Brooks ise “Türkiye Merkez Bankası’nın politika faizini 23 Eylül’den bu yana 400 baz puan indirdi. 16 Aralık’ta 100 baz puanlık bir indirim daha yapacak. Tabii ki değil. Türk Lirası Ağustos 2018’de olduğu gibi aşırı çıkış yapıyor. Toparlanacak” yorumunu yaparken, Ash “Niye ya? Ülke ayarlarında daha fazla güven uyandıracak herhangi bir şeyi nerede görüyoruz? IMF yok, faiz artırımı yok, yeni güvenilir politika ekibi yok, yalnızca daha fazla büyüme politikaları öneren yaklaşan seçimler var. Bu sadece soyut bir gerçeğe uygun değer kavramıyla ilgili değil” karşılığını verdi.

Bloomberg, Merkez Bankası’nın kararının fiyat istikrarını daha da tehlikeye attığı ve yabancı yatırımcının ülkenin politika belirleyicilerine olan zayıf güvenini daha da erittiği yorumunu yaptı. Bloomberg, Türkiye’nin kararının diğer gelişmekte olan ülkelerin adımlarıyla çeliştiğine de dikkat çekti.

Güney Afrika ve Meksika’nın faiz artırımına gittiğini hatırlattı. Ajansa konuşan Dubai merkezli Ark Capital Management’tan Saed Abukarsh “Faiz indirimi kararı siyasi amaçlı bir karar. Merkez Bankası’nın kredibilitesine duyulan her türlü güven kapıyı çekip çıktı” diyor. New York merkezli Brown Brothers Harriman & Co.’dan Win Thin “Liranın bu hareketliliği delice ama tamamen tahminler dahilinde. Arjantin pesosundan bile kötü bir performans sergilerken yapılan bu hareket, açıkça bir beyan” dedi.

‘YÜKSEK KUR İTHALAT MALİYETLERİNİ ARTTIRIYOR’

Merkez Bankası’nın faiz indirimi haberini paylaşan The Guardian gazetesi ise, kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirimi konusundaki baskısının ardından verildiğine vurgu yaptı. Gazete tüketici enflasyonunun neredeyse yüzde 20 olduğunu, zayıf bir para biriminin ithalat maliyetini de yükselteceğini belirtti.

‘POLİTİKA SÜRDÜRÜLEMEZ NOKTAYA GELİYOR’

Yabancı kurumların analistleri de Bloomberg HT’ye değerlendirmelerde bulundu. JP Morgan Ekonomisti Yarkın Cebeci yayımladığı notta PPK metninde yer alan aralık ayı yönlendirmesini okumanın bu yıl bir faiz indirimi tahminine yol açabileceğini ancak TCMB’nin piyasa volatilitesi karşısında kararını değiştirebileceğini belirtti. Cebeci önümüzdeki aylarda faiz indirimi beklemediklerini kaydetti. Goldman Sachs ekonomistleri Murat Unur ve Clemens Grafe ise politika yapıcıların nihayetinde patikayı değiştireceklerini düşündüklerini belirtti. Goldman ekonomistleri 2022 sonu yüzde 18 politika faizini korurken liradaki zayıflık ve enflasyon sebebiyle gevşek duruşu korumanın zorlaşacağını, bu yüzden 2022 ilk faiz artışını üçüncü çeyrek yerine ikinci çeyrekte beklediklerini söyledi. Societe Generale Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Phoenix Kalen, Aralık ayında 100 baz puan indirim beklediklerini söyledi. Kalen, 2022’de acil bir faiz artışı yaşanabileceğine dikkat çekti. Kalen, önümüzdeki günlerde Türk lirasında hızlı düşüş yaşanacağını ve Merkez Bankası’nın para politikasının tersine döneceğini ve gelecek yılın ilk çeyreği sonu itibariyle faizin yüzde 19’a çıkacağını öngördü. Commerzbank Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Tatha Ghose da Aralık ayında faiz indirimi beklediklerini söyledi. Ghose “Makroekonomik bakış açısıyla değerlendirildiği zaman faizlerin indirilmemesi gerekiyor. Bugünkü karar piyasaların halihazırda fiyatlamasının büyük ihtimalle dengeleyici bir adımıydı. Merkez Bankası hala para politikasını sürdürülemez bir noktaya doğru götürüyor. Ekonomiyi ve döviz kurunu kötü etkileyebilir. Aralık ayında benzer şekilde bizde 50 baz puanlık bir faiz indirimi bekliyoruz. Cumhurbaşkanının faizler hakkındaki mesajlarını dinliyor olacaklardır” dedi.

‘HIZLA ENFLASYONA NEDEN OLACAK’

Reuters, Türk lirasının yaşadığı değer kaybına yer verdiği haberinde, Türk lirasının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın baskısı altındaki merkez bankasının faiz oranlarını tekrar düşürmesi ve enflasyonist riskler artarken bile daha fazla gevşeme sinyali vermesiyle yaklaşık yüzde 6 oranında zayıfladığını yazdı. Merkez Bankası’nın liranın erimesi ve enflasyondaki artışa rağmen uzmanların pervasız bir gevşeme döngüsü olarak gördüğü şeyi sürdürerek Erdoğan’ın teşvik çağrılarına boyun eğdiği paylaşılan haberde 2022 için faiz artışları olacağını bekledikleri kaydedildi. Wall Street bankasındaki analistler “Mevcut politika sürdürülebilir değil ve bu politika büyüme yerine hızla enflasyona neden olacak” dedi. Liradaki değer kaybının 2022 ortasına kadar enflasyonu yüzde 20’nin üzerinde tutmasına neden olmasının muhtemel olduğunu belirten Wall Street analistleri “Bu koşullar altında, politika faizini yüzde 14’te tutmak bize göre daha da zor olacak” yorumunu yaptı.

‘BÜYÜMENİN TADINI ÇIKARAN ÜLKE ALTÜST OLUYOR’

Amerikan Wall Street Journal ise “Türkiye’nin kur krizi ekonomiyi tehdit ediyor ve Erdoğan yönetimini zora sokuyor” başlığını atarak “Kur krizi Türkiye ekonomisini sallıyor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık 20 yıllık yönetimini tehlikeye atıyor ve yıllardır ekonomik büyümenin tadını çıkaran ülkede yaşam standartlarını altüst ediyor” ifadelerini kullandı.

‘TCMB YOĞUN BASKI ALTINDA’

Financial Times Merkez Bankası kararı sonrası Türk Lirası’nın yeni bir rekor değer kaybı yaşadığına dikkat çekerek “Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük borçlanma maliyetine olan takıntısının zaten aşırı olan enflasyonu daha da kötüleştireceği endişelerini artırıyor” ifadesini kullandı. Haberde Merkez Bankası’nın artan tüketici fiyatlarının arkasındaki birçok faktörün ‘para politikası kontrolünün ötesinde’ olduğunu ve Aralık ayında faiz indirimi döngüsünü sonlandırmayı düşünebileceğini açıkladığını aktardı. Financial Times’a konuşan, gelişmekte olan piyasalar yatırımcısı GAM’dan Paul McNamara, “Bunu neden yaptıklarını anlamak güç” değerlendirmesinde bulundu. Salgın sonrası Türkiye ekonomisinin bazı yönleriyle umut verdiğini hatırlatan McNamara “Zayıf bir Türk Lirası için tek itici güç politikanın görünümü” ifadelerine yer verdi. Merkez Bankası’nın Erdoğan’ın yoğun baskısı altında olduğunu da vurgulayan Financial Times, Erdoğan’ın, genel kabule aykırı olarak, yüksek faizin enflasyonu artırdığını savunduğunu hatırlattı. Gazete, düşük faiz ve beraberindeki zayıf para biriminin genellikle enflasyonu daha da kötüleştirdiğini, çünkü ithal edilen ürünlerin maliyetini artırdığını ve bir kısır döngü yarattığını belirtiyor.

‘BU ORTAMDA GEVŞEME OLDUKÇA İLGİNÇ’

ABD’li bankacılık devi JP Morgan’dan Türkiye ekonomisi ile ilgili ‘Aralık’ta yeni indirim’ iddiası geldi. TCMB’nin politika faizini 100 baz puan indirdiğine işaret eden JP Morgan, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ara vermeden önce aralık ayında nihai bir faiz indirimi planladığına işaret ettiğini öne sürdü. “TCMB Para Politikası Kurulu’nun piyasadaki oynaklığı görmezden gelerek beklentiler doğrultusunda politika faizini 100 baz puan indirdiğine” işaret eden JP Morgan, TCMB’nin yeni bir faiz indiriminin de sinyalini verdiğini savundu. Kurum “Bu bizim beklentilerimize ve piyasanın ortak görüşüne paralel bir adım oldu. Fiyat baskısının yüksek, yıllık enflasyonun artışta, iç talebin güçlü ve politika kredibilitesinin kötü olduğu ortamda ciddi parasal gevşeme görmek ilginç oldu. TCMB’nin bu kararının yeni maliyet temelli baskılara yol açmasından ve güçlü bir enflasyon ataleti oluşturmasından endişe ediyoruz” dedi.

‘BUNDAN SONRASI BELİRSİZ’

“Bu şekilde güven sağlanmaz” diyen VP Bank baş ekonomisti Thomas Gietzel şu yorumu yaptı: “Devalüasyon faiz indirimleri ile ivme kazanıyor. Para birimi ne kadar zayıfsa yurt dışından mallar o kadar pahalı olur. Bu, düşük enflasyon oranına ters düşüyor. Merkez Bankası’nın rotası ateşle oynuyor. Özellikle daha fazla faiz indirimi göz ardı edilemediği için. Bundan sonra neler olacağı son derece belirsiz. TCMB’nin politikayı sıkılaştırma konusundaki isteksizliğinin Türk varlıklarının (TL dahil) daha fazla satılmasına, enflasyon beklentilerinin yükselmesine ve yüksek faiz talebinin daha da artmasına neden olması sebebiyle kendi kendini yaratan bir kısır döngü oluşturma riskiyle karşı karşıya.”

‘MERKEZ ZAYIF TL’DE DAHA TOLERANSLI’

Londra merkezli Capital Economics’ten gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti Jason Tuvey, faiz indirimine dair değerlendirmesinde “TL’de son günlerde yaşanan sert düşüş Merkez Bankası’nın Erdoğan’a karşı gelmesine yetmemiş olacak ki politika faizinde 100 baz puan indirimini yaptı. Karar, Türkiye’de para politikasının Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda dikte edildiğinin ve TCMB’nin geçmişte olduğunun aksine zayıf TL konusunda daha toleranslı olduğunun da bir hatırlatması” diye konuştu.

KARAR