TCMB Bu Kez Faiz İndirimine Gitmedi

“Yüksek küresel enflasyonun etkileri yakından izlenmektedir”

TCMB Bu Kez Faiz İndirimine Gitmedi


TCMB Bu Kez Faiz İndirimine Gitmedi

Geçtiğimiz ay “politika faizi” olarak tanımlanan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 9’dan yüzde 8,5’e indiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bu ayki toplantısında faiz oranını sabit tuttu.

18 Mart 2021’de politika faizini yüzde 17’den yüzde 19’a yükselttikten iki gün sonra görevden alınan Naci Ağbal’ın yerine göreve getirilen Şekip Kavcıoğlu’nun başkanlığındaki Merkez Bankası, Eylül 2021’den bu yana sekiz kez politika faizinde indirime gitmişti.

“Yüksek küresel enflasyonun etkileri yakından izlenmektedir”

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile birlikte Taha Çakmak, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Emrah Şener’den oluşan PPK, Türkiye ekonomisinin olumlu işaretler vermesine rağmen uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonun yüksek seviyelerde olduğunu savundu.

Yapılan açıklamada, “Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmekte, finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu gözlenmektedir. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir” ifadeleri kullanıldı.

“Depremin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir”

6 Şubat depreminin yarattığı etkilerin de yakından takip edildiğini vurgulayan PPK, 14 Mayıs’taki seçime kadar faiz indirimine başvurmayacağı yönünde işaret de verdi:

“Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir. Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir.”

Hilmi Hacaloğlu / voa