Trump’ın Dönüşü: Türkiye İçin F-35 Yaptırımları Hafifler Mi?

S-400 Krizi: Türkiye'nin F-35 Yolundaki Engeli

Trump’ın Dönüşü: Türkiye İçin F-35 Yaptırımları Hafifler Mi?


Trump’ın Dönüşü: Türkiye İçin F-35 Yaptırımları Hafifler Mi?

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 Kasım’da gerçekleşen başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump’ın ikinci dönem başkanlığı, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olabilir. Trump’ın özellikle F-35 yaptırımları, S-400 anlaşmazlığı ve Orta Doğu politikalarındaki tavrı merakla bekleniyor. Türkiye’nin savunma sanayisi üzerindeki ABD yaptırımlarını hafifletme ihtimali ise gündemin önemli başlıklarından biri.


S-400 Krizi: Türkiye'nin F-35 Yolundaki Engeli

Prof. Dr. İlter Turan, Trump’ın ikinci başkanlık döneminde Türkiye-ABD ilişkilerindeki olası değişimleri değerlendirerek, F-35 programına yönelik yaptırımların kalkmasının Türkiye’nin atacağı adımlara bağlı olduğunu belirtti.

Turan, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini Rusya’dan satın almasının Trump yönetimi tarafından hoş karşılanmadığını hatırlatarak, şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye, S-400’leri kullanmayacağı taahhüdünde bulundu. Trump, mevcut yönetimden daha esnek olabilir ve bu gerekçeyi tatmin edici bulabilir."

Turan’a göre, Türkiye’nin S-400 sistemlerini kullanmama, başka bir ülkeye satma veya iade etme gibi seçenekler sunması, yaptırımların kaldırılmasında önemli rol oynayabilir. Ancak ABD Kongresi ve bürokrasisinin bu konuda Trump kadar esnek olmayabileceği de belirtiliyor.


Trump’ın F-16 ve F-35 Konusundaki Tutumu

F-16 savaş uçakları tedarik sürecinin devam ettiğini ifade eden Turan, F-35 yaptırımları konusunda ise belirsizliğin sürdüğünü vurguladı. Trump’ın NATO üyesi ülkelerden daha fazla savunma harcaması talep etmesine rağmen, Türkiye’nin savunma harcamalarındaki artışının olumlu bir etki yaratabileceğini belirtti:

"Trump, S-400’lerin kullanılmayacağı şartıyla F-35’ler için yeni bir adım atabilir. Ancak bu süreç kolay olmayacak."


BRICS Üyeliği: Türkiye’nin Batı’dan Uzaklaşması Mı?

Türkiye’nin BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) üyeliğine olan ilgisi de gündemdeki bir diğer önemli konu. Turan, Türkiye’nin BRICS üyeliğinin kısa vadede ekonomik faydalar sağlamasının zor olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:

"Türkiye’nin dış ticaretinde dolar ve euro hakim. BRICS üyesi ülkelerle ticaret hacmi sınırlı. Bu durum Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini zedeleyebilir."

BRICS üyeliği konusunda dengeli bir yaklaşımın daha sağlıklı olacağını ifade eden Turan, Türkiye’nin ekonomik ve ticari bağlarını riske atmadan alternatif ilişkiler geliştirmesi gerektiğini vurguladı.


Trump ve İsrail: Yeni Dönemde Ne Bekleniyor?

Trump’ın İsrail politikasının ikinci dönem başkanlık sürecinde de dikkat çekeceği belirtiliyor. Prof. Dr. Turan, Trump’ın Netanyahu üzerindeki etkisinin Biden’a kıyasla daha baskıcı olabileceğini ifade etti:

"Trump, İsrail’in saldırgan politikalarına karşı baskı yapabilir. Ancak Gazze’deki saldırıların durdurulması konusunda kesin bir tahminde bulunmak zor."


ABD’nin Orta Doğu’dan Çekilme İhtimali

Trump’ın ilk başkanlık döneminde dile getirdiği “Orta Doğu’dan asker çekme” söylemleri, yeni dönemde de gündemde olabilir. Prof. Dr. Turan, ABD’nin askeri varlığının azalmasının Türkiye için fırsatlar yaratabileceğini ancak bölgedeki diğer güçlerle rekabeti artıracağını belirtti.


Erdoğan-Trump İlişkisi: “Dostluk” Çıkarlara Dayanıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’ı seçim zaferi sonrası tebrik ederken “Dostum Trump” ifadesini kullandı. Ancak Turan, uluslararası siyasette dostlukların çıkar ilişkilerine dayandığını hatırlattı:

"Trump, Türkiye’yi memnun edecek ifadeler kullansa da politikalarını değiştirmesi kolay olmayacak. Dostane ilişkiler, karar alma süreçlerini etkileyebilir ama ABD’nin genel politikası çıkarlar doğrultusunda şekillenmeye devam eder."


Sonuç: Türkiye-ABD İlişkilerinde Yeni Bir Dönem Mi?

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Türkiye için fırsatlar ve zorluklar barındırıyor. Özellikle S-400 ve F-35 konularında Trump’ın daha esnek bir yaklaşım sergileyebileceği düşünülse de, ABD bürokrasisi ve Kongre’nin bu süreçte etkili olmaya devam edeceği öngörülüyor. Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini dengeleyerek alternatif arayışlarını sürdürmesi, yeni dönemin belirleyici unsurlarından biri olacak.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Euro News