Temel Karamollaoğlu: Twitter adliye koridorlarına döndü

MALAZGİRT ZAFERİ İLE BARIŞ VE ESENLİK GELDİ

Temel Karamollaoğlu: Twitter adliye koridorlarına döndü




Temel Karamollaoğlu: Twitter adliye koridorlarına döndü

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Bir ülke düşünün ki millet adaleti sosyal medya üzerinden sağlamaya çalışsın. Adeta Twitter adliye koridorlarına döndü." dedi. 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Balgat Eğitim Merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin konuştu. Karamollaoğlu, "Bugün Türkiye’nin her alanda devasa problemleri var ama en büyük problem adalet mefhumunun bozulmasıdır. Bir ülke düşünün ki millet adaleti sosyal medya üzerinden sağlamaya çalışsın. Her gün Twitter’da bir suçlunun yakalanıp ceza alabilmesi için kampanyalar düzenlenir hale geldi. Adeta Twitter adliye koridorlarına döndü." dedi. 

MALAZGİRT ZAFERİ İLE BARIŞ VE ESENLİK GELDİ

Anadolu'nun barış ve esenlik yurdu haline gelmesini sağlayan Malazgirt Zaferi'nin 949. yıl dönümünün kutlandığını belirten Karamollaoğlu, bu zaferin Anadolu'nun kapılarının Türk milletine açılmasının simgesi olduğunu ifade etti.

HAÇLI SEFERLERİNİ GÖĞÜSLERİNDEKİ İMANLA SÖNDÜRDÜLER

Karamollaoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın da 98. yıl dönümünün kutlandığını hatırlatarak, bu zaferle o tarihte yaşanan büyük imkansızlıklara rağmen manda ve himayeyi kabul etmeyen ve tam bağımsızlık yolunda canını vermeyi göze alan Milli Mücadele kahramanlarının, Anadolu'da icra edilmeye çalışılan haçlı seferlerini göğüslerindeki imanla söndürdüğünü dile getirdi.

TARİHİ OLAYLARI KUTUPLAŞTIRMA ARACINA DÖNÜŞTÜRMEYİN

Karamollaoğlu, tarihi olayları anarken, bir uyarı yapmayı da kendisine bir görev addettiğini vurgulayarak, "Tarihi olayları bir kutuplaştırma aracına dönüştürmek bilinmeli ki hiç kimseye fayda sağlamaz. Bu tarih hepimizin tarihidir. Malazgirt de bizimdir, 30 Ağustos da bizimdir. İstanbul'un fethi de bizimdir, 23 Nisan da bizimdir. Bu anlayışa ne kadar sahip çıkarsak, bu ülkede birlik beraberliği o kadar koruyabiliriz kanaatindeyim." diye konuştu.

GİRESUN'DAKİ FELAKET BİR SONUÇTUR

Giresun'da yaşanan sel felaketi sonrasında ortaya çıkan tablonun milleti derinden üzdüğünü belirten Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Bilmeliyiz ki bu felaket bir sonuçtur; neyin sonucu? Doğayı betona kurban etmenin sonucu. Şehrin silueti bozuldu diyorlar, eğer siz doğanın siluetini bozarsınız elbette bu felaketlerle karşı karşıya geliriz. Böyle bir felaketle karşı karşıya kalmamak için madde madde önerilerimizi sıralamak istiyorum:

1. Betonlaşma zihniyetinden ülkemiz muhakkak kurtarılmalıdır

2. İmar izinlerinde çevre faktörü dikkate alınmalı, dere yataklarına bina yapımına izin verilmemelidir.

3. HES’lerin doğaya yaptığı tahribatı gidermek için gerekli tedbirler alınmalıdır. Buradan sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, bütün Giresun halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah bir daha böyle bir felaketle karşılaşmaktan bütün milletimizi korusun."

Karamollaoğlu, Adana'nın Kozan ilçesindeki orman yangınıyla ilgili süreci yakından takip ettiklerini anlatarak, Kozan halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.

BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN Kİ MİLLET ADALETİ SOSYAL MEDYADA ARIYOR

Türkiye'de adalet mefhumunun bozulduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, "Adalet mülkün temelidir, mülk ise devlettir. Temeli sağlam olmayan bir devlet ayakta duramaz." dedi. Karamollaoğlu, "Bugün Türkiye’nin her alanda devasa problemleri var ama en büyük problem adalet mefhumunun bozulmasıdır. Bir ülke düşünün ki millet adaleti sosyal medya üzerinden sağlamaya çalışsın. Her gün Twitter’da bir suçlunun yakalanıp ceza alabilmesi için kampanyalar düzenlenir hale geldi. Adeta Twitter adliye koridorlarına döndü. Çok açık bir şekilde söylemek istiyorum bir ülkede adalet sosyal medya üzerinden sağlanmaya çalışılıyorsa o ülkede adalet yok demektir. Adaletin olmadığı yerde ise zulüm var demektir. Âlimler der ki Allah, kafir de olsa adaletli devlete yardım eder, Mü'min de olsa zalim devlete yardım etmez. Bu anlayış unutulmamalı yaşanan hukuksuzluklar el birliği ile ortadan kaldırmalıdır. Adalet iktidarın benim dediğim yapılsın mantığı ile ortaya çıkmaz, muhalefet ve toplum adaletten emin olduğunu açıkça dile getirmedikçe o ülkede adaletin var olduğunu söylemek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE MÜSTEMLEKE ÜLKESİ DEĞİL

ABD'nin Demokrat Partili Başkan Adayı Joe Biden'ın Türkiye'ye yönelik açıklamalarını aynı günlerde en sert şekilde kınadıklarına dikkati çeken Temel Karamollaoğlu, kimsenin Türkiye'yi bir müstemleke ülkesi gibi görmeye hakkı olmadığının altını çizdi.

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Biden'a yönelik açıklamalarını değerlendirerek, şunları kaydetti:

"Kimsenin Türkiye’yi müstemleke ülkesi gibi görmeye hakkı yoktur; biz ABD gibi sadece zulme dayalı 200 yıllık devlet değiliz sadece Osmanlı Devleti’nin 600 yıllık tarihi vardır... Bu asla unutulmamalıdır. Fakat böyle köklü bir geleneğin bugünkü temsilcisi olan ülkemiz maalesef Biden konusunda çok çelişkili bir manzara ile karşı karşıya kalmıştır. Günler sonra ilk defa konuya değinen Sn. Erdoğan diyor ki;  “Ya dostluğumuz var ya. Oturup konuşmuşluğumuz, çay içmişliğimiz var ya. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın?" diye sitem ediyor.
Geçmişte Trump’ın yazdığı hakaret dolu mektuba bile biz doğru dürüst tavır sergileyemedik. Böyle bir tavır Türkiye’yi mahcup bir duruma düşürür. Şimdi bunun üzerine Türkiye’de sanki kahramanlık yapıyorlarmış gibi bir politika izliyorlarmış gibi hava oluşturmak akıllara ziyan. İktidarın yapması gereken ilk iş muhalefeti de kucaklayarak biz kendi içimizdeki problemleri müzakere edebiliriz ama affedersiniz size halt etmek düşer demek icap ederdi. Burada iktidarın sanki muhalefet ses çıkarmamış gibi kendisine bir pay çıkarmaya çalışması bunu da eline yüzüne bulaştırması iktidarın affedilebilir bir tavır değil. Bu ülkenin problemlerinin çözümünde farklı kanaatlerimiz olabilir ama eninde sonunda birbirimizin kardeşiyiz, dostuyuz.
Yanlışlarımızı söylemek hatalarımızı söylemek bizi birbirimizin hasmı yapmaz. Bunca olay yaşandı, 15 Temmuzları gördük, Irak’ın Suriye’nin hali ortada ama siz hala Amerika’yı dost zannediyorsunuz. BOP’u bizim faydamıza zannederek eş başkanlığını bile üstleniyoruz. Böyle bir mantık Türkiye’yi hiçbir yere götürmez. Çünkü bilmeliyiz ki BOP projesi Büyük İsrail Projesi’nin başka bir isimle anılmasından ibarettir. Türkiye’nin Katar ve İran dışında dostu kalmamıştır, her ülke ile kavgalı bir durumdadır. Düşünün birbirleri ile barışmayan ABD ve Rusya’yı hem Libya’da hem Suriye’de bizim karşımızda bir araya getirmiştir. Bu beceriksizliğin açık fotoğrafıdır. Bizim nerede ne hata yaptık demeye ihtiyacımız vardır."
MİLLİ GAZETE