Toplama kampında tutulan Uygur kadın anlattı, Japon sanatçı çizdi: Kamplarda yaşananlar çizgi roman oldu
Celilova'nın toplama kamplarında yaşadıklarını dinleyerek kağıda döktü
Toplama kampında tutulan Uygur kadın anlattı, Japon sanatçı çizdi: Kamplarda yaşananlar çizgi roman oldu
Japon çizer Tomomi Shimizu, Uygur Türkü Gülbahar Celilova'nın toplama kamplarında yaşadıklarını dinleyerek kağıda döktü
Japon çizer Shimizu Tomomi, Pekin yönetiminin toplama kamplarına kapattığı Uygurlardan biri olan Gülbahar Celilova'nın kamptaki tanıklıklarını çizgilerle anlattı.
"Geçmişim: Uygur Kadının Tanıklığı" ismiyle yayınlanan çizgilerde, kamp koşulları ve Çinli görevlilerin kamplara konulan Uygurlara yönelik muameleleri anlatılıyor.
Bu kitap, Tomomi'nin aynı konuyu işlediği ikinci eseri.
Kazakistan vatandaşı bir Uygur Türkü olan Celilova, Kazakistan ile Uygur Özerk Bölgesi arasında ticaret yapıyordu.
2017 yılında Urumçi'de tutuklanan Celilova, 1 yıl 3 ay boyunca kampta tutuldu.
Kamptaki hücrelerin tavanında televizyon bulunduğunu ve bu televizyonlardan Çin Devlet Başkanı Ji Chinping'in konuşmalarının yayınlandığını anlatan Celilova, kişi başı sadece bir forma veriliğini, saçlarının bitlendiği için kesildiğini ve kasta tutulanların deri hastalıklarına yakalandığını söyledi.
Celilova'ya göre tutuklananların en küçüğü 14, en büyüğü ise 80 yaşındaydı.
''Herkes 5 Çince şarkı ezberlemeye zorlanıyordu''
Tutuklulara günde sadece bir kez 15 santim uzunluğunda, 7 santim eninde tuvalet kağıdı verildiğini, suyu abdest almak için kullandıklarında cezalandırıldıklarını anlatan Celilova, herkesin 5 Çince şarkı ezberlemek zorunda bırakıldığını, denetleme yapıldığında ise emirle bu şarkıyı söylemek zorunda olduklarını ifade etti.
Bize her gün kendi günahlarınızı ve bir düşünce mektubu yazın diyerek kağıt ve kalem dağıtıyorlardı. Kağıda, ‘Zihnim temizlendi, zihnim gelişti, parti iyi, çıktığım zaman parti için çalışacağım' yazdım.
Yazar, avukat, profesör, sanatçı gibi ünlülerden çok fazla kişi tutuklanmıştı. Hastanede doğum yaptıktan hemen sonra tutuklananlar da vardı. Hastaneden çıkmasıyla bebeğinde ayırıp tutukladılar. Annenin göğsünden anne sütü akmaya başladı. Ilık su alıp bu kadına yardım edelim dedik ama bize izin vermediler. Polis bu kadına ‘Anne sütünü tuvalete sağıp çıkar' diye emir verdi. O kadın polislerin gözünün önünde sütünü kendi elleriyle sağmaya zorlandı.
''Kadınların durumunu dünyaya anlatmazsam onlara ihanet etmiş olurdum''
Kamptan çıktıktan sonra ailesini geride bırakarak Türkiye'ye geldiğini anlatan Celilova, Tomomi'ye şunları söyledi: Elimde kamplarda tutulan 200 kadının tutuklanma sebepleri, ismi ve yaşı var. Gizlice konuştuğum kadınlar vardı. Kadınların durumunu dünyaya anlatmazsam onlara ihanet etmiş olurdum. Bundan sonra ben de onların sesi olmaya karar verdim.
The Independentturkish