Tarihteki Kutsal Duygu Aşamaları:
Marksist felsefe, konuyu ekonomik yönden ele alır ve toplumların gelişmesini beş aşamada açıklar:
Tarihteki Kutsal Duygu Aşamaları
Yusuf Gündüz'ün bu metni, toplumların gelişim süreçlerini duygusal ve politik açıdan inceleyen bir çerçeve sunuyor. Yazar, kutsal duygusal aşamalar ve toplumların tarihi evrimini psikopolitik bir bakış açısıyla ele alıyor. Özellikle Türkiye'nin tarihsel, politik ve toplumsal gelişimi üzerine odaklanan bu yazıda, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş süreci, ulusal duygu, milliyetçilik ve kutsal duyguların evrimi anlatılıyor.
Kutsal Duygusal Aşamalar
Gündüz, tarihin başlangıcından bu yana toplumların kutsal duygusal aşamalarını şu şekilde sıralıyor:
- Aile
- İlkel Komün
- Kabile
- Aşiret
- İmparatorluk
- Ulus Devlet
- Hümanist Devlet
- Komünist Devlet (Son aşama)
Bu aşamalar, insanlık tarihindeki toplumsal ve duygusal gelişimi ifade ederken, bireydeki kutsal duygusal aşamaları ise ayrı bir kategori olarak değerlendiriyor.
Türkiye’nin Psikopolitik Tarihi
Gündüz, Osmanlı İmparatorluğu’nun din devleti yapısından Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet yapısına geçişini ele alıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte halkın, milliyetçilik ve din duygularından ulusal duygu aşamasına geçtiği vurgulanıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleştirilen reformlar ve değişimlerle toplumun modernleşmeye başladığı, bu süreçte CHP’nin büyük rol oynadığı belirtiliyor.
Siyasi ve Toplumsal Çalkantılar
Yazar, Türkiye’nin 1945'te toprak reformu yasasıyla birlikte yaşadığı siyasi çalkantılara da değiniyor. Demokrat Parti'nin kuruluşu ve dini söylemlerle propaganda yaparak iktidara gelmesi, köylerde halkın komünizmle korkutulması gibi olaylar, Türkiye'nin psikopolitik tarihindeki önemli dönemeçler olarak aktarılıyor. Köy Enstitüleri ve komünizm karşıtlığı da metinde detaylıca ele alınan konular arasında.
Komünist Yönetim ve Gelecek Üzerine
Metin, Hindistan ve Türkiye örnekleri üzerinden komünist yönetimlerin toplumsal etkilerini inceliyor. Tunceli’de oluşan komünist belediye yönetiminin, Türkiye'deki hümanist aşamada bulunan bireyler tarafından kucaklanıp büyüyebileceği fikri tartışılıyor. Nazım Hikmet’in "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine..." dizeleriyle ideal bir toplumun özlemi dile getiriliyor.
Sonuç
Yusuf Gündüz'ün bu eseri, toplumların duygusal ve politik evrimini birey ve toplumsal düzeyde ele alarak, tarihsel süreçlerin bireyin kutsal duyguları üzerindeki etkilerini anlamaya çalışıyor. Bu bağlamda, toplumun geçmişten bugüne yaşadığı psikopolitik çalkantıları ve gelecekte nasıl bir gelişim süreci izleyebileceğini tartışıyor.