TBMM açılışında neler yaşandı?

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık

TBMM açılışında neler yaşandı?


TBMM Genel Kurulu 27. Dönem 3. Yasama Yılı çalışmalarına başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis Genel Kurulu'na hitap etti.

27. Dönem 3. Yasama Yılı, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un açılış konuşmasıyla başladı. Şentop'un konuşmasının ardından  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Genel Kurula hitap etmek üzere Meclis kürsüsüne geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşmasında şunları söyledi:

''Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile cumhuriyetimizin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında canları pahasına mücadele eden güvenlik güçlerimizin her birini Rabbim muhafaza buyursun diyorum. Bu yıl İstiklal Harbimizin başlamasının 100. yıl dönümü.

Dünyada böylesine derin yaygın ve kesintisiz devlet tecrübesine sahip bir başka millet yoktur. Türkiye'yi sınırları cetvelle çizilmiş bağımsızlığı bahşedilmiş hedefleri olmayan toplumlarla karıştıranlar oluyor. 15 Temmuz gecesi bu millete sıkılan her kurşun bizi büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolundan vazgeçirmek bir yana kararlılığımızı daha da perçinlemiştir. 15 Temmuz'da TBMM ikinci defa gazilik unvanıyla şereflenmiştir. Milli iradenin üstünlüğü yerine küçük bir azınlığın çıkarlarını korumayı amaçlayan tüm darbelerin ilk hedefinde hep bu Meclis olmuştur.''

''BİZ ÇEVREMİZE SADECE YARDIM ETMEK ANLAYIŞIYLA BAKIYORUZ''

Bugün bölgemizde ve dünyada kalbiyle ve gözüyle bizi takip eden yüz milyonlarca insan bulunuyor. Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetimiz ilhak istismar amaçlı değildir. Kendi güvenliğimiz adına neyin peşindeysek yakındaki ve uzaktaki tüm dostlarımız için aynı mücadeleyi veriyoruz. Biz çevremize sadece yardım etmek anlayışıyla bakıyoruz. Türk milletini diğerlerinden ayıran bu insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz. Akdeniz'in Ege'nin Karadeniz'in her karışındaki gelişme bizi doğrudan ilgilendirir. Suriyeli kardeşlerimiz rejimin baskısı altında ezildiğinde yine gönlümüzün ve sınırlarımızın kapılarını açtık.

''HİÇBİR ÜLKE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI''

Suriye krizi uzadığı için, halen sınırlarımız içinde yaşayan 3 milyon 650 bin misafirimizin yol açtığı ekonomik, sosyal ve kültürel sınamaların tabii ki farkındayız. Türkiye’den başka böyle bir yükü omuzlayabilecek ve bu kadar uzun süre yönetebilecek bir başka ülke olmadığını da biliyoruz. Bununla birlikte, milyonlarca sığınmacıyı ilanihaye kendi topraklarımızda misafir etmeye devam etmek gibi bir düşüncemiz de yoktur. Yaklaşık 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz bu insanların evleri, yurtları, vatanları zaten vardır. Bize düşen, sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli bir iklimi oluşturmaktır. Bu konuda uluslararası topluma şimdiye kadar pek çok çağrıda bulunduk. Bundan 4 yıl önce Antalya'daki G20 Zirvesi'nde Suriye güvenli bölge oluşturmayı teklif ettim. Söze gelince herkes memnuniyetle karşılarken hiçbir ülke elini taşın altına koymadı.

''GERİ DÖNEN SURİYELİ SIĞINMACI SAYISI 360 BİNİ BULDU''

Şimdiye kadar, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönen Suriyeli sığınmacı sayısı 360 bini buldu. Suriye’deki mevcudiyetimizin tek sebebi, sınırlarımıza yönelik terör tehditlerinin, aynı zamanda ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de engelleyen bir bariyer haline dönüşmüş olmasıdır. Fırat'ın doğusu olarak ifade ettiğimiz bölge ile ilgili uzun ve zahmetli süreç yaşadık. Öncelikle şu hususu bir kez daha sizlerle milletimizle tüm dünya ile paylaşmak istiyorum Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanadır. Biz asla savaştan kan dökülmesinden ölümden yana değiliz. Hem kendimiz hem de tüm Suriye halkı için güvenli bir gelecek istiyoruz. Birileri bize diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye böyle alçakça oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir? Türkiye masa başında yazılan senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir? Böyle düşünenler varsa kusura bakmasın milletimizi de bizi de tanımıyor demektir. Biz bu dayatmaya rıza göstermeyiz. Millet olarak gerekirse ser veririz ama istiklalimizden ve onurumuzdan kesinlikle taviz vermeyiz.  Türkiye, kendi güvenliğini ve kardeşlerinin geleceğini, bölgede hesabı olan güçlerin keyfine terk edecek değildir.

FIRAT'IN DOĞUSUNA HAREKAT MESAJI

Türkiye'nin artık bu konuda kaybedecek tek bir günü dahi yoktur. Kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır. Hiç şüphesiz işimiz kolay olmayacak. Allah'ın yardımı sayesinde bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan şüphe duymuyorum.

''BANKACILIK SİSTEMİMİZ GÜÇLÜ YAPISINI KORUYOR''

Finansal dalgalanma faizlerden enflasyona kadar pek çok zincirleme etkiye yol açtı. Ağustos ayındaki sıkıntının ardından ekonomi yönetimiz pek çok önlem almıştır. Saldırı dalgasının ilk ayağı olan döviz kuru istikrarlı çizgiye oturtulmuştur. Bankacılık sistemimiz güçlü yapısını koruyor. Önümüzdeki günlerde enflasyonun yeniden tek haneli rakama ineceğine inanıyorum. Merkez Bankamızın döviz rezervleri yeniden 100 milyar doların üzerine çıktı. Şu aralar 103 milyar dolar seviyesine ulaştı. IMF defterini, tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattığımızı, altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Turizmde çok bereketli ve karlı bir sezon geçiriyoruz. Muhtemelen bu yıl tüm zamanların turist rekorunu kıracağız. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirene kadar durup dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz.

YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Böylesine önemli bir konunun, Meclis’te mümkün olan en geniş uzlaşmayla tartışılması ve kabul edilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Daha çok hak ve özgürlükleri genişletmeyi amaçlayan hususları içeren bu paketi yenileri takip edecektir. Gerek komisyonlarda, gerekse genel kurulda bu reform paketlerinin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyoruz.

İSTANBUL'DA 5,8'LİK DEPREM

"İstanbul'da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki deprem bize karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi bir kez daha hatırlattı. Önümüzde 1,5 milyon acil dönüşüm bekleyen yapı var. Hem kriz hem de risk yönetimini birlikte yaparak 81 ilde afetlere hazırlık yapıyoruz. Deprem gibi hayati meselelerin siyaset üstü olduğuna ve bu şekilde konuşulması, tartışılması, çalışılması gerektiğine inanıyoruz. Aksi yöndeki her tavır ve beyan, hiç kimseye, ülkemize zarar vermekten başka fayda sağlamayacaktır."

TBMM BAŞKANI ŞENTOP'UN KONUŞMASI

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise, yaptığı konuşmada ''Bu yasama yılı içerisinde 23 Nisan 2020'de TBMM'nin kuruluşunun 100. yıl dönümünü kutlayacağız. Böylesi anlamlı yıl dönümünde bu çatı altında olmanın ayrı bir manası var. Milletvekillerimiz yoğun bir tempoyla zor şartlar altında çalışmaktadır. Milletimizin gözü buradadır. İçinde şiddetin onaylanmasına dair niyet taşıyan her söylem Türkiye'ye suikasttır. Sırtını şiddete dayayan her yapı millete mağlup olacaktır. Yegane ölçümüz dünya barışı ve adaleti temel almaktır. Türkiye bugün kendi sınırlarını aşan bir umudun ve insanlık davasının adıdır. Yüce Meclisimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde milletimizin bizden beklentisi fikir ve telakki farklılıklarımıza rağmen mutabakatla hareket etmemiz, milli çıkarlarımızın tahakkuku için el birliği yapmamızdır'' ifadelerini kullandı.

Kaynak Yeniçağ: TBMM açılışında neler yaşandı?