TBB Başkanı Metin Feyzioğlu bu sefer doğru yolda…

Metin Feyzioğlu’nu o kıyafetle görünce şaşırdım. Baktım rahat bir kişi. Güzel konuşuyor.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu bu sefer doğru yolda…




TBB Başkanı Metin Feyzioğlu bu sefer doğru yolda…

Metin Feyzioğlu ile aramız biraz limonidir. Ama doğruları söylemek ve yazmak zorundayım.

Neden limoni diye soranlara kısa bilgi verebilirim.

Metin Feyzioğlu, Ankara Baro Başkanı olduğu dönemde CHP Genel Başkanlığı için İzmir’e nabız yoklama düşüncesiyle gelmişti / getirilmişti. İnşaat işleriyle uğraşan birileri de ön ayak olmuş, gazetecilerle bir toplantı tertiplemişti. Yanlış hatırlamıyorsam, İzmir Oteli’nin terasında kahvaltıya davet edildik. Normal şartlarda CHP ile ilgili bir toplantıya Yusuf İnan’ın davet edilme olasılığı sıfırdır. Ama toplantıyı tertip eden arkadaş “bu toplantıda senin mutlaka olman lazım” deyince kabul etmiştim.

Her şey çok güzeldi. Kahvaltı masasında kuş sütü eksik değildi. Çaylar içiliyor, ikramlar yeniliyor, Metin Feyzioğlu da konuşuyordu.

Kahvaltı masasının kallavi olduğunu tahmin ettiğim için, akşamdan yemek yememiştim (!)

Hem kahvaltıya saldırıyorum, hem de Feyzioğlu’nu dinliyorum.

Sadede gelmeden önce bir ayrıntıyı yazmak zorundayım. Metin Feyzioğlu toplantıya, üzerine bol gelen bir kot pantolon ve pembemsi bir gömlek ile katıldı.

İzmir’in CHP aşığı tüm gazeteci ve yazarları masada, Feyzioğlu’nun en yakınındaydılar.

Kahvaltıdaki hava “CHP nasıl kurtulur” tarzındaydı.

Hatta daha ileri bir durum söz konusuydu. Bazı gazeteci ve muhabir arkadaşların üzüntüden gözleri nemlenmiş, dokunsan ağlayacak haldeydiler.

Benim toplantıda olmam nedeniyle, kendilerini fazla da salmıyorlar ama ara ara unutup gözlerinden inci gibi yaş döküyorlardı.

Metin Feyzioğlu’nu o kıyafetle görünce şaşırmıştım. Baktım rahat bir kişi. Güzel de konuşuyor.

Ak Parti Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyor.

İzmir’de Yusuf İnan denilince CHP düşmanı, Ak Partili olarak biliniyor. Herkes de benden çekiniyor. (Halbuki çekinilecek biri değilim.) CHP düşmanı hiç değilim. Sadece doğruları araştırıyor, yazıyorum.

Metin Feyzioğlu konuşmasında, Erdoğan seçimlerde yüzde 40–46 oy alıyor, adama yetmiyor. Adam yüzde yüzü almak istiyor. Sözleriyle Erdoğan’ı eleştirdi. Arkasından da Ankara Baro Başkanlığı seçimlerinde aldıkları oy oranının yeterli olmadığını, yüzde yüzüne talip olduğunu söyledi.

Ben gazeteciyim.

Söze girerek, Sayın Feyzioğlu bu sözünüzle Erdoğan’ın izinden gitmek istediğinizin farkında mısınız, dedim ve ip koptu.

O sakin, güler yüzlü adam, Metin Feyzioğlu gitti, yerine çabuk sinirlenen biri geldi. Masadan ani bir hareketle kalktı ve toplantıyı terk etti.

Herkes bana bakıyor, ben de havaya suya.

Yahu ben ne dedim?

O toplantıya ben kendim gelmedim. Gazete sahibi, gazeteci ve yazar olarak davet edildim. Benim Milliyetçi, Muhafazakar ve Doğrucu Davut bir gazeteci olduğumu o toplantıya katılan herkes biliyordu.

Davet edenler de.

Ne yapmalıydım. Herkes gibi ağzımı açıp, Feyzioğlu ne derse hayran hayran bakmalı mıydım?

Tek yaptığım birkaç soru sordum, toplantıda yaşananları YerelGundem.com’da yazdım.

O günden, bugüne Metin Feyzioğlu ile aramız limonidir.

Keşke sussaydım da daha fazla konuşsaydı. Metin Feyzioğlu o toplantıda çok orijinal hikayeler anlattı.

Siz her şeyi bırakıp dağa, tepeye çıksanız, siyasetten kaçsanız, ülkeyi terk etseniz de siyaset sizi bulur, içine hem de tam göbeğine çeker” demişti.

Öngörüsü ve ileri görüşlülüğü için kendisine saygım sonsuz.

Yargıtay Başkanlığı’nın davetine katılmak istemeyen 42 baroya rağmen, kendisi TBB Başkanı olarak davete icabet edeceğini, davette bir de konuşma yapacağını açıkladı.

 

 

Açıklamasından bazı bölümleri sizlerle de paylaşmak istiyorum.

-“Adli yıl açılışının çok önemli bir diyalog zemini olduğunu biliyoruz ”

-“Yargı Reformu değerli bir çalışmadır, inşallah ekimde yasalaşacak, Türkiye’nin önünü açacaktır”

-“Türkiye’nin normalleşmesi sürecinde Yargıtay Başkanlığımız önemli bir adım attı, bize elini uzattı. Biz de elimizi uzattık. Tuzu kuru olanların ne dediği çok önemli değil. Adli yıl açılışının çok önemli bir diyalog zemini olduğunu biliyoruz.”

-“Türkiye’de binlerce genç avukatın çay parası yok. 5 yıldan az kıdemli 40 bin avukat var. 10 günde 600 avukat eklenmiş aramıza ve daha yağıyor bunlar. Yargı reformunu çıkarmak zorundayız”

-“Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili ve üyeleriyle gideceksiniz, görüşeceksiniz, özçekimler yapacaksınız ama ‘Cumhurbaşkanı ile görüşmem’ diyeceksiniz. Yapmayın Allah aşkına, burada samimiyet nerede? Bunu son derece çelişkili buluyorum”

TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun bu açıklamalarına bakılırsa, kendisine CHP Genel Başkanlığı’ndan da ileri seviyede bir sorumluluk yüklediğini görüyoruz.

Metin Feyzioğlu’nu kimse küçümsemesin. O, Ergenekon sürecinde de önemli görevler üstlenmiş, başarıya da ulaşmıştı. Şimdi Yargı Reformu ile ilgili daha üst düzey bir sorumluluk taşıdığını anlatmak istiyor.

Baroların verdiği mesaja da saygı duyuyorum. Tepki amacına ulaşmıştır. Verilen mesaj herkesin malumudur.

Diyalog zemini herkes için gereklidir. Çatışma ortamı kimseye fayda sağlamaz. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin sorunlarını çözmek için varız, çözümsüzlük üretmek, kaos çıkarmak için değil.

İzmir Barosu’nun yaktığı çoban ateşini herkes fark etti.

İnşallah bundan sonra da “adalet ve yargı bağımsızlığı” hassasiyetlerini devam ettirirler.

Suçsuz insanları, gazetecileri CHP düşmanı ilan ederek, İzmir Adliyesinde Adli Mobbing’e maruz bırakmazlar.

Bu ülke insanları, Nazım Usta’nın “Davet” şirinde dediği “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim…” Felsefesini yaşamak, yaşatmak, asırlık hasreti sona erdirmek istiyor.

Biz de, hepimiz o ideale doğru, birlikte bir orman gibi kardeşçesine yürümek istiyoruz.

 

DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim….

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim…

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]