TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi

Şebnem Korur Fincancı İstanbul'da gözaltına alındı.

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi




TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi

Şebnem Korur Fincancı İstanbul'da gözaltına alındı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün İstanbul’da gözaltına alındı.

Ankara'ya götürülen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerin tamamlanmasının ardından adliyeye götürüldü.

Fincancı tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.

BM İnsan Hakları Raportörü Mary Lawyor dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Önde gelen Kadın İnsan Hakları Savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın polis tarafından keyfi gözaltına alındığına dair haberlere ilişkin derin endişe duyuyorum. Bu davayı yakından takip edeceğim” demişti

Fincancı hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı operasyonlarında kimyasal silah kullandığı yönündeki iddialarla ilgili yaptığı bir açıklama ardından soruşturma başlatılmış, AKP ve MHP Financı’ya tepki göstermişti.

Kimyasal silah kullanımına dair iddialarla ilgili tartışmaların nasıl başladığını, nasıl geliştiğini ve soruşturmayla ilgili bilinenleri derledik.

Twitter paylaşımını geçin, 1
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu, 1

Şebnem Korur Fincancı kimdir?

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra adli tıp alanında uzmanlık eğitimi aldı.

Yıllar içinde çalışmalarını, ağırlıklı olarak işkence konusunda yoğunlaştırdı.

1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu.

2004’te görevden alındı ancak 2005’te İdare Mahkemesi ve YÖK kararı ile göreve iade edildi.

Çeşitli uluslararası çalışmalara da katıldı.

Örneğin, 1996’da Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin otopsi çalışmalarında yer aldı.

2008 yılında, yaptığı başvuru ardından Ergenekon davasına birey olarak müdahil oldu.

2009 ila 2020 yılları arasında Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) başkanlığını yürüttü.

2020’da ise TTB Merkez Konsey Başkanı seçildi.

Bu görevini yürüten Fincancı ayrıca Evrensel gazetesinin köşe yazarlarından.

'Kimyasal silah' iddiaları

18 Ekim tarihinde PKK’ya yakın medya organlarında yayımlanan bazı haberlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak’ın kuzeyinde örgüte yönelik yürüttüğü operasyonlarda kimyasal silah kullandığı öne sürüldü ve bu iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) konuyla ilgili olarak Meclis’te, Milli Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

HDP’nin tutuklu eski lideri Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, iddialarla ilgili uluslararası bir heyetin bölgeye giderek inceleme yapması gerektiğini savundu ve ekledi:

“Bu görüntülere TBMM ve muhalefet sessiz kalamaz. Bunu sessizlikle geçiştirmek suçu onaylamaktır. Gerekçesi ne olursa olsun kimyasal silah kullanmak dünyanın her yerinde ağır bir suçtur. Böyle bir suçun açık sorumlusu, savaş politikasında sınır tanımayan AKP-MHP iktidarı olur.”

İddialar ardından Fransa'nın başkenti Paris'te, PKK destekçileri tarafından düzenlenen bir gösteri.

MSB’nin tepkisi ne oldu?

MSB ise yayımladığı basın açıklamasıyla iddialara tepki gösterdi.

Açıklamada, 'Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu" belirtildi.

MSB açıklamasında, "Daha önce defalarca açıklandığı gibi Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanmış mühimmat kullanılmamaktadır. Bu tür mühimmat, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi.

Fincancı iddialarla ilgili ne yorum yaptı?  

Fincancı 20 Ekim’de, PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, BM'nin Minnesato Protokolü ilkeleri gereği, bunun bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi.

Görüntülerle ilgili olarak ise “Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda” dedi.

Bu röportajın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fincancı hakkında , "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.

Şebnem Korur Fincancı, yurtdışındaki bir etkinlikte konuşma yaparken.

Soruşturmanın başlatılması sonrası Fincancı, Independent Türkçe’ye verdiği röportajda, Medya Haber TV'deki yayında, ortadaki iddianın araştırılmasını savunduğunu söyledi.

Medya Haber TV’yi de eleştiren Financı, “Medya TV ve ondan haberleştirenlerin sorumsuz habercilik anlayışı var. Sanki ben 'Kimyasal kullanılmıştır' demişim gibi haber yapıyorlar. Öyle bir şey demedim ben. Canlı yayında konuşuyorum. Hani diyorum ki bir kimyasal etkisi olabilir, sinir sistemini de etkileyen, o istemsiz hareketler ama bunun araştırılması gerekir diyorum” dedi.

Erdoğan ve Bahçeli ne tepki verdi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fincancı'ya sert tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilerleyen günlerde yaptığı açıklamalarda hem Financı’yı hem de TTB’yi eleştirdi.  

Erdoğan, "Türk Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak" diye konuştu.

"Böyle bir şahsın adı Türk’le başlayan kurumun başında olmasını milletimizin tüm fertlerini rahatsız ettiğine inanıyorum” diyen Erdoğan, ‘bakanlara da Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdiklerini’ söyledi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, “Şerefli Türk hekimleri hariç, TTB Başkan ve yöneticilerinin en ağır cezalar tatbik edilerek kapısına kilit vurulmasını tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı birliğin isminin başına Türk yazılamaz. TTB'nin tıpla, hekimlikle uzaktan yakından ilgisi kalmamıştır” açıklamasını yaptı

Bahçeli ayrıca, Financı’nın vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini savundu.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise TTB ile ilgili yeni bir düzenleme hazırlık yaptıklarını söyledi:

"Şimdi biz bunun çalışmasını yapıyoruz. Hem Türk Tabipleri Birliği, hem mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz. Türk Tabipleri Birliği'nin 'Türk' ismine hakaret edercesine Türk milletine ve Türkiye Devleti'ne düşmanlık eden, terör örgütlerinin ağzıyla, 'Türk' ifadesini kullanan bir çatının altında görev yapması, bu milletin de devletimizin de kabul edeceği bir iş değildir. O nedenle burada yeni bir düzenleme hazırlığına başlandı.

"Çalışmamız bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kabineye arz edeceğiz. Ondan sonra da parlamentoda Cumhur ittifakı milletvekilleri bunun yasalaşma sürecini takip edecekler."

Soruşturmayla ilgili neler biliniyor?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı’nın, "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla gözaltına alındığını açıkladı.

İstanbul'dan Ankara'ya götürülen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerin tamamlanması ardından adliyeye sevk edildi.

Twitter paylaşımını geçin, 2
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu, 2

Fincancı ne dedi?

Fincancı, gözaltına alındıktan sonra avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir mesaj paylaştı.

"Gerçek dışı" diye nitelendirdiği gözaltı sürecinin yaşandığı için üzgünlüğünü belirten Fincancı, "Ancak dayanışma ile bu gerçek dışı süreci aşacağımızı biliyorum" dedi.

Fincancı mesajında şunları yazdı:

"Bu gerçek dışı durum ile karşı karşıya kaldığınız için üzgünüm. Ancak dayanışma ile bu gerçek dışı süreci aşacağımızı biliyorum.

"Sizlere kaynaklarıyla bilimsel görüş sürecini aktaracaktım, fırsat olmadı. Bu süreç bitince delillendirme üzerine bir toplantı yapalım.

"Sizlerin kesinlikle çok yoğunluğunuz vardır, bu yoğunluğa maalesef ben de katkı sunmuş oldum. Bu karalama kampanyasını da aşıp birlikte mücadele edeceğiz. İnsanca bir sağlık sistemini hep birlikte kuracağımız günlere dayanışmayla…"

Fincancı'nın mesajı

KAYNAK,TÜRK TABIPLERI BIRLIĞI VIA EVRENSEL

TTB’nin tepkisi ne oldu?

Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamada, Birliğin hukuk bürosunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile bir görüşme yaptığı, bu görüşmede talep halinde Fincancı’nın uygun bir zamanda ifade için gelebileceğinin bildirildiği, buna rağmen Fincancı’nın gözaltına alındığı belirtildi.

“Şebnem Hoca ile Gurur Duyuyoruz” başlığını taşıyan açıklamada, “TTB, bahsi geçen tartışmalara dair düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde gelen eleştirileri dikkatle dinlemekte ve değerlendirmektedir. Ancak bu durum, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın uğradığı siyasi linci ve maruz kaldığı hukuksuz uygulamaları kabul edeceğimiz anlamına gelmeyecektir” ifadelerine yer verildi.

Gözaltıyla ilgili ayrıca; TTB, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından ortak bir basın toplantısı düzenlendi.

Okunan ortak açıklamada, Fincancı’nın ifade ettiklerinin suç unsuru olmadığı belirtildi.

TTB ayrıca Fincancı'nın gözaltına alınmasına ilişkin Dünya Tabipler Birliği'nin (DTB) yayımladığı kınama mesajını paylaştı.

Mesajda DTB Konseyi Başkanı Dr. Frank Ulrich Mongomery’nin “Dr. Korur Fincancı'nın gözaltına alınması ve Türk Tabipleri Birliği üyelerinin görevden uzaklaştırılmakla tehdit edilmesi kesinlikle kabul edilemez" ifadelerine yer verildi.

Barolar ne dedi?

Ankara Barosu, yaptığı yazılı açıklama ile Fincancı'nın gözaltına alınmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile düzenlenmiş "özgürlük ve güvenlik hakkının açık bir ihlali" olduğunu savundu.

Diyarbakır Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van baroları da yayımladıkları ortak açıklama ile Fincancı’nın serbest bırakılmasını istedi.

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ne taraf ülkelerden biri olduğunu belirten barolar, "Taraf devletler, bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı çerçevesinde insan hakları savunucularını şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık, baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı korumakla, tüm bu sıralananları suç olarak kabul etmek ve işlem yapmakla yükümlüdürler" dedi.

Twitter paylaşımını geçin, 3
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu, 3

İzmir Barosu da konuya ilişkin "Bağımlı yargı iş başında" başlığıyla bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, "Nefret söylemi ve şiddet çağrısı içermeyen her düşünce açıklamasına saygı duyulmalı, düşüncelerini açıklayanlar ceza baskısı ile karşı karşıya bırakılmamalıdır" denildi.

Kadıköy'de protesto

Fincancı'nın gözaltına alınması Çarşamba akşamıİstanbul Kadıköy'de protesto edildi.

ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre polis, basın açıklaması yapmak isteyen İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri ile Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu'na izin vermedi.

Gazetecilerin polis tarafından alandan uzaklaştırıldığını belirten ANKA, "onlarca kişinin" gözaltına alındığını bildirdi.

Evrensel gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer ise Twitter'da yaptığı paylaşımda "Polise gazeteci olduğumu söylememe rağmen boğazımı sıkarak gözaltına almaya çalıştı" diye yazdı.

Twitter paylaşımını geçin, 4
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

BBC TÜRKÇE